Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, “Şimdi Türkiye'nin tekrar yeni bir anayasayı tartışmasının vakti gelmiştir” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan başkanlığında toplanan kabine toplantısı sona erdi. 2 saat süren toplantının ardından Erdoğan açıklama yapıyor.
Erdoğan, "Her kim 'bu ülkede yeni reforma ihtiyaç yoktur' derse o kişi Türkiye'den de dünyadan da toplumdan da bihaberdir. Belki de şimdi Türkiye'nin tekrar yeni bir anayasayı tartışmasının vakti gelmiştir” diye konuştu.
“Yeni ve köklü reform ihtiyaçlarının ertelenemez olduğunu gördük”
Erdoğan’ın konuşmalarından satır başları şöyle:
"Geldiğimiz noktada yeni ve köklü reform ihtiyaçlarının ertelenemez olduğunu gördük. Bu çerçevede hukuki ve ekonomik reform paketinin çalışmalarını başlatmıştık. Teknik çalışmalar belirli bir seviyeye geldi. Bu reform paketleri çalışılırken dünyadaki ve ülkedeki gelişmelerin analizi yanında, tüm kuruluşlarla görüşmeler yapıldı. Hazırlık çalışmalarında ortaya konan tespitler ve teklifler çerçevesinde her kesimin beklentilerini karşılayacak taslaklar ortaya çıktı.
İnşallah, çok yakında reform paketlerimizin felsefesini, amaçlarını, hedeflerini ve faaliyet başlıklarını içeren kapsamlı bir çalışmayı kamuoyuyla paylaşacağız. Hemen ardından yasamanın alanındaki konularla ilgili Meclis'te, idari konularla ilgili de Cumhurbaşkanlığı'nda adımları atmaya başlayacağız. Türkiye'de sorunların kaynağının darbeciler tarafından yapılan anayasalar olduğu açıktır. Ne kadar değiştirirsek değiştirelim vesayet izini silmek mümkün olmuyor. Bunun için daha önce yeni bir anayasa girişiminde bulunmuştuk. Sandalye sayılarına bakmadan eşit temsilciyle başlayan çalışmalar CHP'nin süreci tıkaması nedeniyle neticeye ulaşamamıştı.
Belki de şimdi Türkiye'nin yeni bir anayasayı tartışmasının vakti gelmiştir. Anayasa çalışması öyle gizli saklı yerlerde, ülkesiyle zihni ve kalbi bağlantısı kopuk kişilerle yürütülebilecek bir iş değildir.Bu çalışmanın milletin gözü önünde ve temsilcilerinin tamamının katılımıyla gerçekleştirilmesi ve milletin takdirine sunulması gerekir. Cumhur İttifakı'ndaki ortağımızla anlayışa varmamız halinde yeni anayasa için harekete geçebiliriz.
Koronavirüs salgını tüm dünyada üretimi, tüketimi, ticareti, yatırımları, turizmi, sosyal hayatı derinden etkileyen sorunlara yol açtı. Hasarın boyutunu gösteren çok çarpıcı bazı rakamları paylaşmak istiyorum. Yapılan son tahminlere göre 2020 yılında küresel ekonominin yüzde 3,5, gelişmiş ülkelerin yüzde 4,9, Avro bölgesinin yüzde 7,2 gelişmekte olan ülkelerin yüzde 2,5 oranında küçülmesi bekleniyor. Görmeye alışık olmadığımız bu rakamlar yaşanan krizin ne kadar büyük olduğunu işaret ediyor. Bu denli küçülme işsizlik değmektir. 2020 yılında çoğu da gençlerden ve kadınlardan oluşan 225 milyon iş kaybı yaşandı. Sadece bunların ekonomik değeri 4 trilyon dolara yakın. Böylesine zorlu bir küresel konjonktürün Türkiye'yi olumsuz etkilememesi mümkün değildir fakat bizi diğer ülkelerden ayıran avantajlarımız var.
Biz son 18 senede sağlığa, sosyal güvenliğe, sanayiye, teknolojiye, yani toplumun refahını artıracak her alana büyük yatırım yapan bir ülkeyiz. Yatırımların karşılığını da bu gibi zor günlerde alıyoruz. Milletimiz azmini, çalışkanlığını ve yardımseverliğini yeniden tüm dünyaya gösterdi. Sağlıkçılarımızın özverisini, sanayide, tarımda ve hizmet sektöründe çalışan kardeşlerimin alın teri tamamladı. Salgına karşı hep birlikte topyekün bir seferberlik yürüttük. Hükümetimiz de bu konuda vatandaşlarımıza desteklerini artırdı.
En düşük emekli maaşı ödemesini bin liradan 1500 liraya yükselttik. Sosyal destek kapsamındaki tüm ailelere ilave nakdi yardım yaptık. Büyüklerimize sahip çıkarak 80 yaş üstü vatandaşlarımızı yakın takibe aldık. Ekonomiyi canlandırmak için aldığımız bir dizi tedbiri kararlılıkla uyguladık. Bay Kemal, öyle gidip de çöp konteynırlarının içerisinden aldatmak suretiyle vatandaşlarımızı aç, açık, sefil gibi spekülasyonlarla sen bu milleti aldatamayacaksın. Zaten böyle söyledikçe bak partin de dağılmaya başladı.
Faaliyetleri tamamen durdurulan kıraathane, internet kafe, sinema salonu gibi işletmelerin vergi yükümlülüklerini de erteledik. Küçük esnafımızın tamamına ve gelir kaybına uğrayan esnaflarımıza da hibe şeklinde destekler vermeye başladık. Taksi, dolmuş, servis işletmecileri gibi basit usule tabi tüm esnaf ve sanatkarımızı doğrudan destek ödemesi kapsamına aldık. Aynı şekilde lokantacılık, pastanecilik, kadın ve erkek kuaförü gibi faaliyetleri kısıtlanan sektörleri de aynı kapsama dahil ettik. Böylece 1 milyon 240 bin esnafımız 3 ay süreyle ayda 1000 lira almaya devam edecek. Ayrıca esnafımıza büyükşehirlerde 750, diğer şehirlerde 500 lira kira ödemesi desteği yapıyoruz. Lokanta, restoran ve kafe sahibi esnaflarımıza yeni bir hibenin desteğinin müjdesini de geçtiğimiz günlerde açıkladık. 2019 yılı cirosu 3 milyon liranın altında olan işletmeler, 2020'de yüzde 50 kadar ciro kaybı yaşadılarsa, yüzde 3'ü kadar hibe alabilecekler."
"Köy okullarında 15 Şubat'ta eğitim öğretimin başlamasını kararlaştırdık"
Öte yandan köy okullarının 15 Şubat'ta eğitim öğretimin başlayacağını söyleyen Erdoğan, "8 ve 12. sınıflar ile ilkokul ve özel eğitim okullarındaki eğitim-öğretimin 1 Mart'ta başlaması için hazırlıklara başlanacak. Okulların açıldığı köylerde vaka artışı yaşanması halinde eğitim öğretime yeniden ara verilebilecek” dedi.
İl bazında yüz yüze eğitimin de 1 Mart’ta başlayacağını belirten Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı:
"Vaka sayılarındaki iyileşmeye paralel olarak 1 Mart'tan itibaren il bazında eğitim öğretimin kademeli başlaması için çalışmalar yürütülecek. Vakaların belirli sayısının altına düşmesiyle esnafımıza yönelik kısıtlamaların kademeli gevşetilmesi takvimini başlatmayı planlıyoruz."