2013 yılında işlenen bir kadın cinayetiyle ilgili yapılan başvuruyu değerlendiren AYM, kamu görevlilerin ihmalinin olduğunu tespit ederek hak ihlali kararı verdi ve soruşturma açılmasını istedi.
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, İzmir’de boşandığı kişi tarafından tehdit edildiğini emniyete ve yargıya bildirmesine rağmen 2013 yılında öldürülen akademisyen S.E.'nin babasının açtığı davada hak ihlali kararı verdi. Karar Resmi Gazete'de yayınlandı.
T24'ten Gökçer Tahincioğlu'nun haberine göre kararda İstanbul Sözleşmesi’nin de aralarında bulunduğu uluslararası sözleşmelere ve ulusal mevzuata atıf yapılarak, kamu görevlilerinin şiddeti bu enstrümanları kullanarak engellememesinin ihmal anlamına geldiğini belirtildi. AYM, söz konusu kamu görevlilerinin soruşturulması için kararı ilgili mercilere gönderdi.
MAHKEME ÜÇÜNCÜ BAŞVURUDA 1 AYLIK UZAKLAŞTIRMA VERDİ
S.E.'nin tehditlerin ardından her seferinde karakola giderek yaptığı başvurularda düzenlenen tutanaklarda, V.A. için uzaklaştırma kararı talep edildi ancak mahkemeler iki kez, uzaklaştırmaya gerek olmadığına hükmetti. Üçüncü kez başvuru yapılmasının ardından ise 1 aylık uzaklaştırma kararına hükmedildi. S.E.'nin can güvenliğinin bulunmadığına yönelik başvuruları Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’ne de iletildi ancak ŞÖNİM tarafından da herhangi bir adım atılmadı.
CEZA İNDİRİMİNDEN YARARLANDI
15 Aralık 2013’te, çocuğu almak için S.E.’nin evine gelen V.A., S.E.'ye saldırarak bıçakla öldürdü. Kadının çantasını ve cep telefonunu alan V.A., eski kayınpederine, kızıymış gibi, “Çocuk hastalandı, hastaneye geldim” mesajı attı. S.E.'nin kartından da 2 bin 500 lira para çekti. V.A., daha sonra ablasına cinayet işlediğini söyleyince yakalandı. Yapılan yargılamada, cinayeti tasarlayarak işlemediği gerekçesiyle müebbet hapse mahkum edilen V.A.’nin cezasında indirim de yapıldı. Ceza 25 yıl olarak belirlendi.
S.E.’nin babası, olaydan sonra Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na, gerekli kararları almayan 4 hakim ve 3 savcı hakkında suç duyurusunda bulundu. Ancak HSK, kararların yargısal nitelikte olduğunu belirterek işlem yapmadı.
S.E.’nin babası, polis ve jandarma karakollarındaki görevlilerle, Aile Bakanlığı’na bağlı ŞÖNİM’deki görevliler hakkında da şikayette bulundu ancak kaymakamlık soruşturma izni vermedi. Bu karara yapılan itirazı da idare mahkemesi reddetti. Baba, bunun üzerine Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
AYM YENİDEN SORUŞTURMA AÇILMASINI İSTEDİ
AYM Genel Kurulu kararında, devletin hukuka aykırı eylemleri hoşgörü ve teşvik gösterildiği görünümü verilmesini engellenmesi yükümlülüğü anımsatıldı. Kararda, "Kamu makamlarının S.E.’nin yaşamına yönelik gerçek ve yakın bir riskin varlığından haberdar olduğu, yaşamsal açıdan ciddi sonuçlar doğuracak bir saldırıyı tahmin edebilecek konumda bulunduğu şüpheye yer bırakmayacak şekilde açıktır” denildi.
Kararda, ölümler nedeniyle yalnızca tazminata hükmedilmesinin yeterli olmayacağı vurgulanarak, yaşam hakkını koruma yükümlülüğü yönünden soruşturma yürütülmesi gerektiği belirtildi. Soruşturma izni verilmemesinin de bu nedenle hak ihlali oluşturduğu kaydedildi.
S.E.’nin yaşam hakkının ihlal edildiği, bu konuda koruma yükümlülüğü bulunan kamu görevlilerinin de soruşturulmadığı ifade edilerek, yeniden soruşturma açılması için kararın bir örneği ilgili yerlere gönderildi.