Bu iki isimi yan yana düşündüğümde ruhumdaki o derin boşluk, yerini keyifli, neşeli ve şenlikli bir coşkuya bırakıyor. Aslında bu iki ismin birlikte anılması, elmanın iki yarısının birleşip tam anlamıyla iştah açıcı bir elma ağacına dönüşmesini müjdeliyor. Elbette bir Kürt takımına bir Kürt teknik direktör yakışır. Daha doğru ifade edersem, bir Kürt takımının kökünü, kültürünü ve kimliğini ancak bir Kürt teknik direktör temsil edebilir. Kim ne derse desin, bugün itibariyle futbol bir kök, bir kültür ve kimlik meselesi haline gelmiştir bütün dünya da. Ve eğer Kürtlerden söz ediyorsak, futbol sadece kök, kültür, kimlik değil bizzat siyasi varoluşunun en temel aracı haline gelmiştir.
DalKurd, Allsvenkana yükselerek rüştünü herkese ispat etmiştir. Geçen sezon yaşanılan talihsiz yol kazası bu gerçeği değiştiremez. Sertaç Küçükbayrak, en inanılmaz ve en düşük koşullarda büyük oyunların altına imza atarak yetkin ve ehil bir teknik direktör olduğunu kanıtlamıştır. Her ikisinin de ayrıca kanıtlara ve ispat emarelerine ihtiyacı yoktur. DalKurd, DalKurd’tür ve o hala bir Kürt masalıdır. Sertaç Küçükbayrak da Sertaç Küçükbayrak’tır ve şu anda Kürt coğrafyasında DalKurd’e en layık belki de tek teknik direktördür.
Bir önceki yazımda, DalKurd’ün en temel iki sorunundan birinin, teknik direktör seçimi olduğunu yazmıştım. Eğer hala DalKurd herhangi bir teknik adama imza attırmamışsa, imza attırmaya değer kişi Sertaç Küçükbayraktır.
Ben yaklaşık dört yıldır Sertaç Küçükbayrak ve oynattığı oyunlar hakkında yazılar yazıyorum. Bu yazılarımın en temel dayanakları futbol felsefesi ve oyun kültürü yeterliliğine dayanır. Sertaç Küçükbayrak fikirleri olan bir teknik adamdır. Felsefesi ve futbolun gerektirdiği oyun pratikleri olan bir spor adamıdır.
Bunlar ezbere edilen, öylesine sıradan, basit övgü lafları değildir. Bunlar alın teri ile kazanılmış yetenek ve aklın, o akıl ve yeteneği yakından takip eden biri tarafından, hiç komplekse kapılmadan ifade edilmesidir. Ben sadece Sezar’ın hakkını Sezar’a veriyorum.
Eğer DalKurd yönetimi, Sertaç hocanın rahat çalışmasını sağlayacak imkanlar yaratabilirse, Sertaç hocanın başarılı olmaması için hiçbir neden yoktur. Sertaç Hoca futbolu çok iyi biliyor. Ki, ben bu cümleyi kolay kolay kurmam. Bir teknik adam futbolu ziyadesiyle bilmiyorsa, asla, bunu söyleyip ona kefil olmam. Çünkü ben, futbolun her şeyden önce teknik adamın işi olduğuna inananlardanım. Futbol oyuncunun oynadığı şey değildir, futbol teknik adamın oyuncuya oynattığı şeydir.
Eğer ben, DalKurd yönetiminde yetkili biri olsam, gözü kapalı Sertaç hocayı takımın başına getiririm. Var olan bütün sorunlara çözümler üreterek takımı ona emanet ederim. Bunu yaptığımda da özün gerçek biçimiyle birleştiğini bilirdim. DalKurd özdür; Sertaç Küçükbayrak bu özün en has en saf ve en uygun biçimidir.
Umuyor ve diliyorum ki, DalKurd yönetimi benim gibi düşünür ve takımın başına Sertaç Küçükbayrak’ı getirir.
Her bijî DalKurd. Her bijî Sertaç Küçükbayrak.