Diyarbakır’dan ‘Kürtçe pedagojiye uygun değil’ tepkisi

.

Diyarbakır’daki Siyasi Parti ve STK temsilcileri, Muharrem ince’nin “Kürtçe pedagojiye uygun” değil çıkışını ırkçı zihniyetin dışa vurumu olarak değerlendirdiler.

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem ince’nin Kürtçe eğitimle ilgili “ Pedagojiye uygunsa bilin ki üniter devlete de uygundur. Ama Pedagojiye uygun değil” ifadelerine Diyarbakır’daki siyasi parti temsilcileri ve STK’lar tepki gösterdi. 

Diyarbakır’daki Siyasi Parti ve STK temsilcileri, Muharrem ince’nin “Kürtçe pedagojiye uygun” değil çıkışını ırkçı zihniyetin dışa vurumu olarak değerlendirdiler.  

Muharrem İnce Habertürk’te katıldığı bir programda “Kürtçe eğitim dili için uygun değil” ifadesi tartışmaları da beraberinde getirdi. Konuyla ilgili gazetemize konuşan HDP, AK Parti, Gelecek Partisi, Deva Partisi ve Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanları, Kürt Dil Platform Sözcüsü Vahit Aba ve Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren; İnce’nin ifadelerinin kabul edilebilir bir tarafının olmadığını söyleyerek İnceyi kınadılar. 

“Sahtekârlıktan başka bir şey değil”

HDP Diyarbakır İl Başkanı Zeyyat Ceylan, “Muharrem İnce milliyetçi zihniyetine eğitim pedagojisini kılıf uydurması iki yüzlülük ve sahtekârlıktan başka bir şey değildir. Kürt dilide var, Kürtçede var. Pedagoji çocuk eğitim dilidir. Hangi anne kendi çocuğunu kendi diliyle yetiştirme kabiliyetine sahip değildir. Bunu kim ispatlayabilir. Muharrem İnce bunu ispatlayabilir mi? Haliyle bilinç altında yatan o inkârcı, retçi ve tekçiliğin dışa vurumudur. Kendi kimliğini biraz daha deşifre etme durumuna sebebiyet verdi. Aynı zamanda sadece Kürtlerin değil, herkesin kendi kültürüne ve anadiline sahip çıkması gerekir.  Muharrem İnce belki tüm dilleri inkâr ederek tespit yapmaya çalışıyor olabilir, ama aynı zamanda da Türkiye’de dilere ve kimliklere de sahip çıkma tartışmasına da sebep vermiş oldu. Haliyle katkı sunmuş oldu” dedi.

“Ulusalcı zihniyetin yansıması”

AK Parti Diyarbakır İl Başkanı Mehmet şerif Aydın ise, “CHP’nin Cumhuriyet tarihi boyunca 70 yıllık süreçte temsil ettiği zihniyet, bu milletin hem dinine hem de diline düşman olan zihniyettir. Bu zihniyetin bağrından kopan Muharrem İnce'nin, Kürtçe eğitim ile ilgili sözlerini bu perspektiften okumak gerektiğini ve şaşırmamak gerektiğini düşünüyorum. Aslında buradaki hadise, genel olarak Ulasalcıların ve CHP tezgâhından çıkan siyasilerin, bir bütün olarak bağrında yer alan düşüncenin dışa vurumundan ibarettir. Kürtlerin Analarının Ak sütü gibi hakları olan, bir lütuf değil doğuştan vatandaşlık hakkı olarak sahip olmaları gereken öz haklarını iade etmeye çalışan AK Parti ve lideri Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmuştur. Bunları yapma uğraşı içerisinde iken de en büyük mücadeleyi, Muharrem İnce'nin de içinde yer aldığı CHP'ye ve onun temsil ettiği zihniyete karşı yapmıştır. Muharrem İnce'nin Kürtçe eğitim ile ilgili Ulusalcı zihniyetin yansıması olan açıklamalarını CHP'nin genel çoğunluğu da içinde taşımaktadır. Ama sözde Kürtleri temsil ettiğini söyleyen HDP de, özellikle İyi Parti yöneticilerinin kendilerine yönelik onur kırıcı tavırlarına rağmen, bu toprakların çocuklarının hakkını/hukukunu o zihniyetin asıl sahibi CHP'ye peşkeş çekmekten geri durmamaktadır.”

“Türkçe dışında hiçbir dil yokmuş gibi davranılıyor”

Kürt Dil Platform Sözcüsü Vahit Aba ise, İnce’nin ırkçı bir dil kullandığını ifade ederek,“Türkiye Cumhuriyetinde 90 yıldır insanlara ırkçılık öğretiliyor. Sanki Türkçe dışında hiçbir dil yokmuş bu topraklarda gibi davranılıyor. Hâlbuki Kürtçe dili incelendiğinde dünyanın en eski dillerinden biri olduğu ve dünyada kelime dağarcığı bakımından 9’uncu dildir. Türkçe ise 20’inci olmasına rağmen, Türkiye’deki ırkçı mantıkla olaya bakıldığından ötürü “ Kürtçe pedagojiye uygun değildir” gibi safsata açıklamalarla Kürtleri kendi dilerinde eğitim görmemesi için engeller çıkarıyorlar. Irkçı bir dil. “Türkler her şeye sahip olabilirler ama Kürtler kendi dilinde bile eğitim göremez” mantığına sahipler” dedi.  

“Talihsiz bir açıklama, yadırgıyorum”

Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren’de, Birleşmiş Milletler çocuk hakları sözleşmesine atıfta bulunarak şunları söyledi: “Söz konusu açıklamayı kabul etmemiz mümkün değil. Herkesin anadilde eğitim hakkını pedagojik anlamda uygun olduğu ortada. Çocukların kendi anadilinde eğitim almaları bilimsel olarak kabul edilmiş. Birleşmiş Milletler çocuk hakları sözleşmesinde her çocuğun anadilde eğitim görmesi bir hak olarak tanınıyor. Maalesef Türkiye’nin Birleşmiş Miletler Çocuk Hakları Sözleşmesinde hala çekincesi var. Türkiye Sözleşmeye taraf olmasına rağmen anadilde eğitim hakkına çekince koymuş. Biz uzun yıllardır Diyarbakır Barosu olarak Türkiye’nin bu çekincesini kaldırması gerektiğini ve herkesin anadilinde eğitim hakkının olanaklarının sağlanmasını istiyoruz. Bu noktada Sayın İnce’nin talihsiz açıklamasını kabul etmemiz mümkün değil. Kendisi aynı zamanda bir eğitmen, bunu en iyi bilmesi gereken kendidir. Böyle talihsiz bir açıklama yapmasını kabul etmek mümkün değil. Bu tür temel ve bilimsel verilerin sadece politik ya da siyasi amaçlarla kullanılmış olmasını da aynı zamanda yadırgıyorum.”

“İnce’nin ismi bile Türkçe değil”

DEVA Partisi Diyarbakır İl Başkanı Cihan Ülsen, Kürtçenin insanlığın ortak mirasına katkılar sunduğunu söyleyerek, “Muharrem İnce’nin ifadesi kabul edilemezdir. Kendisinin bir öğretmen olmasını göz önüne alsak bile bu söylem, pedagojik ihtisas ile ilgili değil, ulus-devlet mantığının değişmez manipülasyonlarından biridir. Kürtçe, edebiyat, bilim, felsefe ve daha pek çok alanda insanlığın ortak mirasına çok değerli katkılar sunmuş dünyanın en zengin dillerinden biridir ve her alanda yeterlidir.  Hiçbir dil, eğitim dili olarak yaratılmadı. Bir dilin eğitim dili olarak planlanması, müfredatının oluşturulması, ihtiyaçlarının belirlenmesi ve diğer tüm meseleler elbette eğiticiler tarafından çalışılır ve düzenlenir. Bundan dolayı bir dili, o dili konuşanlar için eğitim dili olmasını yetersiz bulmak hiçbir şerh düşmeden ırkçılık olarak tanımlanır. Kurduğu cümledeki sözcüklerin büyük kısmı, hatta ismi bile Türkçe değil. Muharrem ismi mesela. Bu hakikat Türkçe için pedagojik oluyor da, Kürtçe eğitim hangi saikle olmuyor, anlaşılır değil. Bunu izah dahi edemez. İsminin yasak kılınmış manasını, belli ki yanlış anlamış Sayın İnce” diye konuştu.

“Milyonların konuştuğu dil Pedagojiye nasıl uygun değil?”

Gelecek Partisi Diyarbakır İl Başkanı Aydın Altaç, Muharrem beyin söylemlerini kabul etmek mümkün değil. Türkiye’de Kürtçeyi yok saymak, bir zihniyet meselesidir. Bu durum Sayın İnce’nin zihniyetini ortaya koyuyor. Milyonlarca insanın konuştuğu bir dilin pedagojik anlamda nasıl uygun olmadığını anlamak mümkün değil. Tarihsel, edebi ve kültürel eserlerin bu kadar konuşulduğu bir dilin bir siyasetçi tarafından reddedilmesini insanın aklı almıyor. Bu tamamen 20. yüzyılda, Cumhuriyetin kuruluşundaki zihniyetin tezahürüdür. Kürtçenin eğitimde ve öğretim de mutlaka devlet tarafında desteklenmesi gerektiğini ve anadil de eğitim için yasal ve anayasal düzenlemelerin şart olduğunu bu vesileyle belirtmek istiyoruz. Çünkü bu husus yasal ve anayasal sürece kavuşmadığı sürece Muharrem İnce ve ona benzer kişiler ortaya çıkıp her zaman Kürtçe ve Kürt dili üzerinde siyaset yapacak. Bu tür tartışmalar bir an önce Türkiye gündeminden çıkmalı. Siyasetçiler bunu tartışamaz, bu doğal bir haktır. Kürtlerin hakkının Kürtlere teslim edilmesi gerekiyor. Muharrem İnce’nin açıklamalarını şiddetle kınıyorum.”

“İnce, faşist ve inkârcı zihniyeti taşıdığını gösteriyor”

Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Fesih Bozan ise, İnce’nin faşist bir zihniyetten geldiğini vurgulayarak, “İnce’nin sözü faşist, ırkçı ve inkârcı bir zihniyetin dışa yansımasıdır. İnsanın doğuştan gelen temel hakları vardır. Anadilde bu temel haklardan bir tanesidir. Anadil kişinin doğarken evinde konuştuğu dildir. Kaldı ki insana Allah’ın verdiği ayrı bir meziyettir. Muharrem İnce daha bu ırkçı faşist ve inkârcı zihniyeti taşıdığını gösteriyor. Bu açıklamasından dolayı kendisini kınıyorum. Kendisi ve aynı zihniyeti taşıyanlar kabul etsin, etmesin, Kürt halkı vardır ve dili Kürtçedir. Diğer dillerin eğitimi ne kadar hak ise Kürtçenin eğitimi de o kadar haktır” diye konuştu.

Yılmaz YİGİTLER / TİGRİS HABER

Kurdistan Haberleri

Üçüncü Dünya Savaşı - Arzu Yılmaz*
Eğer Danielle Mitterrand bugün burada olsaydı
Myles Caggins: Kürdistan petrolünün yeniden ihracatı için birçok adım atıldı
Dersim ve Ovacık belediyelerine kayyum atandı
Mesud Barzani: Her türlü barış girişimine destek veriyoruz