12 Eylül askeri darbesinden sonra gözaltına alınıp kaybedilen Cemil Kırbayır’ın dosyası zamanaşımından kapatıldı. 5 Şubat 2011’de dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan yaşamını yitiren Kırbayır’ın annesi Berfo Kırbayır’a dosyanın sürüncemede kalmayacağına dair söz vermişti.
Gazeteci İsmail Saymaz Halk Tv’de dün yayımlanan “Berfo Ana'nın oğlu Cemil ikinci kez kaybedildi” başlıklı yazısında dosyanın zamanaşımından kapatıldığını yazdı. Saymaz şu ifadeleri kullandı:
“Cemil Kırbayır, iki kez kaybedildi.
İlki 42 yıl önceydi.
Kırbayır, 8 Ekim 1980'de sorgu için götürüldüğü Göle Dede Korkut Eğitim Ensititüsü binasında işkence edilerek öldürüldü ve cesedi yok edildi.
İkinci kez kaybedilişi 28 Aralık 2021 günü oldu.
Kars Cumhuriyet Başsavcılığı, 10 yıldır oyaladığı Kırbayır soruşturmasında, zamanaşımı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
Bir devlet verdiği sözü yutar mı?
Yuttu.
Hem de TBMM'nin raporuna göre insanlık suçuna karıştıkları apaçık meydanda olan işkencecilerin aklanması pahasına...
'Bulacağız' diye söz vermişti
İstanbul Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde, 5 Şubat 2011'de Cumartesi Anneleri ile dönemin Başbakanı Erdoğan ile bir araya geldi.
Erdoğan'ın iki sıra yanında 103 yaşındaki Berfo Kırbayır vardı.
Berfo Ana, 8 Ekim 1980'den beri oğlu Cemil'in kemiklerini arıyordu.
Erdoğan, "Bulacağım" diye söz verdi.
TBMM Raporu: Öldürüp yok ettiler
O günlerde AK Parti ve koalisyon ortağı FETÖ'nün Ergenekon ve Balyoz davalarında toplumsal desteğe ihtiyacı vardı. TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu bünyesinde Kırbayır'ın akıbetinin araştırılması için alt komisyon kuruldu. Halen TBMM'nin internet sitesinde erişilebilen raporda, şöyle denildi: "Ortada bir gerçek vardır: Kırbayır'ın büyük olasılıkla sorguda işkenceye dayanamayarak yaşamını yitirdiği ve sorgulamayı yapan şahıslarca yok edildiğidir."
Raporda polis, MİT'çi ve askerlerden oluşan işkencecilerin Kırbayır'ın yanı sıra Oruç Korkmaz, Turan Sağlam ve Mahmut Kaya adlı solcu gençleri de öldürdüğü saptandı. Kars'ta, 25 Aralık 1980'de "Kahramanmaraş katliamının hesabını soracağız" yazılı pankart astığı için gözaltına alınan Kaya da Kırbayır gibi kayıptı.
Haber bile vermeden...
Kars Cumhuriyet Başsavcılığı, 2011'de Kırbayır'ın kaybedilmesine ilişkin 2011/899 numaralı soruşturmayı başlattı.
Berfo Ana, 2013'te bu dünyadan ayrılınca Cemil'in dosyası "Şikayetçi kalmadı" diye kapatılmak istendi. Dayanak olarak Kırbayır ve Kaya'ya ilişkin 2002'de verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar gösterildi. Meğer ailelerine haber verilmeksizin 1986'da soruşturma açılmış, 20 yıllık zamanaşımı dolduğu gerekçesiyle 3 Ekim 2002'de dosya kapatmıştı.
Aile itiraz etti.
Ardahan Ağır Ceza Mahkemesi, 20 Mart 2014'te verdiği kararda, 12 Eylül 2010'daki anayasa değişikliğiyle 12 Eylül'de işlenen suçlar hakkında soruşturma yapmanın mümkün hale geldiğini belirtti ve 2002'deki kararı kaldırdı.
Ancak Kars Cumhuriyet Başsavcılığı dava açmayarak, komisyon raporunda isimleri açıklanan suçluların ecelinin gelmesini bekledi. O kadar ki ağabey Mikail Kırbayır'a "Cesedi getirin, davayı açalım" denildi.
Nitekim başsavcılık, dosyanın zamanaşımından ötürü kapatılması amacıyla kanun yararına bozma emri verilmesi için 2019'da Adalet Bakanlığı'na gitti.
Bakanlık, 25 Şubat 2020'de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu ve yazıda, "Zamanaşımının çok önceden dolduğu" dedi. Yargıtay 8. Ceza Dairesi de 26 Ekim 2020'de aynı yönde karar verdi.
Zamanaşımından düştü
Kırbayır ve Kaya'nın kaybedilmesine ilişkin dosya, başladığı yere, Kars Cumhuriyet Başsavcılığı'na geri döndü. Savcılık 20 şüpheli hakkında 28 Aralık 2021'de kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
Gerekçe, zamanaşımı!
Kararda...
O tarihteki Türk Ceza Kanunu'na göre öldürme suçunda zamanaşımının 20 yıl olduğu belirtildi. Uluslararası sözleşmelerde, işkence suçu bakımından zamanaşımının uygulanamayacağı söylense de işkence yasağı ve yaşam hakkı konusunda iç hukuktaki düzenlemelerin iki aşamada değerlendirilmesi gerektiği savunuldu.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2004 yılından sonra iç hukuka girdiği, bundan önceki olaylar için sözleşme hükümlerine öncelik tanınmasının mümkün olmadığı ifade edildi. Sözleşmenin zamanaşımının dolduğu tarih itibariyle şüphelilerin aleyhine uygulanamayacağı anlatıldı.
Anayasa'da 12 Eylülcülere dokunulmazlık veren Geçici 15. Maddenin 12 Eylül 2010 tarihinde kaldırılmasından sonra kovuşturmanın mümkün hale geldiği, zamanaşımının bu tarihten itibaren başladığı yönündeki görüş reddedildi. Geçici 15. Madde'nin yalnızca Milli Güvenlik Konseyi'ni, konsey dönemindeki hükümetleri, Danışma Meclisi'ni kapsadığı, kolluk güçlerini içermediği savunuldu.
Kırbayır ve Kaya'nın kaybedilmesine adı karışan şüpheliler açısından 1980'den itibaren zamanaşımının işlediği ifade edildi.
Bu görüş doğrultusunda Ardahan Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2014'teki kararı bozuldu, kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildi.”
Cemil Kırbayır'a ne oldu?
26 yaşında, Kars Dede Korkut Eğitim Enstitüsü son sınıf öğrencisiyken 13 Eylül 1980'de Kars'ın Göle ilçesi, Okçular Köyü'ndeki evinden gözaltına alınan Cemil Kırbayır'ın, 8 Ekim 1980 tarihinde gözaltından firar ettiği iddia edilmişti.
Cemil Kırbayır'ın akıbeti 15 yıl sonra, ''Cumartesi Anneleri'' eylemiyle sorulmaya başlandı.
Kamuoyu da bu kayıp hikayesinden, kayıp ailelerinin 5 Şubat 2011 tarihinde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile Dolmabahçe Sarayı'nda yaptıkları görüşmeyle haberdar oldu.
Başbakanla görüşenlerden biri de Cemil Kırbayır'ın 104 yaşındaki annesi Berfo Kırbayır'dı ve toplantı sonunda Başbakan Erdoğan, Berfo Ana'ya oğlunu bulma sözünü vermişti.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Alt Komisyonu da o tarihten sonra Cemil Kırbayır'ın dosyasıyla ilgili inceleme başlattı ve dönemin tüm yetkilileriyle gerçekleştirdikleri görüşmelerin neticesinde kapsamlı bir rapor hazırladı.