Rusya'nın ara buluculuğunda Azerbaycan ile Ermenistan arasında 10 Kasım'da yapılan anlaşma gereği Dağlık Karabağ’daki çatışmaların durmasına rağmen, bölgede kalıcı barışın sağlanması konusunda her iki tarafta da endişe ve şüpheler sürüyor.
Ateşkes anlaşmasının, uzun dönemde kalıcı barış için hiçbir öneriyi ve müzakereyi barındırmaması, bu şüphe ve endişeleri canlı tutan faktörlerin başında geliyor.
Anlaşmaya göre, Azerbaycan ve Ermenistan kontrol ettikleri pozisyonlarda kalacak, Ermenistan, kontrol altında tuttuğu Laçın, Kelbecer ve Ağdam illerini kademeli olarak ay sonuna kadar boşaltacak.
Bölgeye Rus barış güçleri konuşlandırılmasını öngören anlaşma kapsamında Rus ve Türk askerlerden oluşan denetim merkezi de oluşturulacak.
Son olarak, Azerbaycan'a asker gönderilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi, TBMM Başkanlığına pazartesi günü sunulurken, Azerbaycan Kelbecer ilini boşaltmaları için Ermenistan'a 10 gün daha süre verdiklerini açıkladı.
Bakü ayrıca, Kelbecer'i terk eden Ermeniler, evleri, kamu binalarını ve ormanlık alanları yakıp, ekolojik dengeye zarar verdikleri gerekçesiyle suçladı.
Dağlık Karabağ'ın ikinci kalabalık şehri tarihi ve kültürel zenginlikleri ile bilinen Şuşa'da kontrolün, Azerbaycan’a tekrar geçmesi önemli bir psikolojik üstünlüğü beraberinde getirdi.
Rus askerleri ateşkesi denetleyecek
Rus askerleri, bundan böyle Dağlık Karabağ’da ateşkese uyulmasından sorumlu olacak.
Dağlık Karabağ'da temas hattında ve Laçın koridorunda Rus barış gücünden hafif silahlı 1960 asker ile 90 zırhlı personel aracı konuşlanacak ve Rus barış gücü, Ermenistan ordusunun geri çekilmesine bağlı olarak bölgede yerleşecek.
Bölgeye istikrar gelecek mi ?
Bölgedeki savaş muhabirleri, 28 yıl önce savaşta el değiştiren ve Azerilerin evlerini terk edip kaçtığı yerlerden şu anda Ermenilerin toplu halde göçe sürüklendiğini aktarıyor.
Kelbecer'i terk eden Ermenilerin evlerini yakıp bölgeye terk etmeleri Türk basını dışında yabancı basın tarafından da teyit ediliyor.
Dağlık Karabağ’dan göçen Ermenilerin yeni yerleşim birimlerine yerleştirilmeleri, ekonomik ve sosyal açıdan zorlukları beraberinde getirirken, zaten fakir olan Ermenistan için ilave zorluklar teşkil ediyor.
Nüfusu 150 bini bulan bölgede 75 ila 90 bin arasındaki kişinin evlerini terk ettiği tahmin ediliyor. Bu kişilerin evlerine dönmek isteyecekleri konusunda iyimser olanların sayısı oldukça az.
Güney Kafkasya’da eski Sovyetler Birliği’nin çökmesinden bu yana önemli çatışmalara sahne olan bu bölgede ateşkesin ardından kalıcı barış ve istikrarın sağlanacağı konusunda kimse güvence veremiyor.
Bunun nedeni de ateşkes anlaşması, uzun dönemde kalıcı barış için somut bir öneriyi ve müzakereyi barındırmıyor.
Azerbaycan'a göre Minsk Grubu Ermeni yanlısı
Rusya, ABD ve Fransa’dan oluşan Minsk Grubunu Ermeni yanlısı ilan eden Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, geçen hafta Dağlık Karabağ’ın özerk statüsünü tanımayıp, burayı Azerbaycan’ın toprağı kabul edeceğini açıklayıp, müzakerelere kapıyı kapatmıştı. Aliyev, yine bir konuşmasında bölgedeki Ermenilere sadece kültürel özerklik verilebileceğini söyledi.
Türkiye'nin nüfuzu arttı
Ankara, Libya ve Suriye'de olduğu gibi Kafkasya'da da Moskova'ya itiraz ediyor; ancak uluslararası analistler "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu krizde yine de güçlenmiş olarak" çıktığı görüşünde.
Siyasi analisti Ali Bakeer, Ankara'nın krizin başlamasından bu yana ikili bir mekanizma önerdiğini ancak Moskova'nın bunu reddettiğini söylüyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in sözcüsü Dmitry Peskov, imzalanan anlaşmanın" Moskova tarafından yönetildiğini" vurguladı.
Ali Bakeer, "Çatışmanın sonucu ve Türkiye'nin Azerbaycan'a verdiği destekteki kararlılığı, Ankara'nın ürettiği insansız hava araçlarının rolü bir yana dursun, Türkiye'nin Kafkasya'da güçlenmekte olduğu gerçeğini pekiştiriyor." diyor.