Diyarbakır'ın Suriyeli marketçisi: Burada hiç yabancı hissetmedim

.

Suriyeli Muhammed Mardinli, Türkiye'ye geldikten sonra Diyarbakır’da kendine bir market açtı. Hayata tutunmaya çalışan Mardinli, "Bunun ne kadar zor olduğunu inanın tahmin edemezsiniz" diyor.

Suriye'deki savaş sonrası Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan mültecilerin sayısının 3 milyon 754 bine ulaştığı tahmin ediliyor. Yaklaşık 12 yıl önce Suriye’nin Halep kentinden gelip Türkiye’ye sığınmak zorunda kalan Muhammed Mardinli de bu mültecilerden biri.

Suriye’de başlayan iç savaşın ardından 2011 yılında Türkiye’ye gelip Diyarbakır’a yerleşen Mardinli, hayatını devam ettirebilmek için kendine küçük bir market açmış. Mardinli, “Bir gece yarısı sahip olduğumuz her şeyi geride bırakıp kaçmak zorunda kaldık. Hayat buradaki vatandaşlar için zor ama bizim için daha zor” diyor.

‘SURİYE BİZİM YAŞAYACAĞIMIZ BİR ÜLKE OLMAKTAN ÇIKTI'

Suriye’de iç savaş çıktıktan sonra Türkiye’ye gelmek zorunda kalan Mardinli yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

"Savaş çıktıktan sonra artık bizim Suriye’de kalmamız imkansızdı. Kimin ne için savaştığını, kimin için savaştığını bilmiyorduk. Her gün insanlar öldürülüyordu. Ben annemi ve babamı savaşta kaybettim. Anlayacağınız artık Suriye bizim yaşayabileceğimiz bir ülke olmaktan çıkmıştı. Herkes herkesi öldürüyor. Suçsuz insanlar öldürülüyordu. Tek çarem oradan çıkıp ailemin hayatını kurtarmaktı. Ailemle birlikte Halep kentinde yaşıyordum. Bir gece yarısı bütün her şeyimi, işimi, varlığımı ve en önemlisi doğup büyüdüğüm toprakları geride bırakıp Türkiye'ye geldim. Bunun ne kadar zor olduğunu inanın tahmin bile edemezsiniz. İlk geldiğimde Adana’ya yerleştik ve orda üç ay kaldık ama bir türlü iş bulamadık. Savaştan kaçıp gelen akrabalarımızdan bazıları Diyarbakır’a yerleşmişti biz de onların yanına geldik.”

‘HAYAT ŞARTLARI BİZİM GİBİLER İÇİN ÇOK ZOR'

Suriye’nin Halep kentinde antika işleri yaptığını belirten Mardinli, Türkiye’nin ekonomisine dair bir bilgisi olmadığından dolayı kendi işini burada devam ettiremediğini söylüyor. Diyarbakır’a yerleştikten sonra kendine küçük bir market açan Mardinli bu durumu şöyle anlatıyor: “Bel fıtığı rahatsızlığım var. Ağır işleri yapamıyorum. Diyarbakır’a geldikten sonra kaldığım mahalledeki insanların tavsiyesiyle kendime küçük bir market açıp işletmeye karar verdim. Bir şekilde hayata tutunmam gerekiyordu. Hayat şartları burada yaşayan normal bir vatandaş için çok zor ama bizim gibiler için daha zor. Dilini, kültürünü, yaşam tarzını bilmediğiniz bir şehirde bir yabancı olarak yaşam mücadelesi vermek zorundasınız ve bu durum gerçekten ister istemez sizi zorluyor.”

‘İÇİMDE HEP TEREDDÜT VARDI'

Diyarbakır’a yerleştiği ilk zamanlar mültecilere yönelik ırkçı saldırılardan dolayı korktuğunu ifade eden Mardinli, “İçimde hep biraz tereddüt vardı. 'Acaba iş yapar mıyım? İnsanlar bana karşı önyargılı davranır mı? Suriye’den geldim diye benim iş yapmama izin verirler mi?' diye hep kendime soruyordum. Haberlerde bazen görüyorduk, mültecilere yönelik saldırılar oluyordu. Bu durum bizi korkutuyordu. 'Biz de aynısını yaşar mıyız, evimizi basarlar mı?' diye düşünüp durdum hep. Ama burayı açtıktan sonra bir gün bile hiç kimse bana ve aileme karşı önyargılı yaklaşmadı. Bu mahallede yaşayan insanların bana desteği çok büyük, biraz da onlar sayesinde burayı açabildim” diyor.

‘KENDİMİZİ BİR DİYARBAKIRLI OLARAK GÖRÜYORUZ'

On iki yıldır Diyarbakır’da yaşadığını belirten Mardinli, Suriyeli mültecilere yönelik herhangi bir saldırı veya olumsuz bir davranışla karşılaşmadığını söylüyor.

Diyarbakır’ı ailesinin güvende hissettiği bir yer olarak gören Mardinli, şunları dile getiriyor: “Diyarbakır’ı diğer şehirlerden ayıran özellik galiba bu durum. Hangi ırktan ve vatandan olursanız olun kimse size karşı bir önyargıyla yaklaşmıyor. İki çocuğum burada büyüdü. Onları buranın okullarına gönderdim. Buradaki insanların çocuklarıyla her gün oyun oynuyor benim çocuklarım. Biz artık kendimizi bir Diyarbakırlı olarak görüyoruz. Çünkü hem bu şehir hem de buradaki insanlar bizi sahiplendi. Geldiğim ilk günden beri burada kendimi hiç yabancı hissetmedim.”

Suriye’de devam eden iç savaşın biteceğine dair umutlu olmadıklarını belirten Mardinli, iç savaşa dair şu ifadeleri kullandı: “On iki yıl oldu savaş bitmedi. Her gün başka ülkeler bu savaşa dahil oldu. Kimse oradaki insanların durumunu, yaşadıklarını düşünmedi düşünmek istemedi. Herkes kendi çıkarını düşündü ama olan bize oldu. Kendi ülkemizden, vatanımızdan kaçmak zorunda kaldık.”

‘BURADAN GİTMEK BİZİM İÇİN ÇOK ZOR OLACAK'

Siyasi parti liderlerinin Türkiye’de bulunan mültecileri geri göndermeye yönelik yaptığı açıklamalardan dolayı kaygılı ve endişe içinde olduklarını ifade eden Mardinli, ülkedeki mülteciler için bu durumu şöyle özetliyor: “Bizler uzun yıllardır buradayız. Herkes hayatını burada devam ettiriyor. Orada savaş bitmedi ve bitmediği sürece kimseyi zorla ölüme gönderemezsiniz. Biz ölümden kaçtık, çocuklarımı ölümün ortasına götürmem. Beni zorla göndermedikleri sürece ben burada yaşamaya devam edeceğim. Benim bir kız kardeşim burada hayatını kaybetti. Çocuklarım buranın kültürünü öğrenerek büyüdü. Biz şimdi savaşın bitmediği bir yere nasıl gidebiliriz. Artık bu topraklar bizim bir parçamız oldu. Savaş çıktığında kendi ülkemizi bırakmak bizim için nasıl zor olduysa bugün bizim için buradan gitmek de çok zor olacak.”

Mahsum Kara / Gazeteduvar

Kurdistan Haberleri

Nüfus sayımında ikinci gün: 'Kerkük'te Kürtlerin katılımı umut verici'
AYM'den "pasaport" kararı
Rusya'nın güncellenmiş nükleer doktrini ne anlama geliyor?
Şam’ın artık güvenli bir sığınak olmadığı İran bağlantılı liderlerin bir sonraki hedefleri neresi?
Ukrayna ilk kez ATACMS füzeleriyle Rusya'yı vurdu: ABD kullanım izni vermişti