Uluslaşma, nasıl öncelikle Sosyo-ekonomik bir olgu ise, birlik sağlama da ona sıkıca bağlıdır. Halkın büyük çoğunluğu kentleşmiş ise, birlik sağlama faaliyetleri kolaylaşır.
Kent yaşamı sınıfsal farklılıkları da ortaya çıkarır. Bunun yanında; ortak değerleri, ait olma fikrini, ortak duygusal yaşamı, kentine ve pazarına sahip çıkma bilincini geliştirir. Halk, birlikte davranmanın önemini kavrar. Bütün bu avantajların yanında ve buna rağmen birlik sağlamanın kendi mekanizmaları vardır. Bunlar kurulmamış ve işlevsel halde değilse birlik çağrıları ancak iyi niyetli bir özlem olarak kalır.
Birlik için halk örgütlenmelidir. Başta siyasi örgütlenme olmak üzere, her türlü sosyal, ekonomik, kültürel, eğitim, sportif, kooperatif, yardımlaşma vs. örgütleri vaıtası ile insanlar birbirine bağlanmalıdır. Belirleyici olan ise siyasi örgütlenmedir, bu da siyasi partilerle olur. Siyasi partilerin fazla olması gereksiz görülse de partiler, programları doğrultusunda halkı örgütlüyorsa bu yararlıdır şüphesiz. Şayet ilgili toplum yeterli derecede gelişmiş ve sınıflarda belirginleşmişse, sınıflara göre siyasi örgütlenme yapılmalıdır, daha sonra gerektiğinde ortak ulusal, demokratik değerler ve birlik için bu çeşitli partiler ve diğer kuruluşların ittifak yapması kolaylaşacaktır ve gerekliliğini bilince çıkarır. Örgütlü insanlar birlikte davranabilirler.
Hiyerarşiden kastedilen ise askeri, bürokratik, örgütsel vs. benzeri kurumlardaki hiyerarşi değildir. Halkın kendi yapısındaki sosyal-öz hiyerarşidir.
Sadakat, yardımlaşma, koruma, aidiyet, güvenirlik, fedakarlık, saygı, sevgi, merhamet itaat vs gibi kendi öznel özelliklerinden oluşan olgu ve duyguların yeterli seviyede gelişmiş olmasıdır. Bu değerler de toplu yaşamla olur ve gelişir. Bunlar halkın öelliklerinden oluşan olgu, davranış ve duygular olup halkın birlik kurması için gerekli psikolojil, kolaylaştırıcı ve millileştirici ögelerdir. Bu olgu, duyguları ve özellikleri yeterli derecede gelişmiş halklar birlikteliklerini kurmada başarılı olurlar. Bizim öz hiyerarşi seviyemiz yeterli seviyede midir? Bunu da sorgulamalıyız. Ne yazık ki bu da çok yetersizdir bizde. Toplumda fazla olmasa da aşırı kıskançlık, ihanet, aile içi ve toplumsal saygısızlık, küçük çocukları sömürme, küçük kızları para karşılığı yaşlı insanlara satma, tembellik, cehalet vs gibi niteliksel zaaflarımız halen vardır.
Bunların giderilmesi için siyasi örgütlemenin yanında, yaygın bir şekilde sosyo-kültürel örgütlenme çalışmaları yapılmalıdır. Hiçbir iş yapmadan oturduğumuz yerden yüksek siyasi taleplerde bulunmak bir şey kazandırmıyor.