İngiltere'nin Brexit'le Avrupa Birliğinden çıkmasından sonra ülkede ırkçılık da arttı. Afrika ve Ortadoğu'dan gelen göçmenlere yönelik yapılan baskılardan dolayı İngiliz vatandaşı statüsündeki göçmenler ülkede en zor günleri yaşadıklarını söylediler.
Reuters'ın haberine göre, 450 bin nüfuslu kuzey İngiltere şehri Bristol'ün yüzde 16'sı göçmen kökenlilerden oluşuyor.
2007'de Somali'den İngiltere'ye göç eden 22 yaşındaki Muhammed'in 12 kişilik ailesinde sadece üç kişi çalışıyor.
Muhammed ve ailesi, Bristol'ün yerel halkının bulunduğu bir semte taşındıktan sonra ırkçılığın hedefi olmaya başladı.
Somali kökenli genç Bristol'de başına gelenleri "Size söylemeleri gereken ilk söz 'merhaba, nasılsın' olmalıyken, onlar "Buraya hiç de hoş gelmediniz. Bu topluma ait değilsiniz. Buradan gidin" diyorlar. Böyle başladı. Birkaç saat sonra biri kapıyı çalıp, küçük kardeşime vurmaya çalışıyordu. Daha üç yaşında. Mahalleliler dışarı çıktı. Onlardan bu kişiye özel mülkten çıkmaları gerektiğini söylemelerini beklersiniz değil mi? Ama onlar, bu kişi bizim mülkümüze girmesi için daha da cesaretlendirdi" sözleriyle anlatıyor.
Muhammed, kendisine ve ailesine referandum zamanı daha fazla saldırı olduğunu aktarırken, o dönemde annesinin yaşadığı bir olayı da "Annem kaldırımdaymış. Bir araba gelip kaldırıma çıkmış ve onu takip etmiş." ifadeleriyle aktarıyor.
Saldırıların dozu artınca, o mahalleden ayrılmaya karar vermişler. Irkçılık ve Eşitsizliğe Karşı Ayağa Kalk (SARI) adlı bir sivil toplum kuruluşunun da yardımıyla başka bir semte taşınmışlar.
Reuters'a konuşan bir SARI çalışanı özellikle beyaz İngilizlerin yoğun olduğu bölgelerde bazı sıcak noktalar var. Ne zaman bir farklılık görseler anında nefret ediyorlar" diyor.