Haber Merkezi - Birleşmiş Milletler bünyesinde kurulan Yerel Kanunlarda Kölelik Karşıtlığı veri tabanına göre bir çok ülkede başka bir insana sahip olmayı ya da üzerinde hükümranlık kurmayı doğrudan suç kapsamına alan ve cezalandıran hukuki düzenlemeler bulunmuyor.
Araştırmanın liderliğini yapan Nottingham Üniversitesi araştırmacılarından Katarina Schwarz köleliğin dünyada tamamen yasaklanmış olduğu inancının bir popüler efsaneden ibaret olduğunu vurguluyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü'ne göre dünya genelinde modern zaman köleliğinde tutulan 40 milyondan fazla insan bulunuyor. Bu sayıya zorla çalıştırılan işçiler ve zorla evlendirilenler de dahil ediliyor.
2015 yılında Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerinin tamamı 2030 yılına kadar modern zaman köleliğini tamamen ortadan kaldırma hedefini kabul etmişti.
Fakat köleliğe izin veren eski yasalar bütün dünyada kaldırılmış olsa da son yapılan çalışma 193 BM üyesi ülkenin 94'ünde kölelik ya da insanların istismarı açık kanunlarla ceza kapsamına alınmamış olduğunu gösterdi.
Ülkelerin yaklaşık üçte ikisinde ise kölelikle bağdaştırılabilecek esaret, borçlandırarak alıkoyma, zorla evlendirme ve çocuk kaçakçılığı gibi uygulamalar da ceza kapsamında bulunmuyor.
Araştırmacılar hemen hemen tüm ülke kanunlarında insan kaçakçılığına karşı düzenlemeler bulunsa da yasalarda açıklar bulunduğunu ve bazen istismarcıların cezasız kalabildiğini vurguluyor.
Öte yandan Uluslararası Kölelikle Mücadele Derneği Sözcüsü Jakup Sobik ise kanunları sertleştirmenin tek başına çözüm olamayacağını vurguluyor. Biraz da olsa kanun dışına çıkmış insanların köleliğin pençesine düştüğünü bu neden sistemsel problemleri çözmek için daha geniş bir perspektiften bakılması gerektiğini ifade eden Sobik, ilk önce bu insanların neden kendilerini bir başka birinin istismar etmesine izin verdiğini anlamak gerektiğinin altını çiziyor.
Euronews