Dünya bağımsızlığımızı kucaklamalı

Kürdistan Başkanı Yardımcısı Kosret Resul, 35 milyon nüfusa sahip gezegenin tek devletsiz halkının ahlaken kazandığını ve dünyanın bu halkın bağımsızlığına kucak açması gerektiğini söyledi.

Amerikan CNN televizyonuna konuşan Kürdistan Başkanı Yardımcısı Kosret Resul, 35 milyon nüfusa sahip gezegenin tek devletsiz halkının ahlaken kazandığını ve dünyanın bu halkın bağımsızlığına kucak açması gerektiğini söyledi.

Kerkük'te yaşananların Kürdistan'ın bağımsızlığına giden yolun sonu anlamına gelmediğini vurgulayan Resul, "Düşüşten sonra tekrar ayağa kalkıp ilerlemek halkımız için zor değildir." dedi.

Kürdistan halkının İran tehdidi altında olduğunu belirten Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Genel Sekreter Yardımcısı Kosret Resul, ABD'nin hala buna sessiz kaldığını söyledi. Resul CNN'e şöyle konuştu:

"Ortadoğu'yu takip edenler, DAİŞ sonrası süreçte başarısız olan eski Irak ve Suriye devletlerine ne olacağını merak ediyor. Ancak sınırları keyfi olarak belirlenmiş Irak'taki Kürtdistan Bölgesi'nin geleceği merak edilmiyor.

Bağımsızlık referandumu zaferiyle taçlandırılan Kürtlerin haklarını koruma mücadelesi konusunda Kürtler kararlı bir tavırla, büyük sorunların yaşandığı bölgede DAİŞ'le büyük bir mücadele yürüterek kendileri için özgürlük arayışına girdiler.

BU TOPRAKLARIN KADİM HALKIYIZ

Biz, bu toprakların kadim yerli sakinleriyiz. Antik dönemden beri bu topraklarda farklı etnik ve dini kesimlerle birlikte yaşıyoruz. Kendi ayrı kültürümüz, dilimiz ve hatta İslam öncesi dini geleneklerimiz var. 35 milyonluk bir nüfusa sahip, gezegendeki en büyük vatansız halkız.

Bağdat'tan 25 yıllık yarı özerklik hakkını elde etmemize rağmen hala manipüle edilip istismar ediliyoruz. Kürdistan'daki yaşam kalitesi ve ekonomik istikrar felç edilmiş durumda ve komşu ülkelerin etkisi altındaki Bağdat hükümetinin kaprisleriyle boğuşuyoruz. Bağdat, bütçeden yasal olarak bize verilmesi gereken payı sürekli olarak göndermedi ve aldığı uluslararası askeri ve mali yardımların neredeyse hiçbirini bizimle paylaşmadı. Bağdat'ın dış ülkelerle teröre karşı mücadele gerekçesiyle aldığı ekonomik potansiyelden mahrum kalmamızı idrak edemiyoruz.

IRAK, SADDAM DÖNEMİNİN IRAK'I

Bağdat'ın referandum sonrasında topraklarımızı istila etme, görevlilerimizi görevden alma, mali transferleri durdurma ve hava sahamız ile sınırlarımızı kapatmaya yönelik tehditleri ve bunları uygulamaya geçirmesi şunu gösteriyor ki 2003'te kurulan yeni Irak'taki akıl, Saddam Hüseyin döneminin aklı. Kısacası Irak, hiç değişmedi.

Kürtlere karşı gerçekleştirilen zulüm ve soykırım öyküsü, dünya tarafındın yeterince dikkate alınmadı. Saddam, geliştirdiği etnik temizlik harekatı ile 180 binden fazla masum Kürdü katletti. Bugün bile, her kökenden birçok dini, etnik, siyasi ve cinsel azınlık, Bağdat güvenlik güçleri ve Şii milislerin zulüm ve işkence uygulamalarına maruz kalıyor.

Şİİ GÜÇ, GELECEK İÇİN TEHLİKELİ

İran'ın desteklediği ve içinde Hizbullar ve rezil Kudüs Gücünün bulunduğu bu güçler şu anda bize saldırıyor. DAİŞ'ten sonra bu güçlerin bölgeyi kontrolüne alması, Kürt halkı ve diğer etnik ve dini kesimler açısından daha kötü olacağı görünüyor.

Bu durum, bağımsızlık referandumunda Kürdistan sakinlerinin neden % 92.7 gibi yüksek oranda "evet" dediğinin cevabıdır aslında.
KERKÜK'TE YAŞANANLAR YOLUN SONU DEĞİL

Kerkük'te yaşananlar Kürdistan'a giden yolun sonu anlamına gelmiyor. Düşüşten sonra tekrar ayağa kalkıp ilerlemek halkımız için zor değildir. Kürt ulusunun mücadelesini güçlendirmenin tek yolu birlikten geçiyor." krdnews

KÜRDİSTAN Haberleri

Özçelik Rûdaw'a konuştu
PAK'tan 21 Şubat mesajı: Kürtçe bilmeyenler için başlangıç olsun
PDK Bakur: Yurtsever Demokrat adayları destekliyoruz
Merve Demirel suç duyurusunda bulundu
Van'da çocuklara işkence skandalı