Depremlerde 409 kişinin öldüğü Diyarbakır'da binlerce bina hasar aldı. Artı Gerçek'e konuşan Çevre Mühendisleri Odası Diyarbakır Eş Başkanı ve Jeoloji Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi Başkan Yardımcısı, hasarlı binaların risk yarattığını anlattı.
6 Şubat'ta Maraş'ta dokuz saat arayla meydana gelen ve 409 kişinin öldüğü Diyarbakır'da, binlerce bina ağır ve orta hasar aldı. Çevre Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi Eş Başkanı Nujiyan Yıldırım ve Jeoloji Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Şefik İmamoğlu, Diyarbakır'ın depreme hazır olmadığını, hasarlı binaların büyük risk yarattığını anlattı.
Maraş'ta 6 Şubat'ta meydana gelen 7.8 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerde Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu'nun verilerine göre 409 kişi vefat etti, 902 kişi yaralandı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik Diyarbakır İl Müdürlüğü’nün verilerine göre kentte 152 bin 937 binada hasar tespit çalışması tamamlandı. 22 binanın yıkıldığı, 66 binanın acil yıkılması gerektiği, 3 bin 252 binanın ağır hasarlı olduğu, 2 bin 828 binanın orta hasarlı olduğu, 32 bin 652 binanın az hasarlı olduğu belirtildi.
6 Şubat depremlerinin ardından fay hatlarındaki hareketlilik sürüyor. 9-10 ve 12 Ağustos'ta Malatya ve Diyarbakır'da meydana gelen ve büyüklüğü 4'ün üzerindeki depremler gözleri yeniden bölgeye çevirdi.
'DÖRT BÜYÜK FAYIN BİRLEŞME YERİ'
Jeoloji Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Doç. Dr. Şefik İmamoğlu, kentin çevresinde dört büyük fay hattı olduğuna dikkat çekerek "Kuzey Anadolu Fayı, Doğu Anadolu Fayı ve Ölü Deniz Fayı, yanal atımlı faylar. Bindirme karakterli Bitlis-Zagros Fayı da Diyarbakır’ın hemen kuzeyinden geçer. Ve bütün Güneydoğu Anadolu bölgesini baştan başa çevreler. Her an her yerde deprem olabilir. Buna dikkat etmemiz gerekiyor. Merkez üssü Maraş olan depremler 250-300 kilometre mesafeye rağmen Diyarbakır’da ölümlere ve ciddi hasarlara sebep oldu. Diyarbakır ve daha yakınında gerçekleşecek olan bir deprem düşünürsek çok daha belirgin bir hasar vereceği ortada” dedi.
Jeoloji Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Doç. Dr. Şefik İmamoğlu
'KAYDA DEĞER BİR ÖNLEM YOK'
Depreme yönelik önlemlerin yeterli olmadığını vurgulayan İmamoğlu, “Sağlıklı olmayan binaların depreme hazırlanması gerekiyor. Genel olarak Türkiye’nin her tarafında buna yönelik çalışmalar var fakat istenen hızda gitmiyor. 1939 yılındaki Erzincan depreminde belirgin bir şekilde deprem bölgelerinde yapılacak yapılar hakkında yönetmelikler çıkarıldı ki o zaman 1939’da 40 bine yakın insan hayatını kaybetmişti. Bundan sonra peş peşe depremler oldu. Ve ne yazık ki kayda değer bir önlemler hâlâ alınabilmiş değil” diye konuştu.
'HASARLI BİNALAR TEHLİKE OLUŞTURUYOR'
Çevre Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi Eş Başkanı Nujiyan Yıldırım da, 6 Şubat depremlerinin ardından hasarlı binaların durumuna dikkat çekti.
Yıldırım, “Her an yıkıcı bir deprem etkisini yaratacak binlerce bina bulunuyor. Binlerce hasarlı, yorgun binanın çevre illerdeki artçı depremlerden dahi etkilenip yıkılma riskinin devam etmesinden kaynaklı Diyarbakır için kaygılarımız sadece olası depremlerden ibaret değildir. Boşaltılan ağır hasarlı binalar çevredeki yapılara, trafiğe ve insan yoğunluğuna yakın yerlerde bulunmaları nedeniyle tehlike oluşturuyor" dedi.
Çevre Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi Eş Başkanı Nujiyan Yıldırım
'OLASI DEPREMLER CİDDİ RİSK OLUŞTURUYOR'
Depremlerin kente çok ciddi risk oluşturabileceğine dikkat çeken Yıldırım, “Diyarbakır merkez deprem alanı olarak ilan edilmese de Hani, Lice, Bingöl, Elazığ gibi merkezlerdeki olası depremler Diyarbakır için ciddi risk oluşturuyor. Özellikle Maraş merkezli deprem sonrası orta ve ağır hasarlı yapı sayısını düşündüğümüzde acil ve ciddi politikalarla çözümler üretilmediği takdirde olası bir depremle tahmin edilmeyecek yıkımlara, felaketlere neden olacaktır. Maraş merkezli depremler Diyarbakır kent merkezinde yüzlerce can kaybı ve onlarca binanın yıkılmasına neden oldu. Binlerce yapıya zarar verdi. Ekonomik, çevre ve güvenlik etkileri ve riskleri devam ediyor" diye konuştu.
'GÜN GEÇTİKÇE RİSK BÜYÜYOR'
Maraş depremlerinin ardından 3 bin 252 ağır hasarlı, 2 bin 828 orta hasarlı ve 32 bin 652 az hasarlı bina tespit edildiğini vurgulayan Yıldırım, "Yetkililerin sürece gerekli hassasiyet ve çözüm odaklı yaklaşmamalarından kaynaklı hem mağdur vatandaşlar açısından hem çevre sorunları açısından hem de olası bir deprem açısından gün geçtikçe kent daha riskli bir hal alıyor. Özellikle orta hasarlı binalarda oturan vatandaşlara devlet tarafından ne yapı güçlendirme ne de taşınma barınma gibi kısa ya da uzun vadede hiçbir destek sağlanmadığı için ciddi mağduriyetler yaşanıyor" dedi.
'OLASI BİR DEPREMDE KÖTÜ SENARYOLAR OLUŞABİLİR'
"Diyarbakır için depreme hazırlıklı demek mümkün değil" diyen Yıldırım, yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
"Depreme dirençli kentler oluşturmak için sosyal devlet anlayışıyla güvenli barınma hakkını tüm vatandaşlar için hayata geçirecek projeler geliştirilmeli. Bunun için öncelikle yerel yönetimleri güçlendirerek, kent dinamiklerini kentin inşasına katarak, şeffaf, denetlenebilir, rant odaklı olmayan kentsel dönüşüm projeler hayata geçirilmelidir. Fakat uzun zamandır denetlenemeyen, halkı ve kent dinamiklerini yönetime katmayan, yandaşın rant çıkarları odaklı çalışan, belediyeleri kayyımlarla yönetilen bir kent olan Diyarbakır’da, halihazırdaki yapı durumu ile de olası bir depremde çok kötü senaryolar oluşabilir.”
Rojhat ABİ
(ARTI GERÇEK)