Yerel seçimler 31 Mart 2019 tarihinde, Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri ise 3 Kasım 2019 tarihinde yapılacaktı..Ancak devleti yönetenler geleceğe yönelik bazı bölgesel tehlikeleri önlemek amacıyla bu kararı aldıklarını iddia ediyorlar.Tüm kamu oyu araştırmalarında MHP AKP oyları %50'yi bulamıyor. Aslında seçimlerin gecikmesinin oyların daha da düşmesine neden olacağı endişesi var işte sıkıntı burada.; Cumhurbaşkanı konuştuğu her yerde Kürt oylarını çantada kelik görüyor, Kürtlere seslenip ''aman Kürt kardeşlerim kimseye kanmayın diye çağrı yapıyor. Askerlikte bir hikaye var gerçek olduğunu söylerler '' Komutan memoya demiş oğlum düşman karşıdan gelirse ne yaparsın? Memo vururum komutanım .aferin demiş Peki ya, Sağdan soldan gelirse diye sormuş? Memo sağa sola dönüp vururum komutanım .Komutan peki memo çok yaşa oğlum Aferin son sorum düşman arkadan gelirse ne yaparsın ? Memo demiş, ma komutan benden başka Tirk Eskerin yok mi?''
Bu Misalle bakarak ; Öte yandan Devletin şimdiye kadar izlediği beka sorununda baş çelişkisi Kürtlerdir; Devlet, HDP'yi kurdurup ve kendi kanunlarına rağmen ve HDP'de ne kadar ben Türkiye Partisiyim ve şefleri biz bölücü değiliz ülke bütünlüğün sigortasıyız derlerse de devlet aklı HDP ye oy veren Kürt seçmenlerini hep dışlayacak ve sakıncalı görecektir. Devletin amacı tüm Kürtleri merkeze çekmektir.
Peki Kemalist KILIÇDAROĞLU ve Milliyetçi Meral AKŞENER durur mu? AKP MHP Cumhur ittifakının MHP'nin bittiğinin yorumları yapılırken, beklenmeyen bir oyunda İYİ Parti'nin seçilme hakkının kazanması ve grup kurmaları için CHP'den 15 CHP'linin istifa edip İYİ Parti'ye geçmeleri oldu.
Artık siyasete kural ahlak kalmadı, kim kimi yok ederse her yol mubah ortama gelindi..
Zaten seçim kararının böyle korsanca alınması her türlü yol yordama açık olduğu göstergesidir.
O zaman bu seçimde Kürdistan'ı düşünen Kürtler ne yapmalı ? Özellikle Kürt ulusal çıkarlarında birlikten yana olan siyasi görüşü, dini, mezhebi ve inancı ne olursa olsun bir araya gelmeliler.
Bu belki çok zor görünüyor ama Kürt ve Kürdistan çıkarlarını parti ve kişi üstünde tutanlar için zor olmadığı gibi Kürt severlik görevdir. Kürdüm diyenler Kürtlerin ulusal demokratik haklarını savunmak iddiasında olan parti ve kişiler de bu birlikten kaçınmamalıdır. Ortadoğu'da özellikle 25 Eylül Referandumun çok başarılı geçmesi Kürtler yol gösterici siyasetten ve diplomaside uluslar arası saygıyı ve itibar hak etmişlerdi. Ta ki, 15-16 Ekim YNK bir kesimi (Talabani'nin oğlu) Goran ve onların yandaşlarının içindeki ihanet çeteleri yüz yılların mücadelesinin kazanımı olan Kerkük'ü Haşti Şabi ve Irak'a teslim edinceye kadar. Bu ihanet her parçada Bağımsızlıkçı Kürt severler tarafından lanetle karşılamışlardır. İşte bu anlamda Kürtler her yenilgi ve her ihanetten ders alınmalı ve ulusal Demokratik çıkarlarda birlik olmalıyız. Bu baskın veya şok seçimde Cumhurbaşkanı seçiminde gösterilecek adayda genel anlamda Demokrat hak hukuktan yana olması özel anlamda Kürtlere yaklaşımı iyi değerlendirilmeli. Milletvekili seçiminde Diyarbakır Milletvekili İmam TAŞÇIER'IN birlik için çağrısı geçerli ise yani HDP dışında birlikte blok oluşturma yetkisi ve sözü geçerli ise bana göre Kürtlerin ulusal Demokratik çıkarlar temlinde görüşülebilir.Kürtler ve demokrasi güçleri açısından Çok kritik görünen önümüzdeki süreçte iki seçenek gözüküyor
BİR) Türk sosyalist güçler ve Kürtlerin Ulusal Demokratik haklarından kısacası haktan hukuktan yana olan güçlerle bir araya gelip belki bir demokrasi gediği açılır diye ortak hareket edilebilir.
İKİ) Resmi ideolojiden yana olmayan Kürtler birlik olup kendi yollarına mı devam etmeli?
Açıkçası kanımca ve düşüncem o ki; bu süreçte resmi ideolojiye sıkı sıkı bağlı olmayan demokrasiden yana tüm kesimlerin en azından Kürtlerin ulusal demokratik haklarını göz ardı etmeden bir araya gelmelerinde yarar olacaktır. Yoksa hergün Duran Kalkan ve Mustafa Karasu biz bağımsız Kürdistan istemiyoruz hiçbir ülkeyi böldürmeyiz gibi çok yakışıksız ve rahatsız edici açıklamalara devam edecekse PKK/HDP dışındakiler yollarına devam eder, onların da Kemalist Türk solu ile yolları açık olsun. Ama bugünkü yol yordamla ve bugünkü HDP yönetimi ile bir yerlere varacaklarını sanmıyorum. Çünkü devlet de bugünkü HDP'nin fikir ve yönetiminin dağınıklığının farkındadır.. Yıllardır devlet böl yönet politikasını uyguluyorsa, devletin bu başarısı da kuşkusuz ulusal bağımsızlıktan uzaklaşıp resmi ideolojiye yakınlaştıkları içindir. Özetle önemle Kürdüm diyenler asla birbirilerini yok sayma temlinde siyaset yapmamalıdır. Esas Kürt ve Kürdistan sorunu da bu hassas noktada düğümleniyor.