CPT'nin raporuna göre, Türkiye ve İran'ın 1991-2024 yılları arasında Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ndeki askeri operasyonlarında 845 sivil zarar gördü.
ABD merkezli bir insan hakları örgütü ve çatışma gözlemcisi olan ‘Toplumsal Barış İnşa Ekipleri’ (Community Peacemaker Teams/CPT), Türkiye ve İran'ın Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ndeki (IKBY) operasyonlarının 1991 ve 2024 seneleri arasındaki bilançosuna ilişkin 24 Ağustos’ta bir rapor yayımladı.
TSK sivil kayıpların yüzde 83'ünden sorumlu
Raporda 1991'den beri Türkiye ve İran askeri operasyonlarında 425 kişinin hayatını kaybettiği ve 420 kişinin yaralanmasıyla toplam 845 sivil kayba yol açtığı belirtildi.
Rapoda kayıpların yüzde 83'ünden, 344 sivilin ölümüne ve 358 sivilin yaralanmasına neden olan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) operasyonları sorumlu olduğu kaydedildi.
Bu kayıpların yüzde 39'u ise 2018 ve 2024 seneleri arasında, özellikle 2017'de başlatılan 'Pençe operasyonları' etkisiyle gerçekleştiğinin altı çizildi.
33 yılda 59 çocuk öldü
Türkiye'nin İKBY'de 74 askeri üs kurduğunun belirtildiği raporda, Kürdistan Bölgesi'nde en az 170 köyün boşaltıldığı ve 602 köyün daha yerinden edilme riski altında olduğu belirtildi.
Rapora göre 1991-2024 arasında 59 çocuk hayatını kaybetti ve 115 çocuk yaralandı. Saldırılardan zarar gören toplam 194 çocuk, zarar gören sivillerin %28'ini oluşturdu.
İran operasyonlarında 143 sivil hayatını kaybetti
Rapor, İran Devrim Muhafızları'nın ise sivil kayıpların yüzde 17'sinden sorumlu olduğunu kaydetti. İran'ın operasyonları sonucunda 81 sivil hayatını kaybederken 62 sivil yaralandı.
İran'ın 1988'deki İran-Irak savaşının sona ermesinden sonra IKBY'de bombardımanlara devam etmesinin 63 sivilin ölümüne ve 48 kişinin yaralanmasına yol açtığının belirtildiği raporda İran'ın 2013'ten sınırda en az 151 askeri üs kurarak sivil kayıplara ve zorunlu göçlere yol açtığına değinildi.
Siviller tazminat alamadı
Rapor son olarak, Irak Parlamentosu'nun 2009 tarihli 20 sayılı ve 2015 tarihli 57 sayılı yasalarına göre, askeri operasyonlardan etkilenen Irak vatandaşlarına sağlanması gereken mali tazminata değindi.
Rapora göre, 1991'den bu yana yetersiz veri, siyasi dinamikler ve devlet kurumlarının eksikliği nedeniyle, çoğu mağdur herhangi bir destek veya tazminat alamadı. (NK)