Eski İrani/Aryen İnançındaki Kurtarıcı Kültü Ve Rae Haqi‘deki İzleri

Cemal Özel

İrani inançların izi takip edildiğinde İndo-Aryen (İran) olan "vedik" inanca kadar gidilir. Rae Haq inanç sahipleri ellerine, İslam Peygamberi Muhammed`in damadı, amcaoğlu ve dördüncü İslam halifesi Ali`ye ait olduğuna inandikları resimler taşır ve bunu aynı zamanda Cemevlerine asarlar.... Ali`ye yüklenilen inançsal ve tarihsel; "ilahi kurtarıcı" misyonudur. Oysa ki bu "ilahi beklenti", kökleri çok eskiye giden bir inanç mantığının farklı karekterler ile hayat bulduğunu anlatmaktadır.

İrani toplumlarda "doğum" en büyük kutlamaydı, ölüm'ün ise, ruhun Gökyüzüne çıkması ve "tanrısal bir şekilde " birleşmesi inancı vardı.

İrani inançlar ve zaman Tanri`si olarak Zurvan.

Doğum sadece yaşam değil aynı zamanda bereket olarak algılanırdı ve dolaısıyla doğaya da böyle bir önem-rol atfedilirdi. Bütün bir takvimi bunun üzerine bina eder, bayramlar ve ritüeller buna göre yapılırdı. Eski İraniler Ateş ve Güneş’e ilahi bir önem atfederdi. Tanrısallığın kaynağı-özünü bununla izah ederlerdi. Çünkü ruh‘un bedeni terk ettiğinde, geldiği "ana odağ`a tekrardan döneceğine inanılırdı. Bu da Tanrıdan başka birisi değildi.

 

En büyük Tanrı olarak Zurvan`ı (Zervan) bilirlerdi; Ki bilinen "zaman" kelimesinin kökenidir. Tanrı Zurvan`ın, biri bembeyaz, saf ışıktan, etrafına aydınlık saçan, diğeri ise karanlık ve ürkütücü olduğuna inanılan iki oğlu vardı. Eski İrani inançta; "ortada iki Tanrı" bulunmakta, biri „Ahura Mazda“ olarak adlandırılan "iyilik" Tanrısı, bir diğerinin ismi „Ahriman“ olan, karanlık yani "kötülük" Tanrısı idi. Zurvani anlatımda ise; bu iki Tanrı; Zurvan`ın bizzati çocuklarıdırlar.

İraniler, dünyayı bu iki "Tanrı karşıtlığında" tahayyül etmiştir ve buna „düalizm“ denmektedir. Bu anlayış İrani inanç sisteminin omurgasını oluşturur. Eski irani eskatolojide dünya ve evren`de ne varsa hep zıt‘ının olduğuna, bütün bir yaratılışın iki tanrı karşıtlığı üzerinden var olduğu, biri olmaz ise diğerinin olamayacağı inancı vardı.

Yani; Ahura Mazda „iyilik“, Ahriman ise „kötülük“ yapmaktadır. Karşılıklı ve sonsuzmuş gibi biri birileri ile mücadele ederlerdi ve bunu yaparken yanlız değillerdi. Iki kesimin de tarafinda olan varlıklar bulunurdu ve savaş daha çok bunlar üzerinden yapılırdı. İşte bu savaşlar; Ahura Mazda`nın tarafina fiili olarak „Güneş Tanrısı“ olan oğlu „Mitra“ liderlik etmekteydi...

Eski İranilerde "büyük Tanrı olan Zurvan" daha çok gerilerde bir yerde durur. Ön planda daha çok "bereket tanrıçası“ veya "toprak ana " olarak bilinen Anahita ve güneş olarak betimlenen „Mitra“ bulunur. Merkezde Zurvani yorumdaki gibi Ahura Mazda gerilerde bir yerde durur, her şey ile Mitra ilgilenirdi. Tam da bu yüzden insan bedeninde güçlü bir delikanlı olarak dünyaya gelir elindeki ışık`tan silahı ile kötüler cenahına karşı, iyilerin yanında savaşırdı. İşte bu inanç; Eskatolojide Tanrı‘nın insan bedeninde yeryüzüne gelmesi ve bir "kurtarıcı Tanrı" karekterini meydana getirmiştir.

Dolayısıyla güçlü bir "kurtarıcı Tanrı" inancı oluşmuş ve insanlar bu Tanrı‘yı beklemiş yada politik atmosferin durumuna göre siyasi veya dinsel liderlerini onunla betimlemişlerdir.

Kurtarici olarak Güneş Tanri`si Mitra

Mithra İndo-Aryan kökenli, Avesta Miθra ve Miθrō, Ahemenid dilinde Miθra > Mitra, Pehlevi Mihr, Persi Mehr,"arkadaş, mukavele" anlamındadır.

Kimi eski batı İrani anlatımlarda Anahita, Ahura Mazda’nın eşi veya kız kardeşi, Mitra ise oğul Tanrı olarak geçmektedir.

Mitra, İrani merhametli, af edici, ilahi krallığın bekçisi, adalet ve iyiliğin koruyucusu ve günahkarları cezalandırandır. Çok sonraları özellikle Partlar döneminde „kral“ anlamında da kullanılmıştır. Bu krallık, dünyevi bir krallık olmayıp "göksel-ilahidir". Aynı zamanda Kürd`lerdeki "Mir" kelimesi ve siyasi-idari mantığının kökenidir..

Ahura Mazda, Ahriman ile mücadele ederken dünya’ya oğlu Mitra’yı "kurtarıcı" diye yollar. O da dünya`yı Ahriman taraftarlarından ( kötülerden) kurtarır. Bu kurtarış tabi ki, "barışçıl" olmayıp, tam aksine elindeki " ışıktan" kargı ile bütün kötüleri öldürür ve sonuçta dünya kan denizine döner. Böylece iyilik kazanmış olur ve iyiliğin hüküm sürdüğü sonsuz bir hayat baslaryacaktır....

Part kralları kendilerini, bütün bir evrenin "sahibi" olduğuna inanılan Mitra`nın yeryüzündeki tanrısal kuralları uygulayan, bir nevi "temsilcisi olarak görürdü... Bu yüzden bir çok Part kral`ının adı "Mitradat olup "Mitra`nın verdiği-yarattığı" anlamındadir. Daha sonra Mitra inancı Magi`ler ( Rahip-Pir) aracılığı ile Anadoluda yayılmış ve Roma`nın Hırıstiyanlik öncesi son büyük dini olmuştur.

Kozmogonideki İlk insan

İrani inançta ilk yaratılan insan „Gayōmarth“, Pehlevice: Gayomard, Şahnamede: Gayomart diye gecer ve anlamı "ölümlü yaşamdır". Güneş gibi parlayan ve ilk "Kral“ dir.

Sonra yerini oglu Siyāmak `a (siyah saçli sevilen-sevgili anlamındadır ve çeviren Friedrich Rückert) bırakır. Ondan sonra Partca: Saoşayant-Hōšang, Avesta yazılışı ile Haoşanha, Pehlevi: Soşans olarak gecer. Saoşayant: Su ve sav kökünden türetilmis, "uzaktaki, gönderilmis tanrı" anlamında olup, bati İran cografyasında önemli rölü olan ve inanılan bir "dimurgos-tanrıdir"

İran mitolojisinde "kılıç" eskatolojik olarak Saoşyant ile beraber anlatılır. Saoşyant Avestan; "Güzel bir seyi (ileride) yapacak-getirecek" demektir ve özel bir isimdir. Özellikle bati İran`da önemli bir dinsel rölü bulunur, Tanrı‘nın kelam`ına inananların önder`i ve "gerçek kurtarıcının yerini alır. Ölüleri uyandırır, bütün insanlar "ayağa kalkar", sonunda "nur`lanma-güzelleşme" kabul olur.

Burdaki amaç; dünyanın ebediyete kadar sonsuzluğudur. Bu sürecin sonunda kanun-hukuk infaz edilir. İyiler ve kötülerin serbet bırakılıp bırakılmayacağı karara baglanır ve temiz olan ateş`e gidilir.....

Saoşyant sembolik olarak dünya`ya bir bakireden gelmiş, Tanrı`nın erkarne olmuş, bir beden`de insan gibi yaşayan Tanrısal bir varlıktır. Başka bir ifade ile "vücuda girmiş-vücutlaşmış" "hak (hukuk`en C.Ö) hakikat kurtarıcısıdır. Saoşayant, Ahriman`in kötücül yardımcılarına karsşı savaşıp muzaffer olmuştur. Aslında Mitra`nin farklı bir "donda" vucüt bulmuş varyantıdır. Zurvanizm`de 12 Burç işareti yaratılış mantığı olarak dualizm`e uyarlanmıştır. Göksel Küre içine ise Ahriman girip, eski düzeni bozmuştur. Böylece beş gezegen, Güneş ve Ay ile beraber yedi sayısı oluşmuştur.

Ahura Mazda (Partca Ormazd, Persi:Hürmüz) dünya`nın süresini 12 000 yıl olarak belirlemiş ve bu dörder periyot halinde 3 000 yıldır. Bunların her bir Milenyum`u; Burç`ların bir işaretidir.

İlk 3 000 sene ruhsal yaratılış, ikinci 3 000 sene Maddelerin yaratılışı. Maddelerden sonra 2. su , 3. toprak, 4. bitkiler, 5. hayvanlar alemi, 6. insan yaratilmıştır. Ücüncü 3 000 sene Behdin (Zerdüşt) din`inin gelmesidir. Onun`cu Milenyumda beklenen kurtarıcı Saoşaynt`in gelişiyle beraber dörd`üncü bölüm dolacaktır. Ve böyleceaydınlık sınırsız, ebedi bir şekilde karanlığa hükmedecektir. Mevsimlerde buna göre hesaplanıp belirlenmiştir. Buna göre Partca: Vahar- (ilkbahar) Hāmon (yaz), Pātiz (sonbahar), Zamistān (kış ).

Ahiret ve verili süre.

Zerdüst`lükte ölüm`den sonra ruh, Ahura Mazda`nın yanına çıkar ve burda mahkeme edilir. İyilerin Partca, Pehlevi: Vahişt, Persi: Behişt; Cennet`e, kötülerin ise Druja-Drudz; cehennem`e gideceğine inanılırdı..

Behdin`de (Zerdüşt`lük), Zerdüşt "Hakim ve şahit" olarak inananlara "doğru sonu" göstermek istemiştir ama bu gercekleşmemistir. Dolayısıyla gerçek din (Zerdüstlük) "verili süreci sonlandiramamıştır" ve ileri ki tarihi bir momente ertelenmiştir.

Zerdüştü geleneksel inancta; Insanlığın dünyada yaşam süresi oniki bin senedir. Her üç milenyumda, yani üç bin yılda bir, (her milenyum bin senedir C.Ö) bir "kurtarıcı" gelecektir.

Bunlardan ilki Huşedar, ikincisi Huşedarmah ve sonuncusu Saoşyant`ir. Son üç bin senenin sonunda Saoşyant, dünyaya gelir ve elinde altın rengindeki ( aslinda ışık`tan) kılıcı ile kötüleri kesip öldürerek kötülügü yok eder. Böylece "gercek-kutsal adalet" yerine getirilerek iyiliğin hüküm sürdügü sonsuz ve güzel bir yaşam başlar.

Mitra inancinda ise verili süre 7 iklim (çağ) boyuncadır. Ruh her iklim boyunca 1001 defa beden değiştirip enkarne olur...

İnsan atasi ve ölülerin Şah`i.

Zerdüşt`lük öncesi Irani`lerde bir çok insan "Ata`sı, Ata Kral" vardır, bunlardan biri de Yima`dir. Ilk yaratılan olduğundan ilk ölendir aynı zamanda "ölüler aleminin Kral`ıdır.

Zerdüşt öğrencilerine: "Büyük Kral" (kurtarıcı) dünyanın sonuna doğru bir bakire`den doğacak demiştir. Saoşaynt, Şahnamede „Camşid“, Persi ise kısaca „Cam“ diye gecer.

İndo-aryen/irani ve Sankritce Yama: ikiz anlamındadır. Eski İrani inanca göre "çift" olan yaratılışta yaratılan ilk insanlar "Yima (erkek) Yimak`a (kadin) isim olmuştur. Kimi dil bilimci, tarihci ve teolog Yima ve Yimak`i "Cima ve Cimak" olarak da yazmaktadir.Yama; Avestan: Yima (Cama) ve Xşaēta kelimelerinin birleşmesi ile Pehlevi`ye Camşid ( Cemşid C.Ö) olarak gecmiş "parlayan kral“ anlamındadır ve bilinen "Cem" ismi burdan gelmektedir. Ahamenid imparatorlugunun başkenti Persepolis olarak bilenen antik şehrin ismi "Taxticamşid`dir" (Tahticemşid C.Ö) İrani dillerde Cuma günü karşılığı olarak kullanilan "ine-ene,ane, yane, yene" kelimeleri yine "Yama" kelime kökünden, insan anlamına gelme ihtimali bulunmaktadir...

Aslan ile sembolize edilmiş Mitra/Güneş inancı ve Zerdüst`lükteki Saoşyant kültü, insan bedeninde birlemiş ve Yahudiliğe „Meşiha-Mesih“, ordan Hiristiyanlığa „Mesih“,diye gecmiş, İnsanlar bu "kurtarıcı" Tanrı‘yı beklemiştir. Dünya`nın sonuna doğru bir bakire`den yapay sperma (tanrısal meni) ile döllenip doğacak ve sonsuz adaleti tecelli edeceğine inanilmaktadir...

Şii`lik ve Rae Haq`te; Ali ve Oniki İmamlarda al-Mehdi olarak kaşımıza çikar.

 

İslamiyette yaşatılan İrani Kültler

İslam idolojisini kuşanmış Araplar tarihte hep yanlarında angarya işlerini yaptıkları Sasanileri yenip, bütün bir İran`ı ele geçirip, İranlılara hakim-efendi oldular. Daha sonra İslam yöneticileri arasında siyasi ayrılıklar ortaya çıkmış, Ali döneminde tavan yapmıştır.

Ali, eski Sasanilerin yönetim cografyasına yakın Kufe`ye İslam devletinin merkezini taşımış ve burda öldürülmüştür. Daha sonraları halifelik peşinde koşan oğlu Hüseyin, babasının güçlü olduğu bu şehre gitmek isterken, yolda Emevilerce öldürülmüştür. Yine Ali`nin bir diğer oglu Muhammad al-Hanafiyya; halifeliğini ilan etmiş ve bir şekilde Emevilerce öldürülmüştür.

Ama Emevilerin hilafetini kabul etmeyen al-Muhtar ibn Abi Ubaid, al-Hanifiyya`nin ölmediğini aksine saklandğını ve ileriki kısa dönemde gelip taraftarlarının başına geçip liderlik yapacğını söylemiştir. Onu ilk defa al-Mehdi olarak tanımlamış ve böylece din`i-siyasi literatüre bu tanım sokmuştur.

Nüfusu`nun çoğu Mevali (İrani müslümanlar C.Ö) olan Kufe`yi; al-Muhtar ele geçirip, Kerbela`da öldürülen Ali soylularının katliamına katılanların önemli bir bölümünü öldürüp cezalandırmıştır.

Müslümanlar arasındaki siyasi çekişme ve oluşan atmosfer, böylece Arapların hakimiyeti altındaki İranilere alan açmıştır. Yeni İslama geçen İraniler, tamamen eski inançlarından kopmamıştı ve bunu Muhtar gayet iyi bilmekteydi. Eski İrani inançtaki "gelecek insan bedenindeki tanrı-varlık" fikrini, Mehdilik olarak formüle edip taraftar kazanmış ve dahası kitleyi canlı tutup, bu sayede belli bir dönem yönetmiştir. al-Mahdi (Mehdi C.Ö); h-d-y kökünden " yol gösterilmiş, doğru yolu izleyen " anlamında olup Arabi`dir.

Daha sonraları "İslamı İranileştirilenlerce" 12 imamcı Şii`likte son imam ve dünya`nın sonuna doğru tekrardan dünya`ya gelecek ve kötüleri ortadan kaldırıp gerçek müminleri kurtaracağına, böylelikle sonsuz barışçıl, huzur ve mutluluk doluTanrısal bir hayatın başlayacağı inancı İslamin bir koluna ( aslinda başlu başına bir din`dir. C.Ö) girmiştir.

Haşimi ve Emevi siyasi karşıtlığı; Ali taraftarlarını muhalefete itmiş ve basılanmıştır. Kimi Ali soylu veya taraftarları, Emevi baskınsından dolayı İran cografyasına sığınmışlar. Şam ( Dimişk C.Ö) merkezli Arap İslam devletini yöneten Emeví`lere karşı, bu muhalifler kimi İrani`lerce sempatik bulunmuştur ve Mevali`ler ile beraber desteklenmiştir.

Kuşkusuz bu destek, Arap-İslam işgaline olan karşı tepkden başka bir şey degildi...

Yine eski dönemlerden kalma Mani ve Mazdek din`ine mensup insanlar, bu işgale tepkisel davranmış ve sürekli başkaldırmışlardı. Genelde bunda muvaffak olunamamiş işgalciler,i sökülüp atalamamış ve Ali`ci muhalefet ile aralarındaki yakınlaşma artmıştı. Zamanla makas kapanmşş, eski İrani inançlar ile yeni bir harmoni oluşturulmuştur.

Tabi ki bu durum İraniler tarafindan siyaset`en kullanılmaya elverişli idi, yenemedikleri Arapların idolojisi olan İslamı, kendi inançlarına benzeterek ellerindeki bu silahı almaya çalışmışlardır. Daha sonraları İslama geçen İraniler, eski inancındaki "kurtarıcılık" elbisesini Ali`ye giydirmiş ve Onu, Tanrı mertebesine çıkarmışlardır.

Bir Güneş Tanrısı olan Mitra, artık Ali`de enkarne olmuş ve Aslan ile betimlenmiş "Haydar, Murteza, Şah-e Merdan" gibi aslında Mitra ve onun üzerinden Saoşyant`in vasıfları artık İranilerin "Ali tasavvurunda" vücut bulmuştur....

Rae haq kozmogonisinde kurtarici olarak Naci(ye)

İlk insan olarak yaratilan Adem`in haberi olmadan Havva ve Melek`e Tawuz gizli ilişkiye girerler ve bu ayni zamanda Tanri`nin onayı olmadan gerçekleşir. Ki, bu olumsuzluk-kötülügün kökeninede işaret etmektedir. Bu yüzden Tanri bir şekilde hayata müdahale eder ve Adem`in nefesinden Naci (Şit peygamber diyede bilinir C.Ö) yaratılır. Bir süre sonrada Tanri tarafindan gök yüzünden kendisine eş olarak Naciye yollanir ve bunlardan üreyenler 73. milleti yani Rae haq`i oluştururlar. Böylece Tanri`nin iradesi-onayi  ile "olumsuzluga karşit ayricalikli" bir toplum meydana gelmiş oluyor....

Araplarda isim eril ve dişil olabilmektedir, Cemil - Cemile, Ali - Aliye v.s. gibi. Naci ve Naciye Arabi "kurtulmuş" anlamindadir.

Ve bu tanim tesadüfü olarak seçilmiş olamaz...

Ölülerin Şah`i

Rae haq (Alevilik) inancinda insan öldükten sonra ( aslinda insanin öldügüne degil beden degiştirdigine inanilir yani ruh göçü/reenkarnasyona/ don bedon olma C.Ö) ruhu gökyüzüne çıkar ve yargilanır. Yargılanma Oli divan`da (yüce divan) Şa-e Merdu`nun insiyatifinde oturur yapılır. Bu yargılamanın sonucunda, kişinin dünyada yaptıkları karara baglanmış ve böylece kişinin tekrardan girecegi beden belirlenmiş olur.

Bu durumda kişi insan, hayvan veya bitki bedeninde tekrardan dünyaya gelir ve bu durum her biri bin bir (1001) defa olmak üzre yedi (7) iklim (çağ) boyunca sürer.....

Yani Şa-u Merdu (ölülerin Şah`i), eski İrani inaçtaki "kurtarıcı Tanri" ile bağlantılıdır. Rae Haqi` deki Ali kültü tanrısaldır ve o bir "kurtarıcı Tanrıdır". Bu inanc, Yahudi`liğe İranilerden, ordan Hiristiyan`liğa geçen "Mesih" kültü`dür. Özelikle Hiristiyan ruhban kesimi arasında uzun yıllar, Isa`nın „Tanrı“ mı yoksa sadece Tanrı tarafindan seçilmiş bir „insan peygamber“ mi olduğu tartışılmıştır. Kimi teologlar bilerek, cehalet, yada kötü niyet`ten kaynaklı Rae Haqi (Alevi) inancında Hıristiyan motifleri olduğu tezini ileri sürerler. Oysaki bu doğru bir tespit degildir....

 

KAYNAKÇA

Dr. Michael Lütge, Der Himmel als Heimat der Seele. Visionäre Himmelfahrtpraktiken und Konstrukte göttlicher Welten.

Theodor Nöldeke, Das iranische Nationalepos

Christian Bartolomeo, Alte İranische Wörterbuch

G. Widengren, Die Religionen İrans

Eduard Meyer, Geschichte des Altertums

Heinz Halm, Die Schiitische İslam

Paul Horn, Geschichte İrans in İslamischer zeit

Franz Cumont, Die Mysterien des Mitra

K. F. Geldner, Awesta literatur.

H. S. Nyberg, Die Religion Des Alten İran.

A. V. Williams Jackson, Die iranische Religion.

Alberto Cantera, Studien zur Pahlavi-übersetzung des Avesta.

Franz Taeschner, Geschichte der Arabischen Welt

Richard Gramlisch, Die Schiitischen Derwichorden Persiens. 3. teil.

Erdal Gezik, Alevi hafizasini tanimlamak.

Pir Nesimi Kılagöz ile Yaratılış Üzerine', Munzur—Dersim Etnografya Dergisi, 32 (2009)

 

KÜLTÜR & SANAT Haberleri

1. İstanbul Kürt Film Fesivali başlıyor
Roja Newe yeniden gün ışığına çıktı
Arjen Arî Şiir Yarışması ile İlgili İddialar Konusunda Zorunlu Bir Açıklama
Fasa'lı Zerdüşt ve Mazdak'tan Abu Muslim ve Ötesine Kadar Yol'un Hikayesi ( 4 )
Fasa'lı Zerdüşt ve Mazdak'tan Abu Muslim ve Ötesine Kadar Yol'un Hikayesi ( 3 )