Avrupa Birliği’nin Türkiye raporunda Rojava ve ‘Kürtler’ detayı

.

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, 25-26 Mart'taki AB Liderler Zirvesi'ne sunmak üzere “Türkiye-AB arasındaki siyasi, ekonomik ve ticari ilişkilerin durumu” başlığıyla rapor hazırladı.

AB’nin üst düzey yetkililerinden Josep Borrell'in AB Zirvesi'nde liderlere sunacağı raporunda, Türkiye destekli silahlı grupların Rojava’da işlediği insan hakları ihlallerine dikkat çekilerek, Suriyeli mültecilerin Kürt bölgelerine yerleştirmesinin sorun olmaya devam ettiği vurgulandı.

Raporda HDP’li belediyelere atanan kayyımlar, kapatma davası, AİHM kararına rağmen Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın hala tutuklu bulunmasına da değinildi.  

16 sayfalık raporun “sonuçlar” bölümünde ise, AB'nin Türkiye ile ilişkilerde ilerleyeceği yol hakkında tavsiyeler ve seçeneklere yer verildi.

Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Libya, Dağlık Karabağ

Doğu Akdeniz'deki durum, Kıbrıs meselesi, Libya, Dağlık Karabağ gibi bölgesel gelişmeler de raporda yer aldı.

Raporda Türkiye’nin özellikle Doğu Akdeniz’de yeniden “kışkırtıcı ve çatışmacı” tavırlara girmesi halinde uygulanabilecek yaptırımlara değinildi.

“Türkiye’nin Kafkasya’daki askeri harekatlara verdiği son destek, Dağlık Karabağ ile ilgili düşmanca tavrı bölgesel rolünün daha fazla sorgulanmasına yol açtı” ifadelerine yer verilen raporda, Ankara’nın barışçıl bir çözümü teşvik etmekten uzak tavır ile Azerbaycan'ın askeri çözümünü destekleği belirtildi.

Rojava ve silahlı gruplar

Doğrudan bir komşu olarak Türkiye’nin istikrarlı ve müreffeh bir Suriye görmek istediğine değinilen raporda, Ankara’nın Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumak ve barışçıl bir çözüm ile BM liderliğindeki siyasi süreci desteklediği kaydedildi.

Türkiye’nin hala en az 3.6 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapmaya devam ettiği hatırlatılan raporda, bununla birlikte, Türkiye destekli milislerin Rojava’da (Efrin, Gire Spi ve Sere Kaniye) işlediği suçlara değinildi.

Raporda, bu grupların Kürt bölgelerinde büyük ölçekli demografik değişime ve insan hakları raporlarına yansıyan sivillere karşı hak ihlallerine sebep olduğu belirtildi.

“Türkiye’nin Suriyeli mültecileri eski Kürt bölgelerine yerleştirmesi sorun olmaya devam ediyor” denilen raporda, mültecilerin evlerine dönüşünün güvenli, gönüllü, onurlu olması ve BMGK tarafından belirlenen parametrelere göre olması gerektiğine vurgu yapıldı.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kürdistan Bölgesi toprakları içerisinde yürüttüğü operasyonlar da raporda yer aldı. Raporun bu kısmında PKK’nin AB tarafından “terör örgütü” olarak kabul edildiği hatırlatıldı.

Kürt belediyelere kayyım ve Demirtaş

Raporun “Katılım müzakereleri” ile ilgili kısmında Türkiye’nin 1999 yılından beri AB’ye aday ülke konumunda olduğu hatırlatıldı.

2005 yılında belirlenen 35 fasıldan şimdiye kadar 16 fasılın açıldığına değinilen raporda, Türkiye’nin temel AB ilke ve değerlerinde yaklaşımında “ciddi gerileme” içinde olduğu ifade edildi.

Raporda, özellikle 15 Temmuz 2016’deki darbe girişiminin ardından “hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygı ve yargı bağımsızlığı” konularında giderek artan bir merkezileşme nedeniyle “sürekli olarak kötüleştiği” ve “Meclis’in önemli ölçüde zayıfladığı” belirtildi.

Buna ek olarak Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) seçilmiş 65 belediye başkanından 59'unun görevden alınarak yerlerine hükümet tarafından kayyum atandığına vurgu yapılan raporda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın da HDP hakkında kapatma davası açtığı anımsatıldı.

Raporda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) nihai kararlarına rağmen Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın tutuklu olduğu bilgisine yer verildi.

Siyaset Haberleri

BM: Suriye’yi de içine çekecek bölgesel savaş riski var
Emine Şenyaşar'a Meclis'te engel
AYM: "Soykırım" ve "katliam" ifadeleri yasaklamaya gerekçe olamaz
AKPM Türkiye Raportörü: AİHM kararlarına uyulması acil bir konu
Türkiye’de erişime engellenen web sitesi sayısı 1 milyonu aştı