Diyarbakır’daki STK’lardan Erdoğan’a: Barış yoksa ziyarete dair heyecanımız da yok

.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 23 Ekim’de Diyarbakır’a yapacağı ziyareti sivil toplum örgütlerinin ve demokratik kitle kuruluşlarının temsilcileri değerlendirdi.

Gazeteci Vecdi Erbay: Barışla ilgili bir mesaj yoksa Diyarbakırlılar Cumhurbaşkanı’nın gelişinden heyecan duymaz.

Rosa Kadın Derneği üyesi Nevin Oyman: Diyarbakırlı kadınlar olarak, buraya gelmesi bizim için bir anlam ifade etmiyor.

Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren: İktidarın da muhalefetteki partilerin de Diyarbakır’a ilgisi yüksek. Ancak son dönemde çatışma ve ölüm haberleri yine sık sık gelmeye başladı ve bölgedeki sivil toplum örgütleri kriminalize ediliyor.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 23 Ekim Pazar günü Diyarbakır’a gidecek. Toplu açılış törenine katılacak olan Erdoğan, kentte bir dizi ziyaret gerçekleştirecek.

Tartışmalı bir siyasi atmosferin olduğu şu günlerde, ziyaretinin Diyarbakır halkı için ne ifade ettiğini kentteki meslek ve sivil toplum örgütleri değerlendirdi.

‘Türkiye’de yargının Kürtlere yönelik sert olduğu dönemdeyiz’

Nahit Eren

Yaklaşan seçimlerin Türkiye’de yeni dönemin şekillenmesini sağlayabileceğini belirten Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, “Dolayısıyla iktidarın da muhalefetteki partilerin de Diyarbakır’a ilgisi yüksek. Ancak son dönemde çatışma ve ölüm haberleri yine sık sık gelmeye başladı ve bölgedeki sivil toplum örgütleri kriminalize ediliyor. Bu ortamda Cumhurbaşkanı’nın Diyarbakır’a gelişinin bizler açısında çok da pozitif bir karşılık bulmasına dair beklentimiz yok” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:

Geçmiş dönemlerde böylesi süreçlerde, iktidardaki veya muhalefetteki parti liderlerinin kente gelişinde bir beklenti uyanırdı. Kürt sorununun çözümüne dair buradan söyleneceklere, Türkiye kamuoyuna verilecek demeçlere dair bir beklenti vardı. Ama şu anda böyle bir heyecan yok. Türkiye’de yargının, Kürtlere yönelik belki de en sert olduğu dönemden geçiyoruz.

Her dönemde politik yargılamalar, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı tartışma konusu oluyordu. Ama bu dönemde çok farklı bir söylemde bulunmak ya da iktidarın benimsemiş olduğu siyaset anlayışına farklı bir açıklama yapmak demek insanların ağır cezalarla karşı karşıya kalması anlamına geliyor. Bu da bugünkü siyasi anlayışın yargı üzerindeki etkisini gösteriyor bize. Bu anlamda biz her koşulda şunu söyledik: Bu ülkede başta Kürt meselesi olmak üzere diğer sorunların çözümüne dair açılım yapılması her zaman beklentimiz. Bu yönde Diyarbakır’dan bir adım atılırsa ne ala. Ancak bugünkü koşullarda buna dair umut etmemizi sağlayan bir done yok maalesef.

‘Bürokratik yapılar bizim gibi kurumlarla temasa geçmiyor’

Eren, Cumhurbaşkanı’nın Diyarbakır Barosu ve diğer meslek örgütleriyle bir araya gelip gelmeyeceği sorumuza da şu yanıtı verdi:

Son yıllarda bırakın Ankara’dan gelen hükümet yetkilerinin temsilcilerini, maalesef yerel düzeydeki valilikler bile buradaki sivil toplum örgütleriyle herhangi bir temas içerisine girmiyor. Normalde siyasi partiler geldiklerinde kentteki sivil toplum örgütleriyle yuvarlak masa toplantıları gibi görüşmeler yapar. Ama iktidar ya da iktidarı temsilen yerel düzeydeki bürokratik yapılar bizim gibi kurumlarla temasa geçmiyor.

‘Erdoğan kadınlığı kuluçka makinesi olarak gördüğünü ortaya koydu’

Nevin Oyman

Rosa Kadın Derneği’nden Nevin Oyman ise Erdoğan’ın ‘çocuk’ açıklamasını değerlendirdi ve bu söylemin Cumhurbaşkanı’nın kadınlara bakışını ortaya koyduğunu söyledi:

Erdoğan’ın rozet takarkenki söylemlerinde iç zihniyetini, kadınlara ve Kürtlere bakışını çok belli eden bir tavrı ve tarzı vardı. Çelebi’nin eşine, yaşını sorduktan ve ‘40’ yanıtını aldıktan sonra doğurganlık üzerinden ‘Allah’tan ümit kesilmez’ dedi. ‘Sen artık çocuk doğurmazsın ama yine dua edelim’ tavrı vardı. Kadına ‘merhaba’ derken ‘hemen çocuk doğurman gerekiyor’ demesi, kadına sadece bir meta olarak baktığını, kadınlığı bir kuluçka makinesi olarak gördüğünü ortaya koydu.

Biz Erdoğan’ın bakış açısını çok iyi biliyorduk ama topluma açık bir şekilde yansımış oldu. Erdoğan’ın kadınlara bakışı, yasalara, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine, kadınların öldürülmesine, yargılamalara da yansıyor. Ülkeyi yöneten kişinin kadınlara bakış açısından kaynaklı bir ‘kadın kaderimizin’ olduğunu gösteriyor.

“Diyarbakırlı kadınlar olarak, buraya gelmesi bizim için bir anlam ifade etmiyor” diyen Oyman, “Çünkü bizim bir güvencemiz yok. Örneğin bakanlıkta bile kadın, ‘aile’ olarak geçiyor. Biz kadınlar olarak yaşamak istiyoruz, yaşam hakkımızı istiyoruz, kanunların, haklarımızın yerine getirilmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.

‘Geride bir hayal kırıklığı bile kalmayacak’

Gazeteci Vecdi Erbay da, bu ziyaretin Diyarbakır halkı açısından bir heyecan yaratmadığını dile getirdi:

Erdoğan toplu açılış törenine katılmak için gelecek Diyarbakır’a. Ancak Diyarbakırlılar toplu açılış diye sunulanın ne olduğunu bilmiyor. Öte yandan Diyarbakır’a gelmeden önce yaptığı açıklamalar, Erdoğan’ın son yıllarda izlediği politik çizginin değişmediğini ve yine bu çizgide kalarak mesaj vereceğini gösteriyor. Bu da Diyarbakırlıları heyecanlandıran bir durum değil. Diyarbakır sosyal, siyasal, ekonomik her alanda barış istiyor. Barışla ilgili bir mesaj yoksa Diyarbakırlılar Cumhurbaşkanı’nın gelişinden heyecan duymaz. Ancak şehirde birkaç gün protokol ve güvenlik önlemlerinin gerginliği yaşanacak. Erdoğan, öyle görünüyor ki, kamuda çalışan ve direktiflerle mitinge davet edilenlere konuşacak ve gidecek. Geride bir hayal kırıklığı bile kalmayacak.

Kurdistan Haberleri

Mesud Barzani: Her türlü barış girişimine destek veriyoruz
Mesud Barzani: Her türlü barış girişimine destek veriyoruz
İHD Batman: Gözaltına alınanlara ‘Ölürüm Türkiyem’ dinletildi
Harpagon'un Askeri Dehası ve Stratejik Vizyonu: Bir Yunan Milliyetçiliği Eleştirisi
Nüfus sayımında ikinci gün: 'Kerkük'te Kürtlerin katılımı umut verici'