Van’da yer alan Çeşmesuyu Sokak’ta yıllardır su altyapısı yapılmadı. Suları olmayan mahalleliler, 3 kilometre uzaktan atlarla ve el arabalarıyla su taşıyor.
Erciş ilçe sınırları içinde yer alan Örene Demi Mahallesi, Çeşmesuyu Sokak’ta yaşayanlar, yıllardır belediye hizmetlerinden faydalanamıyor.
Yaklaşık 20 yıldır şebeke suyu ihtiyaçlarının karşılanmadığını dile getiren mahalleliler, su ihtiyaçlarını 3 kilometre yürüyerek karşılıyor.
‘HAYVANLARIMIZ SUSUZ, ÇOCUKLARIMIZ SUSUZ’
75 yaşındaki Müyesser Yıldız şu taşımaktan kambur olduğunu ve artık su taşıyacak gücünün kalmadığını söyledi. Görme engelli Nurşah Yıldız ise her gün at sırtında su taşıdığını ifade etti. Her vatandaş gibi kendilerinin de vergi ödediklerini dile getiren Sinan Yıldız, eşit şartlarda hizmet almadıklarından yakındı. Nurşah Yıldız, seçim süreçlerden kapılarına birçok aday geldiğini ve su sorunlarını çözüleceğine dair kendilerine sözler verildiğini ifade etti. Ancak seçimlerden sonra verilen sözlerin unutulduğuna dikkat çekti. Yıldız, her hafta Erciş Belediyesi ve VASKİ’nin (Van Su Kanalizasyon İşleri) kapsına gittiklerini ancak her defasında taleplerinin yanıtsız kaldığını vurguladı. Yaz aylarında DSİ’nin sulama kanallarından faydalandıklarını dile getiren Yıldız, “Yaz geldiğinde kanal suyu geliyor, hayvanlarla aynı suyu içiyoruz. Sonbahar geldiği zaman susuz kalıyoruz. Suyu karşı köyden atla getiriyoruz. Neredeyse üç kilometre yol yürüyoruz. Bazen suyu aldığımız köydeki millet rahatsız oluyor. Onlar da istemiyor oradan su almamızı. Daha önce belediye damperle su getiriyordu. Ancak belediye yönetimi kaymakamın eline geçince onu da kestiler. Hayvanlarımız susuz, çocuklarımız susuz. Nereye gideceğimizi bilemedik, taşıdığımız su bazen ancak içme suyu ihtiyacımızı karşılıyor. Banyo ve temizlik gibi ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz” dedi.
‘SU TAŞIMAKTAN KAMBUR OLDUM’
Ömrünün önemli bir dönemini su taşımakla geçirdiğini ve yalnız yaşadığını ifade eden Müyesser Yıldız, su taşımaktan kambur olduğunu söyledi. Artık su taşımaya gücü yetmediğini dile getiren Yıldız, su almaya giderken defalarca taşıdığı sularla birlikte düştüğünü dile getirerek maruz kaldığı acı verici durumu şu ifadelerle aktardı. “Benim kimsem yok, su ve diğer ihtiyaçlarımı kendim karşılıyorum. Su taşımaktan bu hale geldim, belim öyle bir ağrıyor ki, Allah düşmanıma böyle bir acı vermesin. Bu halimle ve sırt ağrımla su taşımak zorunda kalıyorum. İçerde susuzluktan ölsem kimse bana bir bardak su vermez. Şu anda yarım bidon suyum var. Temizlik ihtiyaçlarımı karşılayamıyorum. Allah rızası için su sorunumuza çözüm bulsunlar. Kendi imkanlarımızla sondaj vurmaya çalıştık fakat su çıkmadı.”
‘ÇOCUKLARIM KOKTUĞU İÇİN OKULA GÖNDEREMEDİM’
Medine Bozak, çocukları koktuğu için okula gitmek istemediğini söyledi. Sürekli su bulamadıklarını ve bu nedenle çocuklarının yıkanamadığını aktaran Bozak, “Su sorunu yıllardır değişmeyen çilemiz, çamaşırlarımızı yıkayamıyoruz, temizlik ihtiyacımızı karşılayamıyoruz. Su taşımaktan sırtımız ağrıyor, çoğu zaman hasta olduğum için çocuklarım su taşımak zorunda kalıyor. Onlar da çocuk olduğu için güçleri bir noktaya kadar yetiyor” diye konuştu. Türkiye’de yaşayan her vatandaş gibi kendilerinin de devlete vergi ödediğinin altını çizen Sinan Yıldız, ancak ödedikleri verginin karşılığını alamadıklarını ifade etti. Yıldız, “Yaşadığımız su sorununu birçok yere aktardık, ancak şu ana kadar herhangi bir çözüm üretilmedi. Biz de bu devletin bir vatandaşıyız, aldığımız her şeye vergi ödüyoruz. Mesela biz çiftçilik yaptığımız zaman elde ettiğimiz ürünün vergisini ödüyoruz. Bu nedenle Türkiye’de yaşayan her vatandaş gibi bizim de hizmet alma hakkımız var. Mahallemizde ulaşım, yol ve altyapı gibi hizmetler yapılmıyor. Bunun en önemlisi ise su sorunu. Buradan yetkililere sesleniyoruz, defalarca devlet kurumlarına aktardığımız sorunlarımızı görün artık. Bizlerde bu ülkenin vatandaşlarıyız” dedi.
İdris Yılmaz /Gazeteduvar