Bu ne ilk ne de son.
Bugün Sakarya'nın Hendek İlçesinde meydana gelen kaza haberi ilçemizi derinden üzmüştür.
Bir traktör römorkuna istiflenmiş onlarca insanımız belki de ehliyetsiz bir şoför tarafından uçuruma yuvarlandı, sekiz kişi hayatını kaybederken ondan fazla kişi de yaralı.
Dün akşam itibariyle maalesef yaralılardan birinin daha hayatını kaybetmesiyle ölü sayı sekize çıkmış durumda, üçü ağır olmak üzere yaralıların sayısı dokuz.
Evet, canlarımız gitti. Mevsimlik Kürt işçiler, alın teriyle bir lokma ekmek için her yıl ağustos ayında Kürt illerinden Karadeniz’in çeşitli illerine bir ay veya yirmi beş günlük iş için dramatik acılara katlanarak fındık toplamaya gidiyorlar. Amaç, kazanacakları cüzi paralarla önümüzdeki Kış ayları için geçimini temin etmek ve okuyan çocuklarını işportadan giydirmek.
Ne yazık ki insanlık dışı muameleyle karşılaşıyorlar. Hatta bazen ırkçı şöven ve faşist saldırılarla karşılaşmaktadırlar. Bu akşam ben yazıyı hazırlarken televizyon haberlerinde Kütahya’da ekmeğin peşinde olan Kürt işçilere karşı yeni bir ırkçı saldırı oldu. Bu insanlık dışı saldırılara rağmen Kürt işçiler çalışmaya devam etmektedirler.
Hayatlarını kaybeden ister Mardinli ister Türkiye'nin herhangi bir ilinden olsun bu ülkenin insanlarının hepsi bizim emekçilerimiz. Batı Karadeniz, Ege, Akdeniz ve diğer bazı bölgelere mevsimlik işçi olarak gidenlerin hepsi Kürt coğrafyasından ve yüzde doksanı Kürt nüfusundan olmaktadır. Bu emekçi işçileri bu şekilde kamyon ve traktör kasalarında taşımak sosyal bir devlette kabul edilir bir durum değil. Bu toplumsal, sosyal bir yaradır. Bu insanları bu duruma düşüren ve bu muameleye tabi tutanlar ile sorumluları Devlet de dahil kim olursa olsun kınıyorum.
Hani bir günlük işçi dahi olsa sigortasız çalıştırılmayacaktı? Tarım işçisinden tutun bir günlük işçiye kadar ev işinde çalışan ve hata günübirlik işlerde çalışan herkes sosyal güvencesiz çalışmayacaktı?
Soruyorum, bu yitik canlarımızın sosyal güvenceleri nasıl karşılanacak? Yine inancımızın gereği sadece kendimizi teselli etmek için takdir-i İlahi, kader, kaderden kaçınılmaz diyerek susup, sinemize mi çekelim?
Vefat edenlere yüce Allah'tan rahmet, acılı ailelerine sabır ve metanet dilerim. Mekanları cennet olsun nurlar içinde yatsınlar İnşallah.
Mehmet Emin KARAKULAK
DEMOKRAT DÜŞÜNCE sahibi ve koordinatörü
www.demokratdüşünce .com