Bu Hafta Yaşar Kaya'nın Hatıralarını Okudum

Ali Buran

4 Eylül'de Kürdistan'a gittiğimde Yaşar KAYA'nın evini ziyaret etmek istedim. Oğlu DARA'yı telefonla aradım. DARA buyurun Kek Ali beklerim dedi. Misafir olduğum HY ile gittik. Evleri İngiliz evleri diye tabir edilen geniş bahçeli, dış ve iç güvenliklerle korumalı bir Villa. DARA; Annesi Yurda Hanım'ın Bodrum'da olduğunu söyledi.

 

Daha ilk hal hatır sormada, DARA, babası ile ilgili dengesiz/tutarsız şeyler söylemeye başladı. (Babasının siyasi yaşamından dolayı bir işe giremediğini ve rahat etmediği anlamında).

 

Ben uyardım, babasının günahı ve sevabı ile yurtsever, bedel ödemiş bir Kürt aydını olduğunu, çocuklarının, başkalarının olumsuzlukları yüzünden babalarına lanet okumamalı diye azarladım.

 

Fazla oturmadan babasının kitapları varsa rica ettim. YAŞAR KAYA'NIN HATIRALARI (Şefiq Peşeng) ve GÜNDEM YAZILARI kitaplarını bana verdi. Böylece tatsız evden ayrıldım.

 

Sanırım görüşmek için aradı ben uygun olmadığımı ifade ettim.

 

Yaşar KAYA'yı 1966’dan beri tanırım. Yaşar Kaya’ya gençliğinde CASTRO yaşar olarak hitap edilirdi. DEP başkanı oluncaya kadar abi kardeş ilişkimiz vardı. Ancak DEP başkanı olunca beni davet edip partiye girmemi önerince, ilişkilerimi kestim. (Bu dönemde Yaşar KKAYA için Castro/Kastro yaşar gitti DEP'LI yaşar geldi diye eleştirmiştim). BİR DDKO'LUNUN KÜRT YAŞAMIMDA kitabımda bu tartışmalarımıza detaylı yer verdim .Yaşar KAYA bana verdiği cevaplara kitabında yer vermemiş.

 

Gelelim YAŞAR KAYA'NIN HATIRLARI kitabına; Ben kitapları okurken hemen geçmem bazen not alıp sindire, sindire okurum. Bu kitabı da okurken tanıdığım Yaşar KAYA için hem hayretler içinde kaldım hem de çok üzüldüm. Kitapta ben dahil bir çok insan yer almıştır. Bir deneyimli insanın makam için bu denli hırslı olacağını ve sonunda kimse ona sahip çıkmayacak hastalığında bile yalnızlaştığını duymak öğrenmek gerçekten acı bir durum. Yaşar KAYA aslında yapı olarak sert mizaçlı dobra bir insan. Kürdistana hizmet uğruna da olsa bu denli Öcalan direktiflerini ve Avrupa'daki PKK/ERNK sorumlularına tabi olacağını tahmin etmezdim. Örneğin, O’nu siyasi olarak yönlendirenin Avrupa Sorumlusu Rıza ALTUN olduğunu ve sonunda yine PKK’ den diğer kurumlardan kopmasının Öcalan’ın emri ve Rıza ALTUN'UN adeta memuru gibi uyarılmasıyla olmuştur.

 

Yaşar Kaya 31 Mayıs 1992 tarihinde Kurulan Özgür Gündem Gazetesini kendi ifadesi ile iki PKK 'li gencin önerisi ile sahipliğini, üstlendiğini ve yine Avrupa'daki PKK temsilcileri tarafından gazetede yazılarına yer vermediğini ifade ediyor..

18 Nisan 1992 de İstanbul Kürt Enstitüsü kurucular kurulunda yer aldığını ifade ediyor.

1993 Yurtdışı çıkışı ve Yunanistan da ERNK yetkilileri ile görüşmeleri ve ÖCALAN'la, ŞAM'da görüşmeleri. Bu görüşmelerde ÖCALAN kendisine Hoca O da başkanım diye hitap ettiğini yazıyor.

 

Bu süreçte 1994’te DEP ile dayanışma bürosu ÖCALAN tarafından öneriliyor ve BRÜKSEL'de Yaşar Kaya Başkan oluyor.

13 Eylül 1995’te ÖCALAN’ın önersi ile Sürgünde Kürdistan Parlamentosu kuruluyor ve PKK Avrupa temsilcisinin önerisi ile Yaşar Kaya başkan oluyor.

1999’da ÖCALAN Suriye'den çıktığında Yaşar Kaya O’nu Roma'da ziyaret diyor ve görüşlerini alıyor. Kısa sür sonra, ÖCALAN’ın isteğiyle PKK Avrupa temsilcileri parlamento feshediyorlar. Yaşar KAYA bu arda ilginç bir ifade kullanıyor, diyor ki ''Anladım ki, ÖCALAN bizi Türkiye'ye bağladı.''

Yaşar Kaya’nın 1999 Eylül'ünde parlamentonun feshi ile ilgili konuşması PKK tarafından engelleniyor. Yaşar KAYA için PKK ile bu son ilişki oluyor.

2001’de Kürdistan ulusal kongre (KNN) kuruluşu. Yaşar KAYA'YA göre ÖCALAN, Güney Afrika lideri MANDELA gibi dünyaca kabul görmüş biri olmak istedi. Kongre’ye 238 üye katıldı ve oy birliği ile İsmet Şerif Vanlı Başkan seçildi.

2002 de ikinci kongrede Yaşar KAYA kongre başkanlığına aday oluyor ancak PKK Avrupa temsilcisi Rıza Altun tarafından kabul görülmüyor. Ne yazık ki artık PKK'liler Yaşar KAYA 'ya selam bile vermiyorlar. Kastro Yaşar'dan DEP/PKK ve böylesi yanlışlar ve yalnızlık çok vahim. Ben her zaman söylerim ve yazarım bir insanın her yerde olması hiçbir yerde olmamasıdır.

Yaşar KAYA bu arada KÜRDİSTAN POST internet gazetesini çıkardı. Yaşar Kaya, önceleri PKK /ÖCALAN doğrultusunda IKDP’ye sert eleştiriler yöneltirken, bu kez bağımsız Kürdistan/Ulusal Devlet modası geçmiş diye karşı çıkanları ihanet içinde olduğunu yazacak ve bir süre sonra KÜRDİSTAN POST'A kapanacaktı. Bu arada şunu belirteyim, Yaşar Kaya geçmişte IKDP, Dr. ŞİVAN ve bazı kişiler hakkındaki söylediklerine ilişkin öz eleştiri yapıyor.

 

SONUÇ olarak, Şefiq PEŞENG'İN anlatımlarına göre, Yaşar Kaya evin mutfağında düşmüş, kalça kemiği ve omuzunu kırmış. Yanında hiç kimse yoktu, çok perişan durumdaydı, yalnız kendisinin imkanları dahilinde ilgileniyormuş. Sonunda yaşlılar bakım evine kabul ediliyor.

 

Yaşar KAYA'nın durumunu çok kötü gören Şefiq PEŞENG Türkiye’ye dönüş işlemlerini yapıp Frankfurt'tan Ankara'ya uçak biletini alıp yolcu ediyor.

Yaşar KAYA'nın HEWLÊR'e yerleşmesi.

Yaşar KAYA'ya göre ABD Irak savaşı dengelerin Kürtlerden yana değişmesi ve Kürdistan'ın Federe devlet olması kendisini heyecanlandırmıştır! 2007’de Güney Kürdistan'a gittiğini ve Meclis başkanı Adnan Müfti’nin kendisini parlamento açılışına davet ettiğini, daha sonra Neçirvan BARZANİ ile görüştüğünü, NEÇİRVAN'I 1992-93 ten beri tanıdığını, hal hatırdan sonra kendisine ‘ülkem Kürdistan'a yerleşmek isteğimi ifade ettim’ diyor. NEÇİRVAN ise kendisinin Kürdistan'a hizmet etiğini ve ‘büyüğümsün sana bir ev ve araba tahsis ediyorum’ demiş (Ancak burada bir eksik açıklama var, benim araştırmama göre, Yaşar Kaya ya 3,000.USA/Dolar aylık bağlamış).

 

Yaşar KAYA kitabında kendi toprağında çok mutlu olduğunu, polisin, askerin, hepsinin kendi halkı olduğunu ve korkusuz bir yaşam sürdüğünü ifade ediyor.

 

Ben Ali Buran olarak; Yaşar KAYA'yı 1966’dan beri tanıyorum ve onunla ilgili düşüncelerimde çok az yanıldığımı söyleyebiliyorum. Yaşar KAYA çok hırslı bir yapıya sahip, sert, hırçın ve hastalık derecesinde kariyerist bir insandı... DEP İstanbul İl Başkanlığı için Musa ANTER’in evindeydim. Geldi desteklememi istedi. Ben, Osman Özçelik’in aile gençleri DDKD'li diye Osman'ı destekliyorum deyince, ‘Ali Can sen ne kadar bağnaz DDKD'lisin’ diye sitem etmişti. Gittikten sonra Musa ANTER dedi ‘ya bu adam DEP İstanbul İl Başkanı olmazsa hasta olacak’. Yaşar Kaya daha sonra bilindiği gibi Öcalan’ın talimatı ile DEP genel başkanı oldu.

 

Sonuç olarak

Kastro /Castro, ’49'lar, Deng dergisi’ ‘23'ler, DEP ve Sürgündeki Kürdistan Parlamentosu Genel başkanlığı, IKDP'ye karşı çıkışı ve KNN’den kopuşu ile yazılarının PKK tarafından yayınlanmaması Yaşar KAYA dönemi bitmiş oluyor... Ancak tüm bu inişli çıkışlı zikzaklı, bazen tutarlı ve bazen tutarsız yaşam çizgisine rağmen ve keşke bunlar olmasaydı diyorum. Sevgili Yaşar KAYA'yı, günahıyla sevabıyla Kürdistan'a emeğinden dolayı saygı ile anıyorum.