Eski TÜGVA Yöneticisi Ramazan Aydoğdu, "vakfın gençlik için kurulduğunu, sonrasında Berat Albayrak'ın gençlik kollarına dönüştüğünü" söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın da kurucuları arasında bulunduğu Türkiye Gençlik Vakfı'nın (TÜGVA) 'ordu, emniyet, yargı ve devletin birçok birimine kadro yerleştirdiğine' dair belgeleri sızdırmakla suçlanan ve 2 yıl 1 ay hapis cezası alan eski TÜGVA Yöneticisi Ramazan Aydoğdu, Halk TV yayınına katıldı.
'SİYASETİN DAHİL OLMASIYLA TÜGVA BAŞKA BİR YERE EVRİLDİ'
TÜGVA'da Doğu Güneydoğu Anadolu Bölge Sorumlusu, Teşkilat Koordinatör Yardımcısı görevleri yaptığını anlatan Ramazan Aydoğdu, vakıftan ayrılış süreciyle ilgili şunları söyledi:
"Süreç şöyle oldu: TÜGVA tüm gençliği kucaklayan bir yapı olarak addedildi ilk etapta. Daha sonra işin içine siyaset girmesiyle, siyaset kadrosunun sürece dahil olmasıyla TÜGVA farklı bir yere evrildi. Mesela ben il ve ilçe başkanlarının atamasını yaparken, binlerce mülakat yaptım, siyasetle anılan kişilerin TÜGVA'ya dahil edilmediği bir süreç olarak başladı. Çünkü siyasi kimlikten uzak, gençlere alan açabilen bir vakıf düşüncesi vardı. Sonra siyasi gruplaşmalar oldu ve TÜGVA, Berat Albayrak grubuna kanalize olmaya başladı."
'TÜGVA'NIN ARKASINDAKİ GÜÇ BERAT ALBAYRAK'TIR'
Gazeteci Timur Soykan'ın "Bilal Erdoğan o kadar geride miydi?" sorusu üzerine Aydoğdu, "Kuruluş aşamasında Bilal Erdoğan'ın ismi geçiyor. Bilal Erdoğan mütevelli kurulu üyesi ama daha çok vakıf çalışmalarında vakit geçirmek isteyen bir vakıf büyüğü. Ama daha çok TÜGVA’nın arkasındaki güç Berat Albayrak’tır. Biz içeride defaatle şahit olduk buna. Şahit olmaya da gerek yok biraz sosyal medyayı takip ediyorsanız Berat Albayrak'ın bakanlık yaptığı dönemde, ziyaret yaptığı illerde onu karşılayanların TÜGVA mensupları olduğunu, 'Beni 100-200 kişi karşılasın' gibi talimatlarının teşkilatlara gittiğini gördük biz, o dönemde, yaşadık. Berat Albayrak’ın gençlik kolları gibi bir yapıya dönüştü, bir dönemden sonra maalesef" yanıtını verdi.
'ALBAYRAK VE EKİBİ SİYASİ GELECEK KAYGISIYLA TÜGVA'YA DAHİL OLDU'
Şule Aydın'ın "Ne amaçlandı burada?" sorusuna yanıt veren Aydoğdu, "Muhtemelen Berat Bey ve ekibinin siyasi gelecek kaygısı var. TÜGVA buna alt yapı sağlıyordu. Gençlik çalışması yapıyorsunuz, okullarda, ilçelerde teşkilatlanıyorsunuz. Dolayısıyla bir kitle ortaya çıkıyor. Kamu kısmı biraz teferruatlı bir konu. Bunu benden ziyade gündeme gelen belgelerden okumak daha sağlıklı olur diye düşünüyorum. Ben ne söylesem yalanlanabilir. Benimle ilgili en büyük iddia oydu, benim sızdırdığım. Ama ben de çıkan belge yok" diye konuştu.
'TÜGVA EKİPLERİ GECE SOKAKLARA YAZILAR YAZDI'
Barış Pehlivan, Ramazan Aydoğdu'ya mahkeme süreci hatırlatarak, "Savunma dilekçenizde, 'Ben sızdırsam bunlar sızdırırdım' dediğiniz o belgeler neydi? Aslında TÜGVA'nın seçim süreçlerinde neler yaptığını deşifre ettiniz mahkemeye" sorusunu yönetti.
"Ayrışma noktamız da bir nebze burada başladı. TÜGVA’nın siyasi bir yapıya oturmasını hiçbir zaman istemedim. Siyasetle anılmasını istemedim. Bundan dolayı kurum içerisinde bir direnç oluşturmaya çalıştım" diyen Aydoğdu şöyle devam etti:
“Bir örnek vereyim. O dönem çok konuşuldu hatta Abdurrahman Dilipak bu konuyla ilgili yazı da yazdı. Seçim döneminde 'Türkiye evimiz, Erdoğan babamız' diye bir gece Türkiye'nin tüm bölgelerinde yazılar gördük. O yazıların yukarıyla istişareli şekilde yapıldığını operasyon, duvarlara yazılar yazıldı. TÜGVA ekipleri yaptı. İşte direnç gösterdim bu noktada. Bunun TÜGVA için sonun başlangıcı olacağını ifade ettim. Çünkü herkesi kucaklama iddiasında olan bir gençlik vakfıysanız, siyasi pozisyon almamanız gerekir."
TÜGVA'NIN ARKASINDA KURULUŞUNDAN BERİ SİYASİ DESTEK VAR MI?
Timur Soykan'ın "Aslında başından beri TÜGVA'nın arkasında siyasi desteği biz çok hissediyorduk. Tüm kapılar önlerine açılıyordu" sözleri üzerine Aydoğdu, "İlk etapta öyle değildi. O dönem külliyede görev yapan bir bakanımız vardı. Mesela biz protokollere girme noktasında sıkıntılar yaşıyorduk. İl başkanlarımız protokollere girmek istiyorlardı. Külliyedeki sorumlu kişileri aradığımızda, 'Sizin ne işiniz var protokollerde, ne yapacaksınız, gidip işinizi yapın gençlerle ilgilenin' diye azarlanıyorduk. Sonra o kırılma yaşandı ve protokollerde yer alınmaya başlandı" dedi.
'CHP'Yİ TERÖRLE İLGİLİ GÖSTEREN SOSYAL MEDYA KAMPANYASI YAPILDI'
Barış Pehlivan, son seçimde AK Parti'nin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında montaj bir video hazırladığını hatırlatarak, "Siz TÜGVA olarak daha önce seçimlerde benzeri bir kampanyanın içinde oldunuz mu?" diye sordu.
Sosyal medyada bir kampanya yapıldığını söyleyen Aydoğdu, "TÜGVA adına konuşmayayım ama ben şahit olduğum ve itiraz ettiğim bir konuyla alakalı konuşabilirim. Zaten dava dosyasına da yansıdı. Bir sosyal medya çalışması yaptılar o dönem. Terör örgütü lideri Fetullah Gülen başta olmak üzere, PKK liderleri de dahil olmak üzere 'CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Cemil Bayık, Ajdar, Abdullah Öcalan, Fetullah Gülen olsun' diye Twitter çalışması yapıldı. Kampanya için talimat verildiği dava dosyama yansıdı. Bu o dönem TÜGVA'nın medya sorumlusu Yunus Becit tarafından organize edildi. Bana yapılan operasyonu da buna bağlıyorum. Bununla ilgili belgeleri, mesajın ekran görüntüsünü mahkemeye sundum. Ama ne kadar ciddiye alındı?" ifadelerini kullandı.
TÜGVA'NIN KAMUDAKİ GÜCÜ NE?
Şule Aydın'ın "TÜGVA'nın kamudaki gücü anlatır mısınız? Kamuda ne hedefleniyor, bürokrasiyle ilişkisi nasıldı TÜGVA'nın?" ve Timur Soykan'ın "Metin Cihan'ın yayınladığı belgelerde bir TÜGVA il temsilcisinin, valinin değişmesine dair notlarını bile gördük. Devletin valisini görevden aldırabilecek güce sahip oldular mı?" sorularına Ramazan Aydoğdu şu yanıtı verdi:
"Aslında bu bürokraside devleti temsil eden kişinin karakteriyle de alakalı bir durum. Ben hâlâ kamu personeliyim. Bana gelen hiçbir kanunsuz emri uygulamadım. Bununla alakalı iki örnek vereceğim: Yüksekova’ya uçakla indiğimizde kırmızı halı sermişlerdi. Bir de hazirun da sıraya girmişler. Dedim herhalde uçakta önemli birisi var. Sonra arkadaşlar telefon açtı, 'Nereye gittin, biz seni gördük, kayboldun birden'. Dedim ben buradayım ama sizi göremedim'. Dediler, dizildik sizi bekliyoruz, şu burada, bu burada'. Kaymakam vekili, emniyet müdür yardımcısı vesaire bizi karşılamaya gelmişler. O dönem TÜGVA Teşkilat Koordinatör Yardımcısıydım. Buna itiraz ettim, ben kimim?
İkinci örneğim; TÜGVA belgelerine yansıyan bir konuydu. İl belirtmeyeceğim, TÜGVA il temsilcisinin, kendi bulunduğu ilde valiyle alakalı dosya tuttuğu ve vali beyi 'seninle alakalı dosya tutuyorum' diye tehdit ettiği iddialar. Bu kişi sağda solda bunu anlatmış. Bu vali beyin kulağına gitmiş. O dönem beni aradı, vali beyle görüştük. 'Bizimle ilgili size bir dosya mı geldi' dedi. Yok böyle bir şey olabilir mi' dedim. Bizim durumdan haberimiz yoktu. Ama bunlar oluyordu. Bütün bunlar temiz duygularla kurulan TÜGVA’nın kirlenmesine yol açtı."
Duvar