Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi 17.01.2019 günkü oturumunda PAK hakkında kapatma davası açtı. Bu karar 24.01.2019 günü PAK yetkililerine tebliğ edildi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı imzasıyla gönderilen yazıda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın hazırlamış olduğu iddianameye 30 gün içinde cevap verilmesi istenmektedir.
PAK hakkında açılan kapatma davasına ilişkin PAK 12.02.2019 günü Diyarbakır Gazeteciler Cemiyeti’nde bir basın toplantısı düzenledi.
Çok sayıda TV ve basın yayın kuruluşu basın toplantısını izlediler.
PSK Genel Başkanı Mesut Tek, HAKPAR yöneticisi Vasıf Kahraman, DİTAM Başkanı Mehmet Vural, işadamı Şahismail Bedirhanoşlu, Avukat Sedat Çınar, Kürt siyasetçileri Mele Arif, İsmail Ay, Yusuf Aydın, Cabir Yolbaş, Haluk Gökalp, Zahit Bozarslan, Abdulhay Okumuş, Nezir Çetin,Yurtsever Demokrat İttifak Batman adayı Feyyaz Ekmen ve Diyarbakır Büyükşehir bağımsız adayı Sait Aydoğmuş ve Diyarbakır ilçe bağımsız adayları Zeki Ekinci, Hidayet Fidan, Ramazan Kahramaner,çok sayıda siyasetçi ve aydın ile PAK yönetici ve üyeleri de basın toplantısında hazır bulundular.
PAK Genel Başkanı Mustafa Özçelik, kapatma davası ile ilgili olarak Kürtçe ve Türkçe basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Basın toplantısı gazetecilerin soruları ve verilen cevaplarla son buldu.
Mustafa Özçelik konuşmasında şunları dile getirdi:
"PAK 18 Ekim 2014 tarihinde Diyarbakır’da kuruldu. PAK kurucuları , 17.11.2014 tarihinde kuruluş belgelerini içeren dosyayı Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı’na teslim ettiler. 17.12.2014 günü Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı PAK’a ‘evrak teslim alındı belgesi’ni teslim etti. Bu belgeyle PAK yasal bir parti kimliğini de kazandı.
PAK 04.12.2014 tarihinde , Çankaya Seçim Kurulu görevlilerinin de katılımıyla, Ankara’da Birinci Olağan Kongresi’ni gerçekleştirdi.
Anayasa Mahkemesi’nin bu kapatma davası kararından önce, 12.02.2015 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı PAK’a bir ihtar göndererek , parti ismi, programı ve tüzüğünün Anayasa’ya ve Partiler Yasası’na aykırı olduğunu iddia etmiş ve PAK’ın ad, program ve tüzüğünün değiştirilmesi istenmişti.
PAK Genel Başkanı Mustafa Özçelik, 13.03.2015 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği cevapta , meşru bir dava partisi olarak PAK’ın isim, program ve tüzüğünde herhangi bir değişiklik yapılmayacağını belirterek, ‘Doğru olan Anayasa ve tüm kanunlarda kapsamlı bir değişikliğin yapılmasıdır’ dedi.
PAK’ın bu cevabından sonra, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak, aynı içerikle mahkemenin de PAK’a ihtarda bulunmasını talep etti. Anayasa Mahkemesi de 22.12.2016 tarihinde PAK’ın adını, programını ve tüzüğünü değiştirmesini talep eden bir ihtar gönderdi.
PAK Genel Başkanı Mustafa Özçelik, 03.01.2017 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne verdiği cevabi savunmada , ‘PAK olarak partimizin adını, program ve tüzüğünü değiştirmeyeceğiz. Uluslararası
hukuka ve Anayasa’nın 90. Maddesi’ne göre davranılması ve tüm Anayasal ve yasal düzenlemelerin de bu çerçevede yapılması daha doğru olacaktır’ dedi.
PAK’ın Anayasa Mahkemesi’nin bu ihtarına vermiş oluğu cevaptan tam 2 yıl sonra, bu kez Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine Anayasa Mahkemesi 17.01.2019 tarihinde yapılan oturumunda PAK hakkında kapatma davası açtı.
PAK hakkında açılan bu kapatma davasından sonra, PAK’ın ismi Yargıtay yasal partiler listesinden çıkarıldı. PAK’ın isminin partiler listesinden çıkarılması hukuk dışı, keyfi bir uygulamadır. PAK’ın üye kayıtları resmi olarak halen de işleme konulmasına ve Yargıtay tarafından PAK’a resmi yazılar gönderilmesine rağmen, PAK isminin partiler listesinden çıkarılması kabul edilemez.
PAK isminin keyfi ve gayri hukuki bir şekilde partiler listesinden çıkarılmasına yasal itirazlarımızı en kısa sürede yapacağız.
PAK olarak avukatlarımız ve uzman hukukçulardan da destek alarak, hem siyasi, hem de hukuki savunmamızı Anayasa Mahkemesi’ne sunacağız. Sunacağımız savunma daha önce Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Anayasa Mahkemesi’ne sunmuş olduğumuz savunmaların devamı niteliğinde olacak. PAK, partinin adını, programını ve tüzüğünü savunmayı esas alan bir tutum içinde olacaktır.
PAK, adında ‘Kürdistan’ olan partilerin kapatılması, yasaklanması hukuk dışıdır, insan haklarına, düşünce ve ifade özgürlüğüne aykırı bir anlayış ve tutumun ürünüdür. PAK Türkiye Devleti’ni düşünce ve örgütlenme özgürlüğüne saygıyı esas alan bir siyaset ve uygulamaya davet ediyor.
PAK, bir kez daha devletin tüm yetkili organlarını, Kürt milletinin varlığını, dilini ve Kürdistan gerçekliğini kabullenmeye; bunu yasal ve anayasal güvencelere kavuşturmaya çağırıyor.
PAK, artık geçmişte kalmış çağ dışı anlayışları terk ederek demokratik yollardan sorunların çözümü için Türkiye Devleti’ni gerekli adımları atmaya çağırıyor.
PAK meşru bir partidir. Gücünü, Kürt milleti ve Kürdistan’ın varlığı ve meşru, haklı davasından alıyor.
PAK aynı zamanda tüm gereklerini yerini getirmiş yasal bir parti olarak da hedeflerinden asla vazgeçmeden sivil, siyasal, demokratik ve kitlesel mücadeleyi esas alarak, bugüne kadar olduğu gibi , bundan böyle de mücadelesini mevcut program ve tüzüğüyle sürdürmeye devam edecektir’’. 12.02.2019
PAK (Kürdistan Özgürlük Partisi)
Basın ve İletişim Bürosu