Ali Abbas Yılmaz - Özel
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın israfı önleme çağrılarına rağmen Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi milyonlarca liralık ağaç alımı yaptı.
İthal bürokratlarıyla, çifte maaş alan ithal daire başkanlarıyla, Kocaeli bağlantılı peyzaj şirketinin aldığı ihaleyle sürekli gündemde olan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, kentin akciğeri sayılacak yeşil alanların vasıflarını değiştirdi. Belediyenin yeşil alanlarla ilgili düzenlemelerini, dikili ağaçları yeniden söküp dikilmesi konusunu takip eden Diyarbakır Ziraat Mühendisleri Odası, bu tür uygulamalara sert tepki gösterdi.
Mera alanlarında tahsis değişikliği var
Yeşil alanların önemli miktarda azaldığına dikkat çeken Diyarbakır Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Bülent Ucaman, “Eski yönetimler zamanında şehir nefes alsın diye yeşil kuşaklar oluşturmuştuk. Yeşil alan bakımından 2015’in altına düşmüşüz. Kent bileşenleri olarak bu alanlara sahip çıkmamız gerekiyor. Kayyumların 6 yılda bize getirdiği, mera alanlarının tahsis değişikliği ile ranta açılmasıdır” dedi.
Dikim ve sökümler şaibeli
Ucaman, kent bileşenleriyle paylaşılmayan tüm ağaç dikimi ve sökümlerinin şaibeli olduğunu, bu konuda idari bir kovuşturma yapılması yönünde taleplerinin olduğunu ifade ederek şöyle dedi; “Soruyoruz: Palmiyeler havaalanının bulunduğu bölgeye, Mahabad Caddesine niye dikilmiş? Limoni selviler neden kuruyor? Kentteki ağaçlar neden yeniden sökülüp dikiliyor? Büyükşehir bu soruları cevaplandırmak zorundadır. Gerekirse bu konuyu kent bileşenleri olarak Bakanlığa kadar taşıyacağız, bu kent sahipsiz değildir.”
3 ayda 10 trilyonluk ağaç alımı
Kentin peyzajı için ağaç alımının KİK üzerinden yapılmadığına değinen Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Bülent Ucaman, “Park ve Bahçeler 3 ayda 10 trilyon ağaç almış. Alınan ağaçlar ilçelere de dağıtılmasına rağmen hala eritilememiş. Dikimi yapılmamış dünya kadar ağaç var. Söz konusu ağaçlar arasında kentte tartışmalara yol açan ağaçların olup olmadığını da bilmiyoruz. Sanki palmiyelerin alımı daha sonra yapılmış. Bu alımlar da 3/A maddesine göre alınmış ve KİK’te ihalesi yok. Aslında bu tür ihalelerde rekabetin arttırılması ve kentteki esnafın kazanması gerekiyor, böyle bir şey dikkate alınmamış. Aldığımız bilgiler Kocaeli’nin kazandığı yönünde. Kentteki havuzların bakım onarımını bile Kocaeli firması yapıyor. İhalelerin yapım yönteminin kamuya açık şeffaf olması gerekiyor, ama bu da yok. Hesap verilebilirlik noktasında ciddi sıkıntılar var. Şuan 3/A ve 21/F’ye göre yapılan alımların tümü risklidir. Bir firmayla sözleşme yapıyorsunuz ve ortada rekabet diye bir şey yok” diye konuştu.
‘600 Oya neden söküldü?’
Kent peyzajında ciddi bir planlamanın olmadığını ve sürekli dikilen, yeniden sökülen ağaçların kent için ciddi ekonomik kayıp olduğunu belirten Ucaman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mahabad Caddesi’ndeki 600 adet 11- 12 yaş Oya neden sökülür? O Oyaların mevcut kıymeti bin TL’den aşağı değil. Yerlerine farklı bir konsept dikilmişti, ama onlar da sökülüp şuan limoni selviler ve mavi selviler dikilmiş. Geçenlerde baktım birçoğu çürümüş. Ağaçlar kuruyor ve dünya kadar para harcanmış. Mahabad Caddesi’nin zaten bir peyzaj projesi var. O proje oluştuğunda bu ekilen limoni selviler tekrardan kaldırılacak ve yerlerine farklı bitkiler ekilecek. 6 yıl içinde ağaç dikiminde neden bu kadar değişim oluyor? Ölmeyen ağaçlar söküldü yerine yenileri dikildi, peki o sökülen ağaçlar nereye gitti? İstasyon Caddesi’nden Sümerpark’a kadar orta refüjde de oyalar vardı. Sulama sistemlerinin olduğu o oyalar söküldü ve yerine başka bir şey ekildi. Ardından yine oraya oya ekildi. Bu ranta açık bir durum değil de nedir? Bir Büyükşehir Belediyesi öngörülerini oluştururken, daha önce ekilen ağaçları niye söker? Ya da kendi diktiği ağaçları 2 yıl sonra neden söker? Kentte sürekli bir ağaç dikimi ve sökümü var. Ağaçlarda toplu bir kuruma yok ve bununla ilgili bir tespit de yok. Bu konuda kamuoyu ile bir paylaşım da yok. Tüm bunlara Büyükşehir’in bir açıklamasının olması gerekiyor. Bir kentte bu kadar ağaç değişimi neden oluyor?”
Diyarbakır’ın iklimi karasaldır
Daha önceleri palmiyelerin Diyarbakır’da deneme amaçlı dikildiğini belirten Ucaman, “Bu deneme ekimlerinde biz şunu fark ettik. 2-3 yıl bitki yaşayabiliyor. Fakat karasal iklim yaşanan bölgelerde palmiye ekimi ciddi sıkıntılıdır. -3 C0 soğuklarda palmiyeler kuruyor. Palmiye ve zeytin benzeri tropik ve subtropik bitkilerin karasal iklimde yaşayamayacağı ve ancak koruma altında yaşayabileceği yönünde değerlendirmeler var. Kayyumlardan önceki dönemde 100 kadar saksılı palmiye vardı. Bu palmiyeler Büyükşehir Belediyesi ve Vedat Dalokay (Dağkapı) meydanında sergilenirdi. Sonbaharın ortalarına doğru da o alanlardan çekilerek fidanlık alanında kapalı bir ortamda koruma altına alınırdı. İlkbaharla birlikte de peyzaj alanlarında yeniden sergilenirdi. Palmiyeler Diyarbakır’da ancak bu şekilde yaşardı. Palmiyelerin dona dayanıksız olduğu ve bundan ciddi şekilde etkilendiği bilimsel bir gerçektir. Urfa ve Mardin’de palmiyeler yetişebilir çünkü orada uygun iklim koşulları vardır, ama Diyarbakır’da karasal iklimde palmiye yetişmez. Mardin’in Akreşi tepesinden bu tarafa karasal iklim yaşanıyor. Mardin’e doğru da Akdeniz iklimi yaşanıyor. Park ve Bahçelerde dünya kadar ziraat mühendisi, peyzaj mühendisi var ve onların görüşü alındığında Diyarbakır’da palmiye yetişmeyeceği bilinir” şeklinde konuştu.
‘İhalelerin 3A’ya göre yapılması usulsüz’
Kente palmiyelerin neden ekildiğini sorgulayan Ucaman, “Palmiye türünün burada yetişmeyeceğinin bilinmesine rağmen neden alımı yapıldı. Ne kadar sayıda alındı? Ve hangi fiyata alındığı hakkında bu kentin sorma hakkı vardır. Çünkü bu kentin meskûnları olarak neden böyle bir durumun gerçekleştiğini bilmek zorundayız. Kamusal yatırımların nasıl heba edildiği ile ilgili genel bir örnektir. Yine hangi ihale usulü ile yapıldığı ayrıca bir muamma, bu memlekete dışarıdan kayyum tarafından getirilen daire başkanlarının bu kaynakları bu şekil kullanmalarına izin vermeyeceğiz. Yine Kamu İhale Kanunun Temel İlkeler başlıklı 5. maddesinin birinci fıkrasında; “ İdareler, bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur” hükmü yer almaktadır. Dolayısıyla tedarik süreçleri hassasiyetle idareler tarafından sürdürülerek ve aynı zamanda rekabet ilkesi esas alınarak bunu güvence altına alma ve yaşatmaları gerekmektedir. İdareler bu iş için vardır. Bunun dışında hareket ediliyorsa bu hukuki, kanuni değil, keyfi bir durumdur. İlgili İdare Yukarıda zikrettiğimiz kanuna göre kamuoyu denetimini de ihlal etmiş durumdadır. Hangi firmaya verildiği konusunda kamuoyuna açıklama yapmaları gerek. Geçen dönemlerde belediyelere gelen müfettişlerin ağaç ihalelerini 3A’ya göre yapılmamasını söylemesine rağmen şimdiye kadar büyük meblağdaki tüm ağaç alımlarının bu usule göre yapılmasına da ihaleye fesat karıştırma anlamına geliyor” diye belirtti.
‘Ağaçlar neye göre sökülüp dikiliyor’
Palmiyelerin saksıda ve koruma altında sergilenebileceğini ancak kentin peyzajında hakim bir bitki türü olarak ekiminin sağlıklı bir sonuç üretmeyeceğini belirten Ucaman, “Diyarbakır’a ısrarla palmiye ekmenin nedenini merak ediyorum. Kentin buradaki iklim koşullarına adaptasyonu sağlanmış endemik bitkileri var. Bu bitkilerle haydi haydi kent kimliğini oluşturabilirsiniz ama palmiye ile bu kentin kimliğini değiştiriyorsunuz. Bu kentin kimliği palmiye değil ve böylesi bir kimlik değiştirmeye niye gidiliyor? Ayrıca kentte sökülen binlerce ağacın nereye gittiği, akıbetinin ne olduğu konusunda da bir bilgi yok. Bu halkın parası o ağaçlara gitti ama ağaçlara ne olduğunu bilmiyoruz. Kamunun parası neden bu ağaçlara bu kadar bonkörce harcanabiliyor? 10 milyona ağaç alınmış ama hala dikimi yapılmamış ve o ağaçlar kuruyacak. Şu anki zihniyet sadece ağaç alalım dikelim diyor ama nereye hangi ağaçlar neye göre dikiliyor ya da ağaçlar neden sökülüp yerine başkaları dikiliyor bunun mantıklı bir açıklaması yok. Kentte ağaçlar söküldü dikildi, söküldü dikildi ama neye göre? Tabii artık kentin kaldırımlarını yeniden söküp yapamadıkları için artık ağaca yönelmişler. Melikahmet Caddesi 4 yıl içinde 2 defa neden sökülür? Buraya yatırılan paranın boşuna harcandığına dair herhangi bir soruşturma yapıldı, mı yok. Söz konusu kamu zararı kimden tahsil edildi?” ifadelerini kullandı.
‘Kent bileşenleri olarak şikâyetçiyiz’
Kent bileşenlerinin katılmadığı tüm yeşil alanların şaibeli olduğunu belirten Ucaman, “Kent bileşenleriyle paylaşılmayan tüm ağaç dikimi ve sökümleri şaibelidir. Bu konuda idari bir kovuşturma yapılması yönünde talebimiz var. Palmiyeler Havaalanının oraya, Mahabad Caddesine niye dikilmiş? Limoni selviler neden kuruyor? Kentteki ağaçlar yeniden niye sökülüp dikiliyor? Büyükşehir bu soruları cevaplandırmak zorundadır. Gerekirse bu konuyu kent bileşenleri olarak Bakanlığa kadar taşıyacağız. Bu kent sahipsiz değildir. Dışarıdan gelen her Daire Başkanı kentin iklim yapısını ve klimatolojisini bilmeden şunu yaparım bunu yaparım diyemez, dememeli. Dışarıdan getiriyorsunuz bari işin ehli olsun. Parktan bahçeden, börtü böcekten ve bu kentin endemik bitkisini bilen ya da en azından bu kentte karasal iklim olduğunu bilen birini getirin. Bu kente gelmişler bari Evliya Çelebi’nin seyahatnamesini okusunlar. Orada bu kentteki ağaçlardan, börtü böcekten bahsediliyor. Bu kentin zaten bir hafızası var. Kent bileşenleri olarak bu durumdan, kentin yeşil alanlarının berhava edilmesinden ve halkın parasının bu şekilde boşa harcanmasından şikâyetçiyiz” diye belirtti.