İngiltere’de bir mahkeme, ABD’nin casuslukla suçladığı WikiLeaks'in kurucusu Julian Assange'ın iade talebini reddetti. Mahkeme, ABD hapishanesi koşullarında tutulursa Assange’in intihar edebileceğini söyledi.
Londra Merkez Ceza Mahkemesi yargıcı Vanessa Baraitser, Assange'ın siyasi nedenlerle yargılandığı veya ABD’de adil yargılama olmayacağı iddialarını reddetti. Ancak, ABD hapishanesinde karşılaşacağı "neredeyse tamamen tecrit" koşulları altında, zaten gerileyen akıl sağlığının daha da kötüleşeceğini söyledi.
Yargıç, Assange'ın zihinsel durumuna bakınca, iadesinin ağır olacağını düşündüğünü kaydetti; Wikileaks’in kurucusunun ABD’deki hapishanelerde alınan intihar önlemlerini atlatacak "zekaya ve kararlılığa" sahip "depresif ve bazen umutsuz kişilikte biri" olduğunu söyledi.
ABD karara itiraz edecek
ABD hükümeti karara itiraz edeceğini açıkladı. Avukatları ise Assange’ın, bir buçuk yıldan fazla bir süredir tutulduğu Londra'daki hapishaneden tahliyesini talep etmeyi planlıyor.
Londra Merkez Ceza Mahkemesi salonunda bulunan Assange’ın, karar açıklanırken kaşlarını sildiği görüldü; iki oğlunun annesi Stella Moris ağladı.
Assange'ın Amerikalı avukatı Barry Pollack, savunma ekibinin "İngiltere mahkemesinin suçluların iadesini reddeden kararından son derece memnun olduğunu" söyledi.
ABD'nin Julian Assange'ı kovuşturma ve iadesini talep etme çabalarının, başından yanlış olduğunu söyleyen Pollack, "İngiltere mahkemesinin kararını değerlendirdikten sonra, ABD'nin davayı daha fazla takip etmeme karar alacağını umuyoruz" dedi.
Karar, Assange için önemli bir zafer sayılsa da İngiltere’de yıllardır süren hukuk mücadelesinin sonu anlamına gelmiyor.
ABD’li savcılar Assange'a, on yıl önce sızdırılmış askeri ve diplomatik belgeleri Wikileaks üzerinden yayınlaması ve ABD hükümeti bilgisayarlarına sanal saldırıyla ilgili 2019’da 17 yeni casusluk suçlaması yöneltmişti. Suçlamalar en fazla 175 yıl hapis cezası öngörüyor.
Avukatları ise 49 yaşındaki Avustralyalı'nın gazeteci olarak hareket ettiğini; ABD’nin Irak ve Afganistan’da askeri suçlarını açığa çıkaran sızdırılmış belgeleri yayınlamak için ABD anayasasının ifade özgürlüğünü düzenleyen ilk ek maddesinin korumasından yararlanma hakkına sahip olduğunu iddia ediyor.
Ancak yargıç, Assange'ın eylemlerinin kanıtlanması halinde, ifade özgürlüğü açısından korunmayacak suçlar işlediği anlamına geleceğini söyledi.
Savunma ekibi ayrıca, sonbaharda yapılan üç haftalık duruşmada, iadenin Assange'ın insan haklarını tehdit ettiğini çünkü ağır depresyonunu ve akıl sağlığını kötüleştirecek "aşırı orantısız bir ceza" ve "acımasız ve insanlık dışı koşullarda tutulma" riski olduğunu savundu.
Yargıç Baraitser bu argümanı haklı buldu; Assange'ın orta ila şiddetli klinik depresyondan mustarip olduğunu ve geleceğinden bazen gerçekten korkan "çaresiz bir adam" olduğunu söyledi.
ABD hükümetinin avukatları ise Assange'ın yargılanmasının büyük ölçüde, ABD ordusu istihbarat analisti Chelsea Manning’in diplomatik yazışma ve askeri dosyalarını çalmasına neden olduğunu söyleyerek, yalnızca sızdırılan belgeleri yayınladığı için suçlandığı iddialarını reddediyor.
İnsan hakları gruplarından Assange’a destek
Assange hakkındaki kovuşturma, gazeteciler ve insan hakları grupları tarafından kınanıyor. Yargılamanın, dünyanın dört bir yanında ifade özgürlüğünü baltaladığını söyleyenler, ifade özgürlüğü gerekçesiyle verilmemiş olsa da yargıcın kararını memnuniyetle karşıladı.
Julian Assange, 2010 yılında iki kadının tecavüz ve cinsel saldırı iddiaları nedeniyle İsveç'in talebi ile Londra'da tutuklanmıştı.
Assange 2012'de, İsveç'e gönderilmekten kurtulmak için Ekvador Büyükelçiliği'ne sığınmıştı. Assange böylelikle İngiltere ve İsveç’ten kaçsa da Londra'nın şık Knightsbridge bölgesindeki küçük diplomatik misyonu terk edemediği bir hapis hayatı yaşamaya başlamıştı.
Ekvador ile ilişkisi yıllar sonra bozulan Assange, 2019 yılı Nisan ayında büyükelçilikten tahliye edilmişti. İngiliz polisi 2012'de kefaletle serbest bırakıldığı için Wikileaks’in kurucusunu hemen tutuklamıştı.