Bir Anketin Düşündürdükleri!

Şeyhmus Özzengin

"1980 Van doğumlu Deniz Çifçi, siyaset bilimi ve ulullararsı ilişkiler doktoru. Londra merkezli Mezopotamya Araştırma Merkezi'ni kurma aşamasında olan Dr. Çifçi, "IŞİD ve Kürtler - Çatışmadan Siyasal ve Sosyolojik Kaynaklara" adlı kitabını yakında piyasaya sürüyor. İyi derecede Kürtçe, Türkçe, İngilizce, Azerice ve Farsça, orta derecede Arapça biliyor."(1)


Kürt akademisyen Dr. Deniz Çifçi, „Kürdistan Bölgesi'nde bağımsızlık referandumu" için bir anket yapmiş. Bu anketin araştirma alanı üç ayrı merkezden oluşuyor. Suleymanîye, Hevlêr ve Dihok ve Zaxo'nın bazı bölgeleri. Ankete katilan kesimleri ise ankat gereği şöyle ayrıştırıyor:

1-„Araştırmamıza siyasi elitlerle başladık. Araalrında KDP,KYB, Goran, Yekgırtu, Komel,Bizutnewe, Komünist Partisi; genel başkan veya yardımcıları ile parlamenterlerin bulunduğu 120'ye yakın kişiyle röportaj gerçekleştirme imkanı oldu. Buna peşmerge komutanları da dahil. „(1)  Bu alanda yaklaşık 120 kişi ile görüşülmüş ve „bağımsızlık için referandum"a ilişkin sorular iletilmiş.

2-Araştırmanın ikinci ayağı ise „sokaktaki seçmen ve Sıvil Toplum kurumları" olmuş. Bu alandaki çalışmalar da anket şeklinde yapılmiş. Böylece toplam (120+250) 370 kişi ile „anket" ve „röportaj"lar şeklinde bir sonuca gitmeye çalışılmiş.

Yürütülen çalışmalar sonucu „Kürdistan Bölgesi'nde bağımsızlık referandumuna yüzde 92 "evet" oyu çıkacağanı" tesbit ettiğini belirten Kürt akademisyen Dr. Deniz Çifçi; şimdiki „bölünme",  „ekonomik ve siyasi kriz" şarlarında, bu oranın %55'e kadar düştüğünü belirtmektedir.

Özellikle YNK ve Goran Hareketi'nin etkin olduğu alanlarda: „Süleymaniye merkezli Kürt siyasal aklı özekllikle de Goran, KYB ve STK'lar ve bazı aydınlar bu koşullarda referanduma gidilmesini doğru bulmuyor." Şeklinde bir tesbitin yanısıra:

„KDP yetkilileri ile onu destekleyen Yekgırtu ve STK'lar şunu söylediler: "Evet bu koşullarda referandum yapılmasını istemeyiz. Ama mecbur yapılacaktır çünkü bu bir fırsat,yapılması gerekiyor." Denildiğini ve özellikle ekonomik kriz konusunda ise „"Ancak Kürdistan bağımsızlıktan sonra bazı iç sorunlarını çözebilir" görüşünün hakim olduğunu belirtmektedir.

Suleymaniye merkezli YNK ve Goran Hareketi "Siyasal kriz, ekonomik sorunlar ve demokratik ilerleme referanduma gitmeden (önce) sonuçlanmalı. Çünkü Kürdistan kurulduktan sonra bu sorunlar derinleşir." Görüşündeyken: Ancak Hevlêr ve Dihok merkezli Kurd siyaseti ise: "Evet şu anda siyasal bir kriz var. Kürdistan kurulduğu zaman bu sorunlarla mücadele etmek, demokratik bir zeminde bu sorunları çözmek daha kolay olacaktır" denildiğini ve Kurdistan bağımsızlığı'nın bu problemlerden dolayi „ertelenemeyceği" mesajı verdiklerini belirtmektedir.

 

Ulusal bir karar için, bu iki ayrı duruş ve farklılığın „Kurdistan bağımsızlığı için referandum" anketine bir „bölünme" olarak, tehlikeli bazda yansıdığını, izlenim olarak sunmaktadır. Kurd siyasi çevre, parti ve örgütlerin ulusal çıkarlarımızı etkileyen bu olumsuz etkisinin yanııra; Sivil toplum örgütleri ve halktan kişilerle ilgili anket bazında yapılan araştırmanın sonucunu ise:

„Süleymaniye ve çevresindeki yaklaşık 120, Erbil, Duhok ve Zaho'da ise 130'a yakın kişiyle görüştük. Bu da daha çok anket tarzında oldu.

 

Sözkonusu kesime Kürdistan'ın bağımsızlığına evet mi, hayır mı diye sorduk. Yüzde 92 oranında‚ Kürdistan'ın bağımsızlığına evet' dedi"ğini belirtiyor. Fakat, „mevcut sorunlarla referanduma gitmeyi nasıl görüyorsunuz?" sorusuna, Süleymaniye'den yüzde 76 oranında "olumsuz" yanıt geldi. Erbil ve Duhok halkı ise referanduma her koşulda gidilmesini istiyor." Tesbitini yaptığını bize sunuyor.

Bu iki merkezli zıtlaşmanın olduğu ve bunun Kurd ve Kurdistan ulusal çıkarlarını ciddi şekilde tehdit ettiğini ise şu cümleyle bize sunuyor:

„Sonuçlara baktığımızda, eğer Kürdistan referanduma giderse ve halkın yüzde 40-45'i büyük ihtimalle referanduma "hayır" demez ama boykot ederler diye düşünüyorum. Kürdistan'ın yüzde 40-45'lik kesimi referanduma gitmezse, yüzde 55-60 gibi bir sonuçla geçse dahi bu siyasal bir ayıptır.

Her karış toprağı şehit kanıyla bulanmış bir toprak parçasının, sadece yüzde 55-60'la geçmesi bir ayıptır. Hiç şüphesiz muhakkak geçer ama 60'lık bir evet oyu ile yüzde 90'lık bir evet oyu arasında sosyolojik ve siyasal anlamlar ortaya koyuyor. Bu da Kürdistan'ın bağımsızlığına ciddi zarar verir.„ diye uyarmaktadır.

 

İki hafta önce YNK ve Goran Hareketi'nin kendi başlarına Baxdat"ı ziyaret etmelerini  işte bu nedenledir ki: „Kurd ve Kurdistan düşmanı Nuri el Maliki ile yapılan görüşmenin ardından, Nurî el Maliki'nin cesaret alarak „referanduma gitmek ve ayrılmak Kurdlerin çıkarına değil zararınadır..kurdler Irak'a bağlı kalmak zorundadırlar. Ben kurdlerin referanduma gitme ve devlet kurmalarına karşıyım" diye demec verebiliyor. Hiç şüphe yok ki bu Nuri el Maliki'yi cesaretlendiren YNK-Tevgera Goran'ın Nuri el Maliki'yi ziyaret etme düşkünlüğüdür." (2) Diye belirtmiştim.

 

Bu durumda Kurd siyasi bloklaşmasının, Kurd ve Kurdistan çikarları üzerindeki olumsuz etkisi; grup ve parti çıkarlarının, ülke ve ulus çıkarlarının önüne geçtiğini ve bu durumun: Kurd ulusunun canı ve malı pahasına kazandığı mevzileri, elde edilen kazanımlar ve tarihi fırsatın tehdit altında olduğunu çok net olarak belirtebiliriz.

 

Yapılması gerken şey: Hiç bir parti, hiç bir kişinin Kurd ve Kurdistan çıkarlarının üstünde olmadığını ilan eden bir duruşla, ulusun ulusal iradesine saygılı bir şekilde hareket edilmesi gerktiğini hayata geçirmektir.

----------------

1-Röportaj,  ANKET - Bağımsız Kürdistan için Kürtler ne diyor? Rûdaw, Gülbahar Altaş

2-Barzanî düşmanlığı mı,Kurd-Kurdistan düşmanlığı mı?Rûpela Nû, Ş.Özzengin