7 Haziran seçimlerinden sonra Kuzey Kürdistan ve Türkiye’yi etkisi altına alan şiddet sarmalı olumsuz sonuçlarını vermeye devam ediyor.
HDP’li bazı milletvekillerinin, kimi açıklama ve eylemleri gerekçe gösterilerek dokunulmazlıklarının kaldırılmasını isteyen fezlekeler TBMM’ye sevkedildi. Dokunulmazlıkların kaldırılmasına dair Anayasa değişikliği taslağı da AKP,CHP,MHP’nin oylarıyla Komisyondan geçti.
Fezlekelerin siyasi amaçlı olduğu aşikardır.
Yapılan açıklamalar ve yürütülen tartışmaların da ortaya koyduğu gibi HDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması konusunda, AKP, CHP ve MHP arasında “milli mutabak sağlanmış.”
Kürd sorunun çözümü doğrultusunda adım atmayan, çözümü şiddet ve ‘’güvenlik önlemlerini’’ artırmada arayan AKP, MHP’yi de arkasına alarak HDP’lileri meclisten uzaklaştırmak istiyor ve CHP de buna çanak tutuyor.
Oysa Türkiye’de yaşananların, 4 Mart 1994'de polisin Meclise girip bazı DEP'li milletvekillerini zorla gözaltına alması ve adı geçen vekillerin ağır hapis cezalarına çarptırılmalarının da gösterdiği gibi, legal, sivil siyasetin önünün tıkanması, aykırı görüşlere sahip vekillerin susturulması hem çözümsüzlüktür, hem de şiddet ortamını derinleştiriyor, toplumda derin yaralar açıyor.
Bu kez de öyle olacaktır.
Temmuz 2015’te Türk devleti tarafından tekrar başlatılan ve PKK’nin de yanlış hendek siyasetiyle daha da derinleşmesine yol açtığı savaşın aslında temel olarak siyasal mücadele zeminlerinin tahrip edilmesini de hedeflediği açıktır. Yaşanan çatışmalar bir çok siyasal kazanım ve mevzinin zarar görmesine yol açmıştır.
Dokunulmazlıkların kaldırılması da bu siyasetin devamı olarak legal, siyasi alanı daha da daraltmayı hedeflemektedir.
Dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla Kuzey Kürdistan’daki şiddet ve çözümsüzlük daha da derinleşecektir.
Oysa Kürd sorununun diyalogla, barışçıl çözümü için, gerekli olan legal siyasi alanı daraltmak değil, olabildiğince genişletmektir.
Biz aşağıda imzası bulunun Kürdistanlı siyasi parti ve hareketler;
HDP’li bazı milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasının zaten kısıtlı olan düşünce ve örgütlenme özgürlüğünü daha da daraltacağını, barış, siyasal çözüm ve demokrasiye hizmet etmeyeceğini, bir kez daha hatırlatıyor; bu haksızlığa hayır diyoruz.
Siyasal İktidarı ve meclisteki tüm partileri bu tavırlarından vazgeçmeye, gerginliği artıracak uygulamaları bir kenara bırakmaya, Kürd sorunun barışçıl , siyasal , adil çözümü için gerekli adımları atmaya çağırıyoruz.
Kürt ve Kürdistan sorunun siyasal yol ve araçlarla çözümü için Türk Devleti’ni şiddet politikasından ve PKK’yi de çatışma siyasetinden vazgeçmeye, derhal karşılıklı ataşkes ilan etmeye çağırıyoruz.
Gelin tüm Kürt partilerinin Türk Devletiyle masaya oturacakları, uluslararası garantörlerin de dahil olacakları gerçek bir siyasal çözüm süreci başlatalım diyoruz.
02 Mayıs 2016
AZADİ HAREKETİ, PAK, PAKURD, PDK-BAKUR, PSK