Kürt siyasetin semalarında dolaşan kara bulutların birden çok karabulutların olduğu biliniyor. Her karabuluttan akan damlacıkların Kürt siyasetini nasıl da şekilden şekle sokturduğu herkes farkında. Kürt siyasetin semalarında dolaşan İran kaynaklı karabulutların karanlığıysa, tam anlamıyla Kürt siyasetine felaket damlacıklarını yağdırıyor Kürt siyasetinin üzerine!
Bahçeli ile Doğu Perinçek mantığına havale edilmiş Kürt sorunu kaynaklı Türkiye Devleti'nin karabulutları bile İran'ın karabulutları karşısında sönük kaldığını bilmeyen yok sanırım. İran'ın PKK ile olan flörtü, İran'ın YNK ile dansı, İran'ın Goran ile sarmaş dolaş olmasından haberim yok diyen Kürtlerin aklına şaşmak gerekmiyor mu?
İşin en garip tarafı da, arka, ön tüm ceplerini İran elinin dolaşımına sunan Kürtlerin Sayın Mesud Barzani'ye karşıt politik karalamalarda ortak hırlama senfoni seanslarında buluşmasıdır!
Örneğin, karanlık Haşdi Şabi'leriyle Güney Kürdistan'ın işgaline kalkışan İran'a ses çıkarmazlar! Yada günde bir kaç Kürt evladın canını darağaçlarında sallandıran İran'a gözü kapalı seyirci kalırlar. Ama Barzani'nin Ankara ile olan diplomatik ilişki üzerinden yıllarca kıyameti kopardılar ve hala koparıyorlar! Hedef şaşırtmaya yönelik yaşanmış bir vakayı anlatarak noktayı koyalım:
Adamın birisi tarlasına mercimek ekmiş. Mükemmel bir ürüne dönüşen mercimeklerini el ve orakla biçip kurumaya bırakmış. Günlerden bir gün tarlada kurumaya bıraktığı mercimeklerini toplayıp harmana taşımak için tarlasına inmiş inmesine ama ne görsün! Toplanan ve kurumaya bırakılan mercimeklerin içinde eşi bir başkasıyla seviştiğini görmüş.
Elindeki orakla adamı kovalamış. Eşiyle sevişen hovarda ha bire kaçmış. Elinde orakla adamı kovalayan garibim adama hayli yaklaşmış. Kaçan adam arkasına baktığında kendisini kovalayan adamın kendisine iyice yaklaştığını görmüş. Yere eğilip bir avuç mercimek eline alarak kaçmaya devam etmiş. Civar tarlalarda kendi işlerinde olan ahali "yahu ne oluyor?" diye müdahale etmeye kalkışmış.
Elinde orak adamı kovalayan garibansa "yahu bu adamı eşimle seviştiğini gördüm" diyebilecek gururunu yenmediğini gören adam "ey ahali bak görüyorsunuz insanlığın bir dirhemi bile kalmamış bu şahısta; baksanıza tavşanlarım için bir avuç mercimeği tarlasından aldığım için beni öldürmeye çalışıyor!" demiş. Eşiyle sevişen adamın yüzüne bakan gariban, elindeki orağı yere atarak "bilen biliyor bilmeyense mesele bir avuç mercimek diyebilsin" diyerek evinin yolunu tutar. ê zane zane, ê nizane bakê nîska'ye"