Halepçe’de 30 yıl önce bugün, tarihin acımasız ve trajik katliamlarından birinin yaşandığı hatırlatılan mesajda; “Başta Kürt haklı olmak üzere Dünya halklarını derinden sarsan bu katliamın ve insanlık suçunun meydana getirdiği acı, hafızalarda ilk günkü tazeliğini korumaktadır.” denildi.
Diyarbakır Barosu, Baas rejiminin zalimane yöntem ve uygulamaları yönetim biçimi haline getirdiğini belirterek ‘Enfal Harekatı’ adı altında başlattığı askeri operasyonu Kürtlere uygulanan işkence, idam, infaz, sürgün, yerleşim yerlerinin yakılması ve yağma operasyonuna dönüştürdüğünü kaydetti.
Diyarbakır Barosu tarafından yapılan açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“Mart 1988 yılına gelindiğinde, Enfal harekatı, Halepçe şehrine Baas rejiminin kimyasal silahlarla saldırması ve binlerce Kürdün katledilmesiyle soykırıma dönüşmüştür. Baas rejiminin Halepçe'de yaptığı katliam ve işlediği insanlık suçu hafızalardan hiçbir zaman silinmeyecektir. 180 binden fazla Kürdün yaşamını yitirmesine sebep olan Enfal Harekatı kapsamında Baas rejiminin yaptığı uygulamalar ve işlediği fiiller, Birleşmiş Milletler (BM) Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırmasına Dair Sözleşmenin 2. Maddesi kapsamında da tanımlandığı gibi hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde '' soykırım '' suçudur. Yine BM’nin aynı sözleşmesinde soykırım suçu faillerinin Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanması da ön görülmektedir. Maalesef ki Kürtlere karşı gerçekleştirilen bu soykırım Uluslararası Kurumlarda yeteri derecede gündemleştirilmemiş ve katliam sorumluları hakkında tatmin edici hukuki ve siyasi çalışmalar yürütülmemiştir. Günümüzde çok az sayıda Ülke Halepçe'de yaşananları soykırım olarak tanımaktadır. Diyarbakır Barosu olarak tüm Dünya Ülkelerinin Halepçe'de yaşananları soykırım olarak kabul etmeleri ve bunun gereklerini yerine getirmeleri çağrısında bulunmaktayız.”
Açıklamada ayrıca, “İnsanlık tarihine lanetlenmesi gereken bir utanç vakası olarak geçen Halepçe Katliamı’nı unutmadığımızı, unutmayacağımızı, insanlık hafızasından silinmemesi ve yeni utanç vakalarının yaşanmaması için Diyarbakır Barosu olarak üstümüze düşeni yapacağımızı tüm kamuoyuyla paylaşırız.” denildi.