CHP programı ve Kürtler

Nurullah Timur

Atatürk İlke ve Devrimlerinin Bekçisiyiz Gücümüzü Tarihsel Köklerimizden Alıyoruz

Emperyalizme karşı ulusal başkaldırının öncüsü olan Kuvayi Milliye, Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin oluşumuna dayanak oldu. Müdafaa-i Hukuk ise işgal altındaki Anadolu’da, yerel kimlikten ulusal kimliğe ve ulusal dayanışmaya ulaşmayı, gücünü ulusal iradeye dayandırmayı hedef aldı.

Cumhuriyet Halk Partisi; işte bu soylu, ilkeli ve onurlu temelde oluşan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin devamı olarak 9 Eylül 1923’de Mustafa Ke- mal Atatürk tarafından kuruldu.

CHP’nin tarihsel kimliği, ATATÜRK devrimlerinin birikimLeri ile ALTI OK ilkeleri eşliğinde;

Kemal ATATÜRK’ÜN Bağımsızlık benim karakterimdir, İsmet İNÖNÜ’NÜN, Namuslular da, en az namussuzlar kadar cesur olmalıdır,

sözleri ile öz ifadesini bulan bu soylu ve erdemli gelenek ile şekillendi.

Milliyetçilik

CHP Atatürk milliyetçiliğini benimsemektedir: Türkiye Cumhuriyeti din, dil, ırk ve etnik köken temelleri üzerinde değil, siyasal bilinç ve ideal beraberliği zemininde kurul- muştur. Milliyetçilik, ırk, köken, din, mezhep, bölgecilik, kavimcilik anlayışlarının, ulusal düzeyde aşılmasıdır. Türki- ye hiçbir zaman ırk, kan ve kafatası esasına göre yönetilen bir devlet olmamıştır, olmayacaktır. Ülkenin sorunlarının çözümüne ırk temelinde değil yurttaş temelinde yaklaş- maktayız. Türkiye’nin bölünmesine ve parçalanmasına yönelik tüm düşünceleri CHP kesinlikle reddeder. CHP sosyal demokrat anlayışın gereği olarak iktisaden ve siyasi açıdan güçlü sınıfın bu güce sahip olmayan sınıflar üze- rinde egemenlik kurmasını red eder.

Bizim Milliyetçiliğimiz;

Çoğulculuk anlayışını benimser, tüm etnik ve kültürel kimliklere saygılıdır. Hangi kökenden gelirse gelsin, hangi dili konuşursa konuşsun ve hangi inancı paylaşırsa paylaşsın, tüm yurttaşların hukuk önündeki eşitliğidir, bütün vatandaşların ülkenin sahibi olduğu anlayışıdır.
Farklı etnik kökenler arasında bir tercih ve ayrım ölçüsü olarak değerlendirilemez.

Tüm etnik ve inanç farklılıklarını kapsayan, bu farklılıkların Türkiye’nin ulusal bütünlüğü çerçevesinde bir zenginlik olduğunu benimseyen, bireysel haklara çağdaş anlayışla sahip çıkan, demokratik farklılaşma özgürlüğünü tanıyan, farklılık içinde bütünleşmeyi öngören, ulusal birliği korumayı hedefleyen bütünlük idealini tanımlayan kapsayıcı bir değerdir.

Devletin ırkı olmaz, devlet tüm etnik kimliklere eşit mesafede durur, kültürel çoğulculuğun güvencesini oluşturur görüşüne sahip çıkar.

Farklı etnik kökenlere sahip yurttaşlarımızın karşılaştıkları sorunların ülke bütünlüğü içinde ve çağdaş bir yaklaşımla çözüme kavuşturulmasını benimser.

Bireysel Kültürel Haklara Saygı ilkesini savunur.

Türkiye Cumhuriyeti’ni oluşturan tüm yurttaşların birliğinin ve güvenliğinin, ülkenin bağımsızlığının ve egemenliğinin, Türkiye’nin toprakları ve halkı ile bütünlüğünün koşulsuz olarak korunmasını öngörür.

Devletçilik

CHP Devletçidir: CHP’nin devletçiliği, devletin halka hizmet için yapılanmasını, katılımcı yönetimi, demokratik hukuk devletini öngörür.

Bizim Devletçilik anlayışımız;

Yurttaş, devlet için değil; devlet, yurttaş için, anlayışının yaşama geçirilmesidir. Devletin tüm ekonomik, sosyal ve siyasal hedeflerinin odağında insanın olmasıdır.

Özel yararlarla toplumsal yararlar arasındaki dengenin sağlıklı oluşması için getirilmiş bir güvencedir.

Örgütlü sosyal piyasa ekonomisine karşı değildir. Piyasaların hata yapabileceği gerçeğinden hareketle devletin düzenleyici ve denetleyici rolünün önemini kabul eder. Piyasaların halkın iradesinin üzerine çıkarak devlete yön verme çabalarına karşıdır.

Laiklik

Laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı tutulmasıdır. İnanç ve vicdan özgürlüğünün omurgası, toplumdaki farklı inançların barış içinde birlikte yaşamalarının ön koşulu ve güvencesidir.

Cumhuriyetin ve demokrasinin, ulusal bütünlüğün ve iç barışın temel değeridir. Devletin ve kurumlarının, toplumun, hukukun ve eğitimin laik olması, asla ödün veremeyeceğimiz temel kuraldır. Laiklik ilkesinin temel amacı aklın özgürleştirilmesidir.

CHP için laiklik;

Ulusal bütünlük ile iç barışın, çağdaşlık ile bilimselliğin te- mel taşıdır. Bu anlayışla, siyasetin dini istismar etmesine kesinlikle karşıdır. Ne dinin siyasallaştırılması, ne de siya- setin dinselleştirilmesini kabul etmez.

Devlet din ve inançlar karşısında eşit mesafededir. Devletin dini olmaz. Din kamusal alanın değil, özel alanın olgusudur.

Cumhuriyetin, bilimselliğin, demokrasinin, iç barışın, in- san haklarının ve ulusal bütünlüğün temel taşıdır.

İnsan haklarının, kadın-erkek eşitliğinin, çağdaşlığın ve modernleşmenin güvencesidir.

Bütün bu özellikleriyle anayasamızın değiştirilemez ve vazgeçilemez hükmüdür.

Devrimcilik

CHP Devrimcidir: CHP’nin devrimciliği, kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyeti kurarak başlattığı çağdaş medeniyeti hedefleyen kökten değişim sürecinin de- vam ettirilmesidir, çağı paylaşmadır, geleceğe atılımdır. Bu anlayışla, CHP, halkla birlikte, halktan güç ve yetki alarak, demokratik hukuk devleti kurallarına ve barışçı yöntemle- re bağlı kalarak devrimciliği sürdürür.

CHP’nin Devrimciliği;

Çağdaş düşüncelere açılarak yenilikleri kavrayıp benimsemek; bunu süreklilik içinde bir yaşam ve yönetim biçimine dönüştürmektir.

Kuralları ve kendini sorgulayarak, daha iyiye ve doğruya ulaşmanın yollarını açmak, bu çerçevede gelişimin yön- tem ve araçlarını oluşturmaktır.

Özü itibariyle gençliğin enerjisini ve dinamizmini değişimin itici gücüne dönüştürmek, gençliğin değişim ve yenilik vizyonunu topluma aşılamaktır.

CHP’nin yeniden yapılandırılması

CHP 9 Eylül 1992’de onurlu ve tarihsel misyonu doğrultusunda siyasi yaşamına yeniden başlamış ve 1994’de kabul edilen YENİ HEDEFLER, YENİ TÜRKİYE Programı ile temel amaçlarını ortaya koymuştur. O programda öngö- rülen birçok hedefin14 yıl içinde çeşitli hükümetler zama- nında fiilen gerçekleşmiş olması partimizin uzak görüşlü- lüğünü kanıtlamıştır. Ancak geçen zaman içinde ülkemiz- de ve dünyada meydana gelen değişimler programımızın yenilenmesini zorunlu hale getirmiştir.

CHP’NİN YENİDEN YAPILANMASI-ÇAĞDAŞ TÜRKİYE İÇİN DEĞİŞİM PROGRAMI

PROGRAMIN TEMEL HEDEFLERİ

Her türlü ayrımcılığı reddedip insana öncelik veren, Daha demokratik ve katılımcı bir toplum yapısına kavuşmuş, Temel insan hak ve özgürlüklerinde en ileri ülkeler düzeyine erişmiş,

Her türlü eşitsizliği gidererek ulusal dayanışma duygularını güçlendirmiş, Sosyal adalete dayalı bir toplum yapısı oluşturmuş, Siyasette ve yönetimde temiz toplum yaratma amacına ulaşmış,

Ülkede yurttaşlık, kardeşlik, dayanışma ve birlik bağlarını güçlendirmiş, Ekonomide fırsat eşitliğine dayanan, sürdürülebilir, bireyler ve bölgeler arasında dengeli bir kalkınma sürecine girmiş, Tam istihdamı hedefleyen, Bilgi ekonomisine dayanan ve uluslararası alanda rekabet gücü yüksek, Yurtta ve dünyada barışı, ülkemizin ve yurttaşlarımızın güvenliğini ve çıkarlarını koruyan,

Çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmış, Bir Türkiye yaratmaktır.

ÖNCELİKLERİMİZ

İnsandır:

Hiçbir dini, mezhepsel, etnik köken gözetmeksizin insan odaklı gelişmedir. İnsanı emeği, değerleri, kültürü, kimliği ve hakları ile kucaklamaktır. Sosyal demokrat ilkeler temelinde insan odaklı yeni düzendir. Etnik kimliği bir şeref olarak kabul etmek ama bütün etnik ve dinsel kimliklerin üzerindeki ortak noktayı aramaktır. Devlete, sınıflara, kurumlara mistik bir güç niteliği vermeden insanı temel almaktır. Yurt- taşlara etnik ve dinsel özelliklerine göre değil, bir bütün ola- rak hizmet götürme anlayışıdır. Mezhepleri dışlamadan ama onları ayrı bir din gibi de görmeden din özgürlüğüne saygı göstermektir. Diyanet İşlerinin Alevilerin de temsiline imkân verecek şekilde yeniden yapılandırılmasıdır.

İnsan haklarıdır: Bütün vatandaşlarımızın evrensel in- san haklarına eksiksiz sahip olmalarıdır. İnsan hakları alanında yalnız yasalardan değil, uygulamadan kaynaklanan sorunları çözüme kavuşturmaktır. Uluslararası antlaş- malardan kaynaklanan azınlık haklarını korumak, ancak toplum içinde yeni azınlıklar yaratılması çabalarına karşı çıkmaktır. Kürt kökenli vatandaşlarımızın yoğun olarak ya- şadıkları bölgelerdeki geri kalmışlığı, işsizliği, yoksulluğu, feodal düzeni ortadan kaldırmaktır. Bir toprak reformu gerçekleştirerek yurttaşlarımızı toprak sahibi yapmaktır. GAP projesini süratle tamamlamaktır. Terörü ortadan kal- dırıp evvelce terörle mücadele için sarf edilen kaynakları bölgenin kalkınmasına harcamaktır. O

bölgedeki vatandaşlarımızın etnik kimliklerini koruyarak bütün toplumu- muzla bütünleştirme hedefine ulaşmaktır.

CHP, sosyal demokrat kimlikli bir parti olarak; Çoğulculuk ve katılımcılığı,

İnsan Haklarını, özgürlük ve hukuk devleti kurallarına sahip çıkmayı, Azınlık haklarına saygıyı,

Eşitlik ve adalet ilkelerini, Dayanışmayı,

Barış ve hoşgörüyü,

Emeğin önceliği ve bütünlüğünü, Çevrenin ve doğanın korunmasını,

Yani sosyal demokrasinin çağdaş evrensel değerlerini her koşul ve ortamda sahiplenir, politikalarında rehber olarak değerlendirir.

Çoğulculuk:

CHP ÇOČULCUDUR: Farklı sosyal sınıfların, inançların, kültürlerin ve etnik kimliklerin yaşadığı ülkemizde demokrasiyi derinleştirmek iç barışın ve gelişmenin ön koşulu- dur. CHP siyasi iktidarların Parlamentodaki çoğunluklarını milli irade adı altında her istediklerini yapabilmenin mazereti sayan bir çoğulculuk anlayışının reddeder.

Bireye, bireyin hak ve özgürlüklerine, kimlik kişiliğine ve farklı görüşlere saygının gereğidir.

Temel hak ve özgürlükler, yalnız yasayla sınırlanabilir: Temel hak ve özgürlükler Anayasa’nın ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası antlaşmaların sözüne ve özüne uygun biçimde ancak ve yalnızca yasayla sınırlanabilir. Bu sınırlama, hangi gerekçeyle olursa olsun hakkın özü- ne dokunamayacağı gibi, demokratik toplum gereklerinin haklı kıldığı ölçüyü aşamaz ve öngörülen amaç dışında kullanılamaz. Yargı kararı olmadan kimse özgürlüğünden yoksun bırakılamaz.

Siyasal, düşünsel, toplumsal, dinsel ve bireysel özgürlükler bir bütündür. Bu özgürlüklerin en etkili biçimde korunması için Anayasa’da gerekli değişikliklerin yapılması hedef alınacaktır.

Bireylerin, din, mezhep, ırk, renk, cinsiyet, etnik köken, dil ve benzeri özelliklerine bakılmaksızın, aralarında herhangi bir ayırım gözetmeksizin temel insan hak ve özgürlükle- rinden yararlanması sağlanacaktır.

Düşünce ve ifade özgürlüğü: Düşünce özgürlüğü demokrasinin temelidir. Düşünce, onu açıklama, anlatma ve örgütleme ile bütündür. Bu nedenle düşünceyi söz, yazı, resim ya da başka yollarla açıklama ve yayma hakkı, şiddet kullanılmasını teşvik etmedikçe ve yakın ve açık tehlike oluşturmadığı sürece engellenemez. Suçu ve suçluyu övme düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlen- dirilemez. Düşünce ve düşünceyi ifade özgürlüğüne yö- nelik sınırlamalar uluslararası antlaşmalarda öngörülen ölçüleri aşamaz.

ETNİK FARKLILIKLAR ÜLKEMİZİN ZENGİNLİĞİDİR

Ülkemizde farklı etnik yapıların, farklı kültür ve kimliklerin var olması, bunların varlıklarını sürdürmesi ulusal zenginliğimizdir.

CHP, Lozan Antlaşması ile azınlık olarak nitelenmiş olan yurt- taşlarımızın, kendilerine tanınmış olan dini ve kültürel azınlık haklarından eksiksiz olarak yararlanmalarını amaçlar. Yeni azınlıklar yaratılmasına karşıdır.

CHP daha 1989 yılında Kürt kökenli yurttaşlarımızın karşılaştıkları sorunları açık yüreklilikle ortaya koymuş; etnik köken farklılıklarına, kültürel çoğulculuğa, bireysel kültürel haklara olan saygımız, demokratik değerlere, eşitliğe ve hoşgörüye olan bağlılığımız çerçevesinde toplumumuza, üniter devlet ve ulus devlet temeli dikkate alınarak kısıtlamaların kaldırılması ve çağdaş, kalıcı çözümler bulunması için politikalarını sunmuştur.

Etnik Kimlik Bir Şereftir.

CHP devletin etnik farklılıklar üzerine politikalar oluşturmasını benimsemez. Devletin görevi bütün etnik kimlikleri din ve mezhep farklılıklarının üzerine çıkarak insanı odak yapan yaklaşımları ortaya koymak, ortak değerleri bulup çıkarmaktır. Ancak etnik kimliğine bireysel olarak vurgulamak isteyenleri saygıyla karşılar ve etnik kimliği insanların şerefi sayar. Devletin vatandaşların etnik kökenini, dinini ve mezhebini görmeyen, bütün vatandaşlara eşit davranan bir yapıya sahipolmasını savunur. Sorunların sadece yasalardaki eksiklikler- den değil, uygulamadaki bazı yanlışlıklardan kaynaklanabileceğini düşünerek bu evrensel insan hakları ve özgürlükler değerlerini hayata geçirmeye özen göstermelidir.

Yurttaşlarımızın farklı etnik kökenden gelmeleri, farklı kültürel, mezhepsel, dinsel özellikler taşımaları, birlikteliklerinin ve ortak bir ulus oluşturmalarının engeli olamaz. Bu farklılıklar ulus olarak zenginliğimizdir, güç kaynağımızdır.

Kişisel kültürel haklara saygı, kişinin kimliğine saygıdır; insana, insan haklarına ve çoğulcu demokrasiye saygının gereğidir. Kişisel kültürel haklar hiçbir erk tarafından çiğnenemez.

Asimilasyon Değil, Entegrasyon Öngörüyoruz.

Kimsenin ırkı ve kökeni diğerinden üstün değildir. Bu nedenle ırk temelinde çözüm arayışlarının veya asimilasyon uygulamalarının tuzaklarından demokrasimiz kendini her zaman korumalıdır. CHP’nin entegrasyon anlayışı farklı etnik kimliklerin ve inançların ortadan kaldırılmasını değil, onlara saygı göstererek ülke bütünlüğünün ulus devlet anlayışı ile korunmasını öngörür.

Demokrasilerde devletin etnik kimlikleri yok sayma hakkı yok- tur. Etnik kökeni ne olursa olsun vatandaşların bireysel haklarının çağdaş ülkeler seviyesine yükseltilmesi hedefimizdir.

CHP, uygulamaya koyacağı, hoşgörü, demokrasi, kültürel çoğulculuk, eşitlik ve bölgesel gelişme politikaları ile ülkenin her yöresinde, her kökenden insanlarımız arasında toplumsal uyumun, dayanışmanın, bütünlüğün ve refahın güvencesini oluşturacaktır.

Her etnik kökenden yurttaşımızın, kendi özgür irade ve talepleri çerçevesinde;

Kendi ana dilini özgürce kullanabilmelerine, özel dershaneler veya kurslar gibi kurumlar kurarak anadillerini öz- gürce öğrenebilmeleri ve öğretebilmelerine,

Kendi ana dillerinde gazete, dergi, kitap yayınlamalarına ve diğer her türlü yazılı ve sözlü yayında bulunabilmelerine, müzik ve sanatın diğer dallarında faaliyette buluna- bilmelerine,

Türkiye sınırları içinde yayın yapan radyo ve televizyon kurum veya kuruluşları üzerinden, RTÜK’ün genel kuralları çerçevesinde, kendi anadillerinde yayın yapabilmelerine,

Değişik kültürel etkinliklerde bulunabilmelerine, kendi folklorlarını yaşatabilmeleri ve geliştirebilmelerine,

Tüm bu ve benzeri bireysel kültürel haklara özgürce ve dilediğince ulaşabilmelerine, olanak tanımayı çağdaş demokrasi anlayışının gereği sayar.

Ülkemizin aynı ana dili paylaşan ve etnik kökene sahip en yaygın unsurlarından birini oluşturan Kürt kökenli yurttaşlarımızın yoğun biçimde yaşadıkları bölgemizdeki sorunlarını da bu anlayışla çözeceğiz. Bu yöndeki çalışmalarımızı sosyal demokrat yaklaşımımız gereği insanı temel alan bir anlayışla sürdüreceğiz.

 

CHP, bu ilkeler temelinde şekillenen politikaları ve uygu- lamaları ile başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimiz olmak üzere Türkiye’nin her yöresinde yaşayan Kürt, Arap, Boşnak, Laz, Gürcü, Çerkez, Abaza, Arnavut, Roman gibi farklı etnik kimliklere sahip tüm insanlarımızı huzura, barışa, gelişmeye ve sosyal refaha taşıyacaktır. Bu yurttaşlarımızdan hiçbirine karşı ayırımcı muamele yapıl- maması, hiçbir alanda haklarının kısıtlanmaması, devlet hizmetlerinden yararlanmada güçlükle karşılaşılmaması için gerekli önlemler alınacaktır

Toplumsal gelişmeye uyum sağlamalarına ve katılımlarına engel olan sosyal dışlanma için kalıcı ve köklü çözümler oluşturulacak, toplumsal kaynaklara eşit biçimde erişimlerini sağlayacak sosyal alanlar yaratılacak, vatandaşlık haklarından eksiksiz yararlanmaları sağlanacaktır.

ULUSAL GÜVENLİK VE DIŞ POLİTİKA

ULUSAL GÜVENLİK VE DIŞ İLİŞKİLER ULUSAL GÜVENLİK

Siyasal Şiddet-Terör

Terör ülkemizin ve demokrasimizin en önemli sorunlarından biri olmaya devam etmektedir. Özellikle Kuzey Irak’ta üslenen PKK terör örgütü vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğine yönelik saldırılarda bulunmaktadır. Ne Irak Hükümeti ne de bölgede önemli bir güç bulunduran Amerika Birleşik Devletleri bu örgüte karşı yasalardan ve uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerini yeri- ne getirerek doğrudan bir mücadele başlatmamışlardır. Türkiye’nin Kuzey Irak’tan PKK’yı tamamen tasfiye etmek hem hakkı, hem de görevidir. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bu görev eksiksiz yerine getirilecektir. Ancak, Cumhuriyet Halk Partisi terörle mücadeleyi bölgede yaşa- yan vatandaşlarımızı teröristlerden ayırarak, vatandaşlarımızın insan haklarına saygı göstererek gerçekleştirecektir. CHP, terörü olağan dışı yöntemlere sığınmadan, güvenlik güçlerini yasalara uygun ve etkili biçimde kullanarak ve gerekli sosyo-ekonomik tedbirleri alarak önleyecektir.

Terörü önlemeye yönelik kapsamlı bir ulusal politika oluşturulacaktır. Terörü sadece güvenlik güçlerinin çabasıyla önleme yoluna gidilmeyecek, toplumun sivil-resmî tüm kurumları ile görev alması ve katkıda bulunması sağlanacaktır. Demokrasinin ve toplumsal barışın teröre karşı top yekûn direnç, tepki ve dayanışma ile korunabileceği bilin- ci bu programın özünü oluşturacaktır.

Şiddet ve terörü sürekli izlemek, incelemek bilgi ve haber toplayıp değerlendirmek, başka ülkelerdeki kazanımların- dan da yararlanarak uzun dönemli senaryolara göre seçenekli önlemler üretmek, önermek ve uygun teknolojiyi sağlamakla görevli bir İç Güvenlik Araştırma Enstitüsü birimi oluşturulacaktır.

Devletin teröre karşı istihbarat olanakları, çağdaş teknolojiden de yararlanılarak geliştirilecek, halkın bireysel öz- gürlüklerine, bu arada özel hayatın gizliliği ilkesine zarar vermeden istihbarat alanındaki eksiklik ve yanlışlıklar giderilecektir. Bu çalışmalar yapılırken, gerektiğinde dost ve müttefik ülkelerle istihbarat paylaşımı yoluna da gidilebilecek, ancak istihbarat kaynaklarının esas itibariyle milli olmasına özen gösterilecektir.

Devletin istihbarat örgütleri iç politikanın, cemaatlerin ve diğer baskı guruplarının etkisinden tamamen arındırılacak, sadece ülke çıkarları doğrultusunda görev yapan uzman kuruluşlar haline getirilecektir. Bu kurumlardaki kadrolaşmalar önlenecek, liyakat sistemi hayata geçirilecektir.

Terörle etkili bir mücadele gerçekleştirmek için güvenlik güçleri yeniden yapılandırılacaktır. Uzman ve profesyonel elemanlardan oluşacak özel eğitimli güvenlik güçleri terörist saldırıları eylem aşamasına gelmeden ve mümkün olduğu ölçüde Türkiye sınırlarına ulaşmadan önlemeyi amaçlayan bir yapıya kavuşturulacak ve yeterli olanak, yetenek ve teknolojiyle donatılacaktır. Güvenlik güçleri men- supları halkla ilişkiler, demokratik, temel hak ve özgürlükler gibi konularda ve insan hakları alanında Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler hakkında eğitilecek ve bu doğrultuda davranış alışkanlıkları edinmeleri sağlanacaktır.

Terör örgütlerinin etkisiz kılınması ile eş zamanlı olarak koruculuk uygulamasına son verilecek; görevlerinden ayrılacak korucular için istihdam olanakları yaratılacaktır. Koruculuk görevi yapanlar sosyal güvenlik haklarından yararlandırılacaktır.

Güvenlik güçlerinin esas görevi terör zanlılarını yargıya teslim etmektir. Şiddet eylemlerinde bulunanlarla mücadele edilirken sivil halkın zarar görmemesine özen gösterilecektir.

Terörle mücadele Türkiye’nin öncelikli hedefidir. Türk silahlı kuvvetlerinin terörle mücadelede en etkin araç ve gereçlerle donatılması ve gerekli eğitim düzeyine kavuşturulması öncelikle hedef olmalıdır. Yurt dışından kaynaklanan terörü destekleyen veya ona müsamaha gösteren

ülkelere karşı gerekli bütün diplomatik ve caydırıcı önlemler alınmalıdır. Terörü bir siyasi mücadele amacı olarak kullanmak isteyenlere hiçbir şekilde müsamaha edilmemeli, dış ilişkilerin yönlendirilmesinde de ilgili ülkelerin terörle mücadeledeki kararlılığı önemli bir ölçü olarak göz önünde bulundurulacak, terörü destekleyen veya teröre müsamaha eden ülkelerle ilişkilerimiz gözden geçirilecektir.

CHP iktidarı, bir yandan terörle yurt içinde ve gerektiğinde yurt dışında en etkili mücadeleyi yaparken bir yandan da ulusal bütünlüğü ve dayanışmayı koruyacak bir hoşgörü anlayışı içinde hareket edecektir. Bu çerçevede demokrasimize çağdaş boyutlarıyla işlerlik kazandırmayı ve işsizliği önleyecek ekonomik ve sosyal önlemleri alarak terörün beslendiği tüm olumsuz unsurları ortadan kaldırmayı ve terörü toplumsal gündemimizden çıkartmayı hedef alacaktır.

DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU’NUN KAL- KINMASI DEVLET ÖNCÜLÜĞÜNDE SAĞLANA- CAKTIR

Bölgesel gelişme farklılıklarını gidermeye yönelik kalkınma modelleri yeterli büyüme ve istihdam yaratamamış, tüm teşviklere rağmen özel yatırımların bölgeye yönlendirilmesi sağlanamamıştır.

Kalkınma için yeterince kamu kaynağı bölgeye aktarılacak: Ülkemizin Doğusunun, Güneydoğusunun ve Kalkınmada Geri Kalmış diğer yörelerinin de sosyal ve ekonomik açıdan Batı Anadolu’daki refah düzeyine çıkarılabilmesi için devlet öncülüğünde yeterli kaynağın bu bölgelere aktarımı sağlanacaktır.

Devlet kalkınmanın sorumluluğunu üstlenecek: Devlet, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun ekonomik alandaki geri kalmışlığı konusunda üstlendiği sorumluluğun bilinciyle, ihtiyaç duyulan devlet kaynağının bölgeye aktarımını sağlayacaktır.

Kamu öncülüğünde girişimcilik yaygınlaştırılacak:

Kalkınmada geri kalmış bölgelerde, yerel doğal kaynaklara, tarım ve hayvancılığa dönük girişimcilik ve işletmecilik kamu öncülüğünde canlandırılacaktır.

Özelleştirme sonrası duran tesisler ekonomiye kazandırılacak: Bölgede, özelleştirilme sonrası faaliyetlerine son verilmiş olan tesis ve işletmelerden üretim- istihdam-üreticinin desteklenmesi boyutları ile bölgesel kalkınmaya katkı açısından önem taşıyanlar, yeni koşullar da dikkate

 

alınarak, daha etkin ve verimli yapılarda tekrar faaliyete geçirilecektir.

BÖLGEDE GİRİŞİMCİLİK DESTEKLENECEKTİR

Bölgede KOBİ’ler ve aile işletmeciliği desteklenecek, mik- ro kredi uygulaması yaygınlaştırılacaktır.

Fabrika için yatırım özendirilecek, bu bölgede yeni tesis ve fabrikaların kurulmasını sağlamak amacıyla yerli ve ya- bancı sermayeye, doğrudan yatırım yapması koşuluyla güçlü teşvik sağlanacaktır.

Mevcut teşvik sistemi yerine, sektör temelinde, yeni, somut, etkin ve seçici Yatırım Teşviki uygulamasına geçilecektir.

Yarım kalmış yatırımların, sürdürülebilir yapıda verimli işletmelere dönüşmeleri koşuluyla ekonomiye kazandırılmaları için gerekli destek sağlanacaktır.

Meralar güvenli kullanıma açılacaktır. Özellikle ahır hayvancılığı, tarımsal ve orman ürünleri üretimi ile ev ekonomisi faaliyetleri desteklenecektir.

BÖLGEDE SOSYAL DEVLET UYGULAMALARINA HIZ VERİLECEKTİR

Sosyoekonomik alt yapının, özellikle eğitim, sağlık, ulaşım, haberleşme, iletişim alanlarındaki yetersizliklerin hız-

la giderilmesi hedeflenecektir.

Yoksullukla mücadele ve Sıfır Açlık için Vatandaşlık Hakkı Ödemesi ve bunlar bedelsiz olarak Sağlık Hizmeti Proje- lerinin uygulamasına başlanacaktır.

Eğitimde atılım yapılarak, bölgede eğitilmemiş çocuğu- muzun kalmaması hedeflenecek; özellikle Yatılı Parasız Eğitim olanaklarının sağlanmasına çok büyük önem verilecektir.

Bölgenin, kamusal hizmetler için bir sürgün veya mahrumiyet yeri olarak görülmesine son verilecektir.

Bölgede işsizlik sorununu giderebilmek amacıyla oluşturulmuş çözümler etkinlik kazanıncaya kadar, ‘kademe- li olarak kırsal kesim geçici istihdam projesi’ uygulaması geçilerek, sosyoekonomik olumsuzluklar kısmen de olsa bertaraf edilecektir.

MAYIN ALANLARI TEMİZLENEREK, TARIMA ELVERİŞLİ HALE GETİRİLECEKTİR

Sınır bölgelerindeki mayınların, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sorumluluğu altında hızla temizlenmesi sağlanacaktır.

Mayından temizlenmiş araziler, Tarım Bakanlığı’nın yakın denetimi altında sözleşmeli organik tarım işletmeciliği yapmaları koşuluyla, çevrede yaşayan ve Tarım Kooperatifleri bünyesinde örgütlenen topraksız veya az topraklı köylüye tahsis edilecektir.

Uygulama, ihracat boyutunu da içeren kapsamlı bir pa- zarlama modeli çerçevesinde yürütülecektir.

ÇATIŞMA DÖNEMİNİN BÖLGEDE YARATTIĞI SOSYO- EKONOMİK YARALAR HIZLA SARILA- CAKTIR

DOČU ve GÜNEYDOČU ANADOLU’da; Yaşam kalitesi- nin hızla gelişmesine katkıda bulunulacak, terör ortamının yaratmış olduğu ekonomik mağduriyetler hak ve hukuk temelinde, hoşgörü anlayışı çerçevesinde giderilecek, gerekli diğer tüm sosyoekonomik önlemlerin, devlet sorumluluğu altında eksiksiz alınması sağlanacaktır.

Köylere güvenli ve gönüllü geri dönüş sağlanacaktır:

Boşaltılmış Köylere Geri Dönüş, güvenlik, gönüllülük kriterleri çerçevesinde, yeni bir mekansal planlama anlayışı içinde, sürdürülebilir sosyo-ekonomik yaşam ve çalışma ortamının yaratılması kaydıyla, gerekli devlet desteği ile hızla sağlanacaktır.

GAP’I TAMAMLAMAK ÖNCELİĞİMİZDİR

CHP, Güneydoğu’nun can damarı olan GAP’a sahip çıka-rak, Güneydoğu Anadolu toprağına gerekli suyu temin edecek, tarımına gerekli girdi ve teknolojiyi kazandıracak, çiftçisine ihtiyaç duyduğu desteği verecek, sosyoekonomik kalkınması için gerekli kaynağı yaratacak ve toplumsal barışına gerekli duyarlılığın gösterilmesini sağlayacaktır.

CHP, Güneydoğu Anadolu Projesi’ni (GAP) tüm boyutları ile bir bütün olarak ele alacak, dengeli bir şekilde bir toplumsal gelişme projes” niteliğinde hızla gerçekleştirilmesi- ni sağlayacaktır.

Sulamaya yönelik yatırımlar hızla bitirilerek, kısa sürede 1.5 milyon hektar toprak suya kavuşturulacak, GAP bir refah ve barış projesi olarak tamamlanarak, projenin çiftçiye ve tarımsal kalkınmaya azami katkısı sağlanacak, bugüne kadar gerçekleşmiş olan gecikme hızla telafi edilecektir.

GAP’ın sürdürülebilir üretim stratejisinin öncelikli sektörleri olarak, organik tarım, tekstil ve konfeksiyon, uygulamalı teknoloji, yenilenebilir enerji ve turizmin gelişimi güçlü olarak desteklenecektir.

GAP’a yönelik temel girdi ve gıda tesislerinin, dışa açık uzun vadeli bölgesel planlama perspektifi içinde geliştirilmeleri özendirilerek desteklenecektir.

GAP Bölgesi öncelikli olmak üzere, demokratik kooperatifçiliği temel alan, verimli işletmecilik kriterlerini gözeten adil ve etkili bir “Toprak Reformu” ile Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da verimli, çağdaş bir tarım yapısına ulaşılarak, feodal koşullar aşılacaktır.

Toprak mülkiyetinde feodal ilişkilerin altında ezilen köylümüze sahip çıkılarak, toprağı işleyen köylünün hakları korunacaktır. Çiftçimizin yoksullaşmasına, doğaya teslim olmasına, kendi kaderine terk edilmesine, çiftçiyi yok sayan anlayışa son verilecek, böylece Türkiye’nin tarım ürünü ithal eder bir ülke haline gelmesi önlenecektir.

GAP Bölgesi’nde yer alan illerde, Organize Sanayi Bölgelerine (OSB) özel önemle yaklaşılarak, OSB’lerin altyapılarının öncelikle bitirilmesi sağlanacaktır.

Bölgede etkinlik gösteren demokratik kitle örgütlerinin, meslek odalarının ve üniversitelerin katkıları ile tarım ve hayvancılık konularında çiftçilerin eğitimi için seferberlik başlatılacaktır.

KUZEY IRAK, TÜRKİYE’YE DOST BİR BÖLGE HALİNE DÖNÜŞTÜRÜLECEKTİR

Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da bölgesel kalkınmayı sağlamak ve bölgede kalıcı barışın zeminini güçlendirmek için başta Kuzey Irak olmak üzere komşu ülkelere Yeni Bir Pencere açılacaktır.

Irak’la ticari ilişkilerimiz geliştirilerek, ilişkimiz HABUR’un tekelinden çıkarılacak, çok yönlü ticari bağlantıların önü açılarak, OVAKÖY Kapısı ve benzeri önlemler alınacaktır.

Kuzey Irak’lı gençlere Türkiye’de eğitim ve staj olanağı sağlanacaktır.

Bölge ile iletişimde açılım yapılarak, kültürlerin buluşturulması sağlanacaktır. Kuzey Irak Bölgesi’ne yönelik Kürtçe, Arapça yayın yapılması karşılıklı uyum içinde yürütülecektir.

İlgili komşu ülkelerin Anadolu’nun suyundan yararlanmaları için ILISU Barajı bir an önce tamamlanarak, Dicle Nehri’nin başıboş akmasına son verilecektir.