Ey devlet, madem Petrolspor seni bu kadar ilgilendiriyordu, 1968 yılından 2013 yılına kadar sorunsuz gelen geleneği neden bozdun? Petrolspor’u TPAO’nun bünyesinden çıkarıp, kurtlar sofrasına sürdün? Şimdi vali ve il idaresi üstünden operasyon yapmak hangi derde deva olacak? Çocukluğumda hayallerimin takımı olan Petrolspor’a bir tür kayyım atamak, içimi acıtıyor.
29 Kasım günü Petrolspor Kulübünün, Facebook’taki resmi sayfasında aşağıdaki açıklama yapıldı:
“…Teknik direktörümüz Tarık Yurttaş ve futbolcularımıza hain saldırı…
TFF 3. Lig’de mücadele eden Medical Park Batman Petrolspor’un teknik direktörü Tarık Yurttaş ve 2 futbolcusu gece yarısı saldırıya uğradı. Tesislere gelen kimlikleri henüz belirlenemeyen kişiler tarafından darp edildi.
Kulübün Site Mahallesi’ndeki tesislerine gelen kimliği belirlenemeyen 12 kişi ile kulüp yetkilileri arasında tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine teknik direktör Tarık Yurttaş ile iki futbolcu saldırganlar tarafından demir çubuk ve sopalarla darp edildi. Saldırganlar kaçarken yaralanan yurttaş ve futbolcular olay yerine gelen 112 Acil Servis ekibince hastaneye kaldırıldı. 52 yaşındaki teknik direktör Yurttaş’ın burnu ile kaburgasında kırıklar olduğu belirlendi.
Emniyet güçleri saldırının ardından 4 kişi gözaltına aldı. Diğer saldırganların yakalanması için çalışmalar sürüyor.”
Saldırının pervasızlığı, şiddeti ve niyeti, bu saldırının geleneksel öfkeli taraftar saldırısı olmadığını ortaya koyan ciddi işaretler taşıyordu. Hiçbir taraftar Teknik Direktör’ü ve takımın çok sevilen kaptanını öldüresiye dövmez. Hiçbir taraftar grubu, bu işi gece yarısı, sessizce ve gözlerden uzak bir ‘temkinlilikle’ yapmaz. Taraftar planlı hareket etmez, taraftar öfkeli ve velvelecidir. Soğuk, planlı ve hedefe kitlenmiş saldırılar mutlaka örgütlü ve daha başka amaçları ifa etmek üzere kurgulanır. Bu saldırı her haliyle ‘basit bir öfke patlaması’ değildir. Daha derin bir anlaşmazlığı temsil ettiği, her yönüyle açıktı.
Nitekim, 30 Kasım günü teknik direktör Tarık Yurttaş’ın avukat kardeşi İrfan Yurttaş, ‘Kamuoyuna’ başlığıyla şöyle bir açıklama yaptı:
“…Bilindiği üzere Petrolsporumuz’un teknik direktörü ve kardeşim Tarık Yurttaş ile birlikte yardımcı hocalarımız Erkan Çakır, Tahir Alegöz ve kaptanımız Celal Aras perşembe gecesi saat 23.00 sularında alçakça ve hiçbir vicdana sığmayacak şekilde 12-15 kişi tarafından tesisimiz basılarak ağır şekilde darp edilmişlerdir. Tarık hoca ölümden dönmüş vücudunun hayati kısımlarında kırıklar meydana gelmiştir. Bu saldırı, kulübün eski başkanlarından Aydın Gülmez’in Tarık hocayı telefonla arayıp ‘adamlarımı gönderiyorum’ demesinden 10 dakika sonra, yeğeni B.A.’nın başını çektiği ve diğer yeğenlerinin de bulunduğu grup tarafından gerçekleştirilmiştir. Olayın sıcaklığı ve bilgi eksikliği nedeniyle yanlış bir algının oluşmaması adına öncelikle belirtmek isteriz ki, olayın taraftarlar ve taraftarlık ile hiçbir ilgisi yoktur. Batmanımıza ve Batman insanına yakışmayan bu esef verici olay gerek Batman kamuoyunda gerekse Türkiye spor kamuoyunda nefretle karşılanmış ve kınanmıştır.”
İrfan Yurttaş’ın açıklaması, sorunun kısmen ne olduğuna dair fikir edinmemize olanak sağladı. 2 Aralık günü Batman Yerel Basını şu haberi geçti. “…Batman Petrolspor’un içinde bulunduğu krizin sonlandırılması için kulüp binasında teknik heyet ve futbolcularla bir araya gelen Vali Hulusi Şahin, kısa sürede yönetimin oluşturulacağını söyledi ve ekledi: “Herkes hissesini devredecek. Bu takım ancak böyle düzlüğe çıkar. Petrol’ü yeni yönetimle güzel günlere taşıyacağız.”
Vali Hulusi Şahin’in ifadesi aslında meselenin merkezi bağlamını açıklıyor “herkes hissesini devredecek”… Gazeteci Nizamettin İzgi’nin haberine göre, “…Vali Hulusi Şahin, İl Genel Meclis Başkanı ve eski Petrolspor yöneticisi A. Vahap Akbaş’ı tam yetkili olarak kulübün başına getirdi. Batman Valisi Hulusi Şahin, elini taşın altına koyarak Petrolsporun yönetimini Vahap Akbaş’a verdi.”
Konuyla ilgili açıklama yapan Akbaş, “…Bu takım Batman’ın ve bu şehirde yaşayan herkesindir. Gönlümüz küme düşmesine ve ligden silinmesine izin vermez. Sayın Valimiz bu görevi bana tevdi etmiştir. Hisselerin devrinden sonra oluşturacağım yeni yönetim ve yeni teknik ekiple Petrolspor’a dört elle sarılacağız. Herkes çok iyi bilsin ki; sayın valimiz Hulusi Şahin olmasaydı bu kulüp kesinlikle kapanacaktı. Bu nedenle bir Batmanlı ve eski Petrolsporlu olarak valimize teşekkür ediyorum” dedi.
Bütün bunlar olurken, teknik direktör Yurttaş’ı öldüresiye döven failler hakkında en küçük bilgi basına sızmadı. Sanki, Batman ve Petrolspor, hayaletlerin saldırısına uğradı ve saldırganlar buharlaştı.
Şimdi sormak lazım: Ey devlet, madem Petrolspor seni bu kadar ilgilendiriyordu, 1968 yılından 2013 yılına kadar sorunsuz gelen geleneği neden bozdun? Petrolspor’u TPAO’nun bünyesinden çıkarıp, kurtlar sofrasına sürdün? Şimdi vali ve il idaresi üstünden operasyon yapmak hangi derde deva olacak? Çocukluğumda hayallerimin takımı olan Petrolspor’a bir tür kayyım atamak, içimi acıtıyor.
Devlet destekli sözüm ona ‘yardım eli’nden hiçbir olumlu sonuç çıkmadığını, Diyarbakırspor, Siirt YSE ve Vanspor tecrübelerinden biliyoruz. Bu girişimler hiçbir gelenek oluşturmuyor. Yönetim manasında hiçbir tecrübe biriktirmiyor; tersine, şehrin eşraflarından birilerinin, kişisel çıkarlarına hizmet ediyor. Bu senaryo Diyarbakır’da Siirt’te ve Van’da aynı rezaletle sonuçlandı. Son tahlil de atanan yönetim ve dolayısıyla yöneticiler, devletten nemalanmanın dışında spora özellikle de futbola hiçbir katkıda bulunmadılar.
Eğer Petrolspor 3. Lig’de kendi imkanlarıyla tutunamıyorsa bırakın düşsün. Gerçek yerine demir atsın. Bu alçaltıcı himayeyi kabul etmektense, Petrolspor’u amatör liglerde mücadele ederken görmek, beni incitmeyecek. Hatta bu durumdan göğsümü gere gere onur duyarım.
Futbol kültürel olduğu kadar sivil bir faaliyettir. Bir şehrin kültürel, ekonomik çapı neyse, futbolunun çapı da odur. Bir şehrin imkanları neye yetiyorsa, onunla yetinmek en ahlaki yoldur. Vali ve Özel İdare, devleti temsil eden iki kurumdur ve devletin çıkarlarını gözetmeleri hiç de şaşırtıcı değildir. Bir validen beklenen sportif faaliyetlere destek olmasıdır. Yönetmesi değil. Tekrar ediyorum bu tür suni kalp masajları ve palyatif çözümler hiçbir yerde ciddi, köklü sonuçlar doğurmamıştır. Şehrin ‘eşrafı’, futbol kulübüne istese bile nesnel olarak katkı yapamaz. Bu iş başka bir ruh ve adanmışlık gerektiriyor. Profesyonel bir faaliyet, profesyonel kadrolar gerektirir.
Gazete Duvar