Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Sincan Cezaevi yerleşkesindeki salonda bugün görülen duruşmaya Selahattin Demirtaş, avukatları ve bazı HDP milletvekilleri ile izleyiciler katıldı.
42 yılla yargılanan Demirtaş savunmasında şunları şöyledi:
"Milletvekilleri terörle mücadele elemanı değildir. Siyasi partiler terörle mücadele enstrümanı değildir. Bir milletvekili olarak görevlerimden biri de, yakılıp yıkılan kentlerdeki sivillerin sesi soluğu olmaktır. Ben suçlamalara karşı savunma yapmak için gelmedim.
Ben suçları teşhir etmek için geldim. Adalet beklentim yoktur, adil yargılanma yapılacağına inancım da yoktur. Hakimler kararlarıyla konuşurlar, ara kararlarınıza bakılınca sizin de nasıl konuşacağınız belli.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerini belirleyecek olan biziz. Benim ölüm bile bazı yaşayanlardan daha iyi siyaset yapar. O nedenle siyasi yasaklı olsak bile Cumhurbaşkanlığı seçimlerini biz belirleriz.”
Konuşmasında, Edirne Cezaevi'ne dik girdiğini oradan da dik çıkacağını belirten Demirtaş, "Arkadaşlarıma tavsiyemdir: ben cezaevinde ölürsem tabutumu da dik çıkarsınlar, yatay çıkarmasınlar" dedi.
Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu'na ilişkin açıklamalarda bulunan Demirtaş, Davutoğlu'nun başarısız bir kitap yazsa da önemli bir akademisyen olduğunu ama siyasetçi olarak tam bir fiyasko olduğunu söyledi.
Davutoğlu'nun çözüm sürecine asla inanmamış bir siyasetçi olduğunu söyleyen Demirtaş, "Davutoğlu, Neo-Osmanlıcı üst emperyal devlet örgütlenmesi kafasında kurmuş basiretsiz bir siyasetçidir. Kürt halkına eşit bir bakışı yoktur. Savaş rantçılığı yapmış, çözüm sürecinin bitirilmesine katkı yapmıştır" diye konuştu.
Demirtaş, “Siyasetçinin işi alternatifleri oluşturmak, alternatifleri zorlamaktır. Bunu yapmayan siyasetçi basiretsiz ucuz politikacı kan emicidir. Tek bir insanın canının kurtulmasına vesile olmuşsam ben bunun için bin yıl yatarım” ifadelerini kullandı.