Çiller, karanlık tarihi başlatan sözleri ve faili meçhul kalanlar

.

Gökçer Tahincioğlu | T24

"Elimizde PKK'ya yardım eden Kürt iş adamlarının listesi var. Listede 60 kadar isim bulunuyor. Devlet PKK'yla olduğu gibi, PKK'ya mali destek sağlayanlarla da her biçimde mücadele edecektir."

Tansu Çiller, 4 Kasım 1993'te bu ifadeleri kullandığı basın toplantısını yaptığında, Türkiye'nin ilk kadın başbakanı sıfatıyla, dört aydır başbakanlık koltuğunda oturuyordu.

Devletin, en başta kendisini bağlaması gereken hukuk kurallarının dışına çıkacağının ilanıydı basın toplantısı. Bir dönemin başlangıcı…

Bugün hâlâ Ankara'da görülmeye devam edilen "faili meçhul cinayetler davası" bu dönemde yaşananlarla ilgili olarak açıldı.

1993-1996 yılları arasında 19 kişi, aynı çete tarafından kaçırılarak öldürüldü.

Faili meçhul denilmesine bakmayın, fail o kadar belliydi ki cinayetler, 3 Kasım 1996'da Susurluk kazası olduktan sonra aniden kesildi.

Ancak kahramanlık yalanları devam etti. Güya PKK'nın finansörleri ile hukuk yoluyla baş edilemeyince bu yöntem seçilmiş, "kahramanlar" gönüllü olmuştu.

Öldürülenlerin ceplerinden çıkan para için birbiriyle kavga eden, para ödemeyi kabul edenleri Çiller'in 60'ı aşkın ismin yer aldığı listesinden çıkartan, girdikleri ihaleleri usulsüz bulan bürokratları, hukuksuzluğa karşı çıkan avukatları, yolsuzluğa karşı çıkan müfettişleri kaçırıp öldüren sözde kahramanlar.

"Kahramanlık" yalanına sığınanlar ve onları "kahraman" gibi göstermeye hevesli gazeteciler, siyasetçiler, bürokratlar bu hakikatle karşılaşmamak için köşe bucak kaçtılar. Kaçtıkları yer bugün hâlâ onları koruyan kucaklardı.

* * *

Çiller'in tarihe geçen basın toplantısından sonra 14 Ocak 1994'te Behçet Cantürk ve şoförü Recep Kuzucu'nun cesetleri Sapanca'da bulundu.

24 Şubat 1994'te avukat Yusuf Ziya Ekinci kaçırılarak öldürüldü. 

Fevzi Aslan ve yeğeni Salih Aslan'ın cesetleri 28 Mart'ta Hendek-Sakarya otoyolu kenarında bulundu. 

Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu müfettişi Namık Erdoğan, Mayıs 1994'te kaçırılarak öldürüldü. 

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ın eşi Savaş Buldan, Hakkarili Hacı Karay ve Diyarbakırlı iş insanı Adnan Yıldırım, 2 Haziran 1994'te İstanbul'da kaçırıldı. Cesetleri iki gün sonra Bolu'da bulundu. 

Avukat Medet Serhat ve şoförü İsmail Karaalioğlu, 12 Kasım 1994'te İstanbul'da öldürüldü. 

Avukat Faik Candan'ın öldürüldüğü kaçırıldıktan 12 gün sonra, 14 Aralık 1994'te anlaşıldı. 

9 Ocak 1995'te Metin Vural, 28 Ocak 1995'te İranlı Asgar Smitko ve Lazım Esmaelli öldürüldü. 

Aynı çete için cinayetler işleyen ve MİT'e de çalıştığı anlaşılan Tarık Ümit, Mart 1995'te kaçırıldı. Cesedi hâlâ bulunamadı. 

Otel patronu Hikmet Babataş, 28 Nisan 1996'da Bodrum'da, kumarhaneler kralı Ömür Lütfü Topal, 28 Temmuz 1996'da İstanbul'da öldürüldü. 

30 Eylül 1993'te kaçırılan Altındağ Nüfus Müdürü Mecit Baskın işkenceyle öldürüldü. 

* * *

Çiller, 2012'de, TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'nda, 19 yıl önceki sözleri sorulduğunda şu açıklamayı yaptı:

"Evet, böyle bir liste geldi önüme. Tahmin ediyorum ki İçişleri Bakanlığı'ndan geldi. MGK'da da bu tarz birtakım iş adamlarının finansman için tehdit edildiği ve zorla para toplandığı ifade edildi. Bu çerçevede, o gün, hatta o anda önüme gelen bir listeydi. 'Kimse buna boyun eğmesin, biz bunları koruruz. Kim bunu yapıyorsa bunları da önleriz... Bu iş adamları tehdit ediliyorsa korkmasınlar...' Verdiğim mesaj buydu."

Çiller'e göre, bu isimleri korumak için açıklamayı yapmıştı.

Ancak listesindeki isimler bir bir öldürülürken sesi çıkmamış, Susurluk kazasından sonra ise devlet için kurşun atanın da yiyenin de kahraman olduğunu söylemişti isim vermeden Abdullah Çatlı'yı kastederek.

Misal, kumarhaneler kralı Topal'ın öldürüldüğü cinayet başta olmak üzere cinayetleri organize eden çetenin lideri Çatlı'nın hangi hizmetinin devlete ne gibi faydaları olduğu bugüne kadar açıklanabilmiş değil.

Topal'ın ölümünün kime ne avantajlar sağladığı, kimleri hangi ithamlardan kurtardığı sorusu da yıllardır asılı duruyor.

Ülkeyi yönettiği dönemde oluşan devasa bir faili meçhul cinayetler listesi, hâlâ bu listenin sahiplerinin hesap vermesini bekliyor.

* * *

AKP, MHP ve BBP ile oluşturduğu Cumhur İttifakı'nı genişletme şansını yitirmiş durumda.

Bu nedenle uzun bir zamandır gölge muhalefet oluşturup hem muhalefeti yıpratmak hem de Cumhur İttifakı'nı genişlemiş gibi göstermek, stratejisinin bir parçası.

Uzun yıllar merkez sağda biraz olsun varlık gösteren her partiyi içinde eriten AKP, CHP ile iş birliği yapan beş sağ partiyi ne yaparsa yapsın yanına çekemediği için bu stratejiyi üretti.

Muhalefete muhalefet eden partilerden geçilmiyor ortalık.

Şimdi listeye Çiller de eklenmek üzere.

"Milletimi özledim" sözleri ile meydana çıkmaya hazırlanıyor, partilerden birinin başına geçmek için pazarlık yapıyor.

Mal varlığı tartışmalarından Sivas katliamı öncesinde yaşananlara, İstanbul Bankası'nın batışı sırasında ortaya atılan iddialardan başbakanlığı dönemindeki ilişkilere kadar uzun bir "anımsanacaklar" listesi var önümüzde.

Sandıkta herhangi bir karşılık bulamayacağına kuşku yok ancak bu hafızasız toplumda kendini anımsatmak iyidir bazen.

Anımsamak iyidir.

Yüzleşmek ve hesaplaşmak da öyle…

Siyaset Haberleri

Bakan Reşid: Vatandaşlardan nüfus sayımı için memleketlerine dönmelerini istiyoruz
Kürdistan Bölgesi ve Irak'ta nüfus sayımı süreci başladı: 2 günlük sokağa çıkma yasağı ilan edildi
İran ile Elon Musk 'arasında gizli görüşme'
Fransa, 40 yıldır cezaevinde tutulan FHKC üyesini serbest bırakıyor
Bakan Işıkhan: Belediyelere haciz işlemi başlatacağız