Kanımca, "Seni başkan yaptırmayacağız" anlayışı yanlıştı. Kürt-Kürdistan sorunlarında siyasal mücadeleyi yürütmek önemlidir. Kürtler siyasal mücadele yürüterek bazı kazanımlar elde edeceklerdir. Kürtlerin, parlamentoyu ikna etmeleri zor olabilir. Ama, Başkan’la daha etkili bir pazarlık yürütülebilirdi.
'Tüm askeri darbelerin temelinde Kürt sorunu vardır'
1970’lerin sonlarında, Başbakan, yine Süleyman Demirel’dir. Başbakan Süleyman Demirel o dönemde de, “Benden Tunceli kanunları istemeyin”, “Benden Mustafa Muğlalı yaptırımları istemeyin” sözlerini söylemiştir.
Her iki dönemin sonunda da bir askeri darbenin yaşandığı biliniyor. 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980. Türkiye’de bütün askeri darbelerin temelinde, Kürt-Kürdistan sorunu vardır…27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat 1997… Ama bu durumu Türkiye’de, üniversite, sosyal bilimler, basın açıklamamıştır, daha doğrusu açıklayamamıştır. Bir etnik, toplumsal kategoriyi inkar ederseniz, yok sayarsınız, bunlarla ilgili gelişmeleri de izlemekten uzak kalırsınız. İki örnek de bu durumu açıkça ortaya koymaktadır.
Kanımca, 1960’ların sonlarında, 1970’lerin sonlarında, Başbakan Süleyman Demirel’in vermeye yanaşmadığı, vermek istemediği imtiyazları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan vermiş. Bu bakımdan Sur, Cizre, Silopi, Nusaybin, Yüksekova, Silvan, İdil, Şırnak gibi Kürt şehirleri yakıldı, yıkıldı tarumar edildi. Devlet terörünün tırmandırıldığı açık bir gerçekliktir. Bu süreçte, PKK-KCK’nin, savaşı şehirlere taşıma anlayışı elbette dikkatlerden uzak tutulamaz.
Söyleşinin temamı
http://www.bbc.com/turkce/haberler/2016/06/160606_besikci_mulakat?ocid=socialflow_twitter