"Sivil mimaride mahremiyetin de ortadan kaldırıldığını görüyoruz"
Diyarbakır'ın Sur ilçesinde 5 yıldır yasaklı mahallelerde inşa edilen yapılar cezaevine benzetildi.
Yapıların mimarisinin cezaevini andırdığını söyleyen Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Ferit Kahraman, tarihi doku üzerine yükselen binalar için "Tek tipleştirme zihniyetinin bir görüntüsü" dedi.
6 mahallede ilan edilen yasak sürerken, 21 Mart 2016 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından Sur'da bulunan 7 bin 714 parselden 6 bin 292 parsel için "Acele kamulaştırma" kararı alındı. Sur'daki parsellerin neredeyse yüzde 82’sine denk gelen kamulaştırma kararı sonrası, kentin 6 mahallesi yıkıldı. Kilise, cami, konak, hamam gibi onlarca tarihi yapı da bu yıkımdan nasibini aldı.
Aradan 5 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen girişlere kapalı olan ve şantiye alanına çevrilen mahallelerdeki yeni yapılar havadan görüntülendi. Görüntülerde, halen birçok yapının yıkımına devam edildiği ve bazı tarihi yerlerin restore edildiği görülüyor. Tek tip ve tek renk yapılan evlerde kullanılan mimari model dikkati çekiyor. Surlara yakın yerde inşa edilen evlerin kapılarının tek avluya çıkması ve etraflarının tamamen kapalı olması cezaevinde kullanılan mimari planına benzetildi.
Süreci başından bu yana takip eden Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Ferit Kahraman Mezopotamya Ajansı'na verdiği röportajda yıkılan mahallelerde yapılan yeni yapıların cezaevi kompleksine benzediğini söyledi. Çatışmalı sürecin sonlanmasının ardından bölgede inlemelerde bulunduklarını belirten Kahraman, hazırladıkları raporlara göre yaklaşık 46 hektarlık alanda yıkım gerçekleştiğini söyledi.
Bunun yanında 89 tane tescilli yapının zarar gördüğünü aktaran Kahraman, birçok yapının ya yol çalışmasında ya "güvenlik" gerekçesiyle ya iş makinalarının geçiş güzergahı olması nedeniyle yıkıldığını ifade etti. Şu an girişlere izin verilmeyen bölgelerde 49 tescilli yapının restorasyon çalışmasının devam ettiğini kaydeden Kahraman, "Bunların çalışmaları yaklaşık 1 yıl önce başladı. O konuda da aslında geç kalındı" dedi.
Yeni yapıların ne sivil mimariye ne de geleneksel yapılara uygun inşa edilmediğine dikkati çeken ve yapıların cezaevi kompleksine benzediğini söyleyen Kahraman, daha önce hazırlanan Suriçi Koruma Amaçlı İmar Planı'na da uyulmadığının altını çizdi.
Kahraman, yeni yapıların birçoğunun cezaevini andırdığını vurgulayarak, "Bir avlu ve avlunun etrafında dizilmiş evler. Geleneksel evlerde ya da özgün sivil mimari örneklerden bahsettiğimizde mahremiyet kavramından da bahsetmeliyiz. Şu anda burada bir avlunun etrafında dizilmiş 8-10 tane evden hepsinin penceresi o avunun içerisine bakıyor. O sivil mimaride mahremiyetin de ortadan kaldırıldığını görüyoruz" diye kaydetti.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan Diyarbakır'ın tarihi Sur ilçesi, dünya tarihinin en uzun süreli sokağa çıkma yasağına tanıklık ediyor.
Kentte ilk sokağa çıkma yasağı 6 Eylül 2015 tarihinde ilan edildi ve bu yasak 4 gün sürdü. Daha sonra 13 Eylül, 10 Ekim ve 28 Kasım tarihlerinde de 3 ayrı sokağa çıkma yasağı ilan edildi. En son 2 Aralık 2015 tarihinde kente bağlı Cevat Paşa, Dabanoğlu, Fatihpaşa, Hasırlı, Savaş ve Cemal Yılmaz mahallelerinde yasak ilan edildi. "Sivil tahliyesi" gerekçesiyle 11 Aralık'ta bir gün ara verilen yasak, 5 yılı aşkın bir süredir devam ediyor.
2 Aralık 2015'ten bu yana etrafı demir bariyerlerle çevrili 6 mahalleye girişlere izin verilmiyor. Yine son yasağın kaldırıldığına dair de şimdiye kadar ne valilik ne de kaymakamlık tarafından herhangi bir açıklama yapılmadı.