Bugün ise söz sırası bu kulübü çok büyük bir emek vererek kuran ve bugünlere gelmesini sağlayan Başkan Ramazan Kızıl'da. Başkan Kızıl Dalkurd Hisselerinin büyük çoğunluğunu satınalan işadamı Kawa Junaid Rekani'nin dünkü açıklamalarına cevap niteliğinde çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.
“DalKurd benim çocuğum; ben çocuğum için istifa dahil her şeyi yapmaya hazırım, yeter ki, başımı önüme koyacağım bir muamele ile karşılaşmayayım” diyen Ramazan Kızıl ile Ali Fikri Işık'ın yaptığı Dalkurd'un geleceğine ışık tutacak olan röportaj serisinin ikinci bölümü ve tüm detayları..
Ramazan Kızıl İle Söyleşi!
‘’İstifam dahil ben Sayın Rekani’nin her şeyine evet dedim’’
Giriş:- Bu röportaj dizisinin ikinci bölümünü kaleme alırken bir Kürt olarak ne kadar utandığımı asla anlatamam; çünkü Sayın Ramazan Kızıl’ın anlattıkları öyle tuhaf ve hiçbir insani değerle açıklanması mümkün olmayan davranış ve tutumlar olduğu için, yüreğim sızladı. Biliyorum gazetecilik prensiplerinin dışına çıkıyorum. İşin içine duygularımı karıştırıyorum ve kısmen tarafsızlık pozisyonumu kaybediyorum. Nesnel olmak ve tarafgir olmak arasında bir çelişki yoktur. Hem nesnel olabilirsiniz hem de tarafgir. Çünkü bütün nesnellik çabaları bir parça tarafgir olmayı içerir. Ayrıca da saf rafine bir tarafsızlık da yoktur. Kim var diyorsa yalan söylüyor. Bu satırları yazarken birkaç bakımdan endişeliyim. Birincisi röportajın elimden kayıp savrulmasından endişe ediyorum. İkincisi duygularıma yenilip bu röportajı çıkmaz sokaklara sürükleme ihtimalim var.
Öncelikle hemen şunun altını çizeyim. İnsanlar birlikte iş yapmaya karar verebilirler. Birlikte iş yapmaya karar veren insanlar, sürecin bir yerinde birlikte çalışmaktan vazgeçebilirler. Birlikte çalışmak kararı nasıl meşru ve özgür bir iradenin ürünüyse, ayrılmak da ve artık bu birlikteliği sürdürmemek de bir karar ve sonuç olarak meşrudur. Ama adı konmamış bir ayrılığı anlamak mümkün değil. Tıpkı birlikte çalışma kararı alındığı gibi ayrılma kararı da aynı düzey ve düzlemde verilmelidir.
Anlaşılan o ki, DalKurd’un kaderini elinde tutan iki şahsiyet Sayın Ramazan Kızıl ile Sayın Kawa Junaid Rekani, ayrılık kararını müphemleştirmek için ellerinden geleni ardına koymamışlar. Düşünün hem ayrılmak ya da kulübü yalnız başına ele geçirmek istiyorsunuz ama, bunu gerçekleştirmek için oturup konuşmanın bütün imkanlarını ortadan kaldırıyorsunuz.
Galiba bunun adı Kürt işi ayrılık oluyor.
Bir tarafta bütün ömrünü bu takıma vermiş ve kendi ifadesiyle “DalKurd benim çocuğum; ben çocuğum için istifa dahil her şeyi yapmaya hazırım, yeter ki, başımı önüme koyacağım bir muamele ile karşılaşmayayım” diyen Ramazan Kızıl, öte taraftan bu güne kadar, ilk günden bu yana DalKurd’e 7 milyon avro yatıran ve “ben bu kulübün başarısı için 100 milyon avro yatırmaya hazırım” diyen Sayın Kawa Junaid Rekani.
İşte bu iki değerli insan DalKurd yönetiminde ortaya çıkan krizi çözme basireti ve yeteneğini gösteremediler. Kim haklı, kim haksız; bundan bağımsız ve azade olarak söylüyorum; sorun veya sorunlar ne olursa olsun tarihin bu döneminde DalKurd yönetiminde yönetim sorununun bu boyutlara ulaşmasına izin vermemeliydiler. Ama olmuş. Ve galiba geriye bu birlikteliği kurtaracak pek de makbul bir çözüm yolu da kalmamış.
Dün Sayın Kawa Junaid Rekani’yi bu sayfalarda okuyup dinlediniz. Bugün de Sayın Ramazan Kızıl bu sayfalarda konuşmaya başlayacak. İki tarafı da dinledikten sonra herkes kendi hükmünü verebilir. Dün gece yaklaşık olarak Sayın Ramazan Kızıl ile yaptığım bir-buçuk saatlik röportajı sizinle paylaşıyorum.
Soru;- Sayın Kawa Junaid Rekani’nin ileri sürdüğü gerekçeleri sanırım siz de okudunuz? Bu iddialara ilişkin neler söyleyeceksiniz? Size göre neden sorun bu boyutlara ulaştı? Bu sorunun bu boyutlara ulaşabileceğini tahmin etmediniz mi? Neden daha ilk günde önlemler almadınız? Diyalog kapısını açık tutmak ve bazı ara çözümler üretmenin hiç mi imkanı yoktu?
Cevap;-Sorunların bu boyuta ulaşabileceğini elbette tahmin edemezdik. Çünkü biz Sayın Kawa Junaid Rekani’nin bize sunduğu katkılar için o kadar minnettardık ki, böyle bir son aklımızın ucundan bile geçmiyordu. Sayın Rekani’nin geldiği günden bu yana biz hiçbir zaman hiçbir nedenle onun önerilerine karşı çıkmadık. Ona danışmadan, onun fikrini almadan ve daha da önemlisi, onun kararı olmadan hiçbir şey yapmadık. Şimdiye kadar yapılan her şey onun kararlarıyla olmuştur. Bize, katkıda bulunan her insanı her zaman baş tacı yaparız. Bu kulüpte faaliyet ve icra olarak yapılan her şey Sayın Rekani’nin bilgisi ve kararları dahilinde olmuştur. CEO’ya karar veren o’dur. Teknik direktöre karar veren o’dur. Hatta oyuncu havuzumuzu oluşturan da o’dur. Biz onun isteği doğrultusunda şehir bile değiştirdik. Onun kararı ve emri ile stadyum çalışanlarımızı bile değiştirdik. Bana bir tek şey söylesin ki onun kararıyla olmamış ya da onun bilgisi dahilinde gerçekleşmemiştir.
Soru:- CEO ‘nun kulübü yönetmesine engel olduğunuz söyleniyor?
Cevap;- Asla böyle bir şey söz konusu olmamıştır. Kulübün CEO ile yaptığı sözleşme ortada. Bana onun sözleşmesine aykırı davrandığımız bir tek madde söylesinler, ben hem şimdi burada herkesin huzurunda DalKurd’deki bütün hak ve pozisyonlarımdan istifa ederim. Yok böyle bir şey. Bunu söyleyebilmek için insanın gerçekten de çok kötü niyetli olması gerekir.
Soru;- Peki, o zaman mesele nedir? Siz CEO’nun yetkilerini gasp etmemişseniz nedir bu söylenti ve dedikodular? Bütün bunlar nereden çıkıyor ve amaç ne?
Cevap;- Güzel bir soru. Bu sorunun cevaplarını daha iyi anlamak için en sonuncusundan başlamalıyım. Böylece, mesele daha kolay anlaşılır. Bundan 20 gün önce Sayın Kawa Junaid Rekani yazılı biçimde bizden üç talepte bulundu.
1- Anonim şirketin yönetim kurulundan olan 3 kişinin istifa etmesini istedi. Başta ben ve diğer iki arkadaşım şirkette, şirketin yüzde 51’ini temsil ediyoruz. Üçümüzün de istifasını istedi.
2- Bu üç yöneticinin yerine kendisinin atayacağı üç kişiye de onay vermemizi talep etti,
3- ve bundan sonra hem Anonim şirketin hem de Dalkurd derneğinin hiçbir surette bu pozisyonlara talip olmayacağına dair güvenceler istedi.
Ben istifa etmeye hazırım dedim. Yeter ki, boynumu eğecek bir muamele reva görülmesin bana. Ayrıca da bana yolladığı aracı kişiye de istifa etmeye hazır olduğumu söyledim. Aynı şekilde oğlum Adil Kızıl’ın da istifasını istedi. Adil Kızıl da istifasını yazıp Rekani’ye gönderdi. Ama Sayın Rekani’nin niyeti başka o tek başına bütün kulübü ele geçirmek istiyor.
Soru;- Bildiğim kadarıyla İsveç’te bir kişinin tek başına bir kulübe hakim olmasını engelleyen yasalar var? Bu durum nasıl yasal hale gelebilir ki?
Cevap;- Evet. İsveç yasaları spor kulüplerinde monopolleşmeye izin vermiyor. Ne kadar paranız olursa olsun tek başınıza bir kulübün hepsini satın alamazsınız. Bu yasal olarak mümkün değil. Bunu Rekani de biliyor ve o nedenle de bizi tasfiye etmeye çalışıyor. Tasfiye planının ilk aşaması, DalKurd kulübünün Kürtlükle bağını yok etmektir. Bunu Kürtlüğe karşı olduğu için yapmıyor. Bunu kulübü ele geçirmek için yapıyor. Bütün Kürtleri tasfiye etmeden, kulübün taraftarı dahil her pozisyonu İsveçlilerden doldurmadan bunu başaramayacağını biliyor. Çünkü bugün başarsa bile yarın yapılacak bir genel kurulda, kulübün elinden alınacağından korkuyor. O nedenle, top toplayıcılar dahil, maçta seramoniye çıkan küçük çocuklara kadar, bütün Kürtlerin yerine İsveçlileri ikame ediyor.
Soru; - Bu dehşet verici bir plan? Peki bu plan ne kadar uygulanabildi?
Cevap:- CEO’nun kararıyla stadyumda güvenlik dışındaki bütün Kürt personel değiştirildi. Bu yeterli bir cevap değil mi? DalKurd için tesisler yapacağız dedi Sayın Rekani, şimdi öğreniyoruz ki, başka şirketler adına bu tesisler planlanmış ve DalKurd sahip olarak değil de kiracı olarak bu tesislerden yararlanacak.
Ben size daha ilginç bir şey söyleyeyim; Sayın Rekani’nin kararı ile yeşil olan forma renklerimiz bile değişti.
Soru;- Peki bütün bunlar olurken siz hiç yönetim kurulu olarak toplanıp karşılıklı görüşmediniz mi?
Cevap:- Hayır, çünkü Sayın Rekani, yönetim kurulu toplantılarına katılmıyor.
Soru;- Öyle şey olur mu? Yönetim kurulu toplantılarına neden katılmaz? Gerekçesi ne?
Cevap;- Benim anlayabildiğim kadarıyla bizi küçümsüyor. Bize köylü-Gundî- gözüyle bakıyor. Çok önemli toplantılara bile telefon üstünden bağlanıp katılmıyor. Eğer, zaten biz yönetim kurulu olarak periyodik toplantılarımızı Sayın Rekani’nin katılımıyla yapabilseydik, hiçbir sorun çözümsüz kalmazdı. Sayın Rekani, daha çok CEO ve Teknik direktörle iletişim halinde.
Cevap;- Bakın Sayın Rekani’nin müdahil olmadığı hiçbir şey yok. Örneğin bu sezon transferi düşünülen mevkiler için sportif direktör Adil Kızıl her mevki için beş aday önerdi. Bu toplam 25 oyuncu demektir. Bu 25 oyuncunun üstüne kocaman bir çarpı işareti koyarak hepsini reddetti. Ama buna rağmen hiçbir oyuncu transferi onun onayı olmadan yapılmamıştır. Misal, 33. Irfan Jasarevic ile 4 yıllık sözleşme yapmamızı isteyen de o’dur. Teknik direktör Azrudin Valentic’i Dubai’ye çağırıp görüşen ve olur kararını verende o’dur. Daha da ilginç bir şey söyleyeyim, oğlum Adil Kızıl’ın sportif direktör olmasına da karar veren o’dur. Daha ilk görüşmemizde Adil Kızıl için İngilizce’’ Number One’’ diyen de o’dur. Ben daha ne söyleyeyim.
Soru; Peki şimdi ne olacak?
Cevap;- Ne olacağına dair sorunuza cevap vermeden önce şunu söylememe izin verin; Rekani ve CEO, bize büyük bir borç batağı bırakmış durumda. Her gün yeni borç faturaları geliyor kulübe. Bizi borç yükünün altında bırakarak pes etmemizi bekliyorlar. Bu çok ayıp bir şey. Biz adam gibi oturup anlaştık. Herkes kendine düşeni yapma gayreti içinde oldu. Şimdi kriz var diye bizi bir enkazla başbaşa bırakmak Kürtlüğe sığar mı?
Sorunuzun “şimdi ne olacak” kısmına cevap olarak söyleyeceğim şudur; ne pahasına olursa olsun DalKurd bu sezon ligde kalacak. Herkes büyük fedakarlıklar yaparak kemerleri sıkacak ve cüzi bir bütçe ile bu sezon geride bırakılacak.
Soru;- Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Cevap;- Evet var. Bizim hiç kimsenin hakkını ve hukukunu gasp etmek gibi bir niyetimiz yok. Eğer Sayın Rekani, önümüze hakkaniyetli bir çözüm koymak isterse bizim kapımız açık. Biz henüz bütün gemileri yakmadık. Hala bir çözümün olabileceğine inanıyoruz. Hala diyalog kapısı açık. Her türlü görüşmeye hazırız. Yeter ki DalKurd’un çıkarları korunsun ve DalKurd ilelebet yaşasın. Her şey DalKurd için. İsveç kanunlarının gözetiminde futbol kulübümüzün normları ve aramızdaki protokolün bağlayıcı kararları doğrultusunda Sayın Rekani ile yeniden görüşmeler yapmaya hazırım.