Diyarbakır’daki direniş maden çalışmasını durdurdu

Diyarbakır'ın Kulp ilçesine bağlı Hasandin Yaylası'nda yapılmak istenen maden arama çalışması karşı bölge halkının direnişi sonuç verdi. Şirket, çalışmaları durdurdu.

Ardıl BATMAZ

Diyarbakır'ın Kulp ilçesine bağlı Hasandin Yaylası, çevresinde bulanan köylerin sulama ve içme suyu ihtiyaçlarının karşılanmasında, hayvancılık ile tarım faaliyetlerinin yapılmasında kritik öneme sahip. Zengin bitki örtüsü ve endemik bitkileri ile bilinen yayla; bölgede yürüyüş, piknik ve doğa ile iç içe olma fırsatı sunuyor. Ancak yaylada yapılması planlanan maden arama ve çıkarma çalışmaları, bölge halkının yaşam ve geçim kaynaklarını tehdit ediyordu. Maden arama faaliyetlerine karşı köylülerin direnişi sonuç verdi. Ruhsat süresinin dolduğu ortaya çıkan şirket, bölgedeki faaliyetlerini durdurdu.

Kulp Madencilik ve Dış Ticaret Anonim Şirketi, 2023 yılında 4. grup maden arama ve işletme ruhsatı aldı. Diyarbakır Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu ile Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) tarafından, içerrisinde demir, bakır, krom, altın gibi birçok maden bulunan bu ruhsata ilişkin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir” raporunun 16 yıl önce alındığı ortaya çıkarıldı. Yasaya göre 5 sene içinde yatırım faaliyetine başlanmadığı için ÇED raporu geçerliliğini yitirmiş ve şirketin çalışmalarını durdurmuş olması gerekiyordu ancak şirket, çalışmalarına devam etti. Diyarbakır Barosu ve TMMOB'un raporun 16 yıl öncesine ait olduğunu ortaya çıkarmasının ardından şirket, Hasandin Yaylası'ndaki çalışmaları durdurmak zorunda kaldı. Böylece Kulpluların direnişi sonuç verdi.

‘Hasandin giderse Kulp gider’

Hasandin Yaylası'nın etrafında 12 köy bulunuyor ve bu yaylanın etrafına konumlanan bütün köylerin geçim ve sulama açısından tek kaynağı Hasandin. "Söz konusu maden çalışması yapılsaydı ilk olarak su kaynakları yok olacaktı" diyen Avukat Eyyüp Akdeniz, “İnsanlar yazın hayvanlarını bu yaylaya çıkartır ve aylarca burada yaşarlar. Dolayısıyla bu çalışma yapıldığı anda hayvancılık tamamen bitecek. Aynı zamanda orada yer alan endemik bitkiler de yok olacak. Bir bütün olarak insan yaşamı yok olmakla karşı karşıya kalacak. Orada oluşacak olası bir kazada Erzincan İliç'te yaşanan faciadan çok daha büyük bir facia ile karşı karşıya kalabilirdik. Dolayısıyla bir sürü köyün doğrudan etkilendiği, bir bütün olarak Kulp halkının etkileneceği bir alandan bahsediyoruz. Hasandin Kulp’tur, Hasandin giderse Kulp gider” diye konuştu.

‘Hasandin yaylasına dokunulmasını istemiyoruz’

Hasandinliler, maden arama çıkarma faaliyetlerine tekrardan başlanılması halinde sonuna kadar mücadele edeceklerini söyledi. Köylülerden Selahattin Yüce, "Doğamızı pay etmek için birbirleriyle anlaşmışlar. Biz doğamızı hiç kimseye peşkeş çekmeyeceğiz. Su kaynaklarımızı kurutmak, hayvancılığı bitirmek, ekosistemimizi yok etmek istiyorlar. Mücadele ederek buna izin vermeyeceğiz. Bu insanlar nereye göç edecekler, onlara yer mi verecekler? Hayır. Biz burada mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.

Hasandin'de yapılacak maden çalışmasının, onlarca köyün arazi suyu ve içme suyunu yok edeceğini belirten Ecevit Narin ise, “Buraya yapılan bir müdahale, bu eşsiz doğanın katledilmesine yol açar. O yüzden biz Hasandin yaylasına dokunulmasını istemiyoruz. Burada insanlar geçimini hayvancılıkla, çiftçilikle sağlıyor. Siz eğer burada bir çalışma yaparsanız çiftçiliği de hayvancılığını da bitirirsiniz" ifadelerini kullandı.

Kaynak: Tigris haber

Kurdistan Haberleri

Faik Bulut: Esad sonrası Dürzi toplumunun Şam yönetimine karşı tavrı nedir?
Diyarbakır Surları ve parklar aydınlatılsın
Fransa Dışişleri Bakanı: Suriye'deki Kürt müttefiklerimiz korunmalı
Diyarbakırlı vatandaşlar ekmek zammına tepki gösterdi
Baerbock'tan Türkiye'ye mesaj: Kürtleri sürece dahil edin