Geriye Dönüş

Kerem Serhatlı

23.12.2017 tarihli resmi Gazetede yayınlanan 696 sayılı KHK 121 maddesi uyarınca, resmi görevli olup olmadığına bakılmaksızın, terör eylemi bastırılması kapsamında hareket eden kişiler hakkında ceza uygulanmaz.

 

Demek ki birisi inşaatta çalışan bir işçiyi, Kürtçe konuştuğu için bu teröristtir diye öldürürse cezadan muaftır. Nitekim bunun çok örnekleri olmuştur.Bu uygulama 1990 yılını değil,1980'i değil, tam tamına 1930'u bize hatırlatır.

 

Zira 1925 Şeyh Said harekatından sonra 1926'da Şark Islahat Planı doğrultusunda tehcir, tenkil, te’dib harekatı başlayınca bir çok Kürd sürgüne gitmeden dağlara çıktılar ve Ağrı Harekatı 1926'da başladı ve 1930 kadar devam etti.

 

Abdullah Alpdoğan'ın bacanağı Sakalı Nureddin Paşa'nın damadı olan Yüzbaşı Ahmet Derviş isimli yüzbaşının rütbesini direk albaylığa yükselterek Zilan Deresi (Geliyê Zilan) tam layu’sel (sorumsuz) olarak gönderildi. Şunu de hemen belirteyim ki ben o bölgede doğmuş büyümüş birisi olarak diyorum ki, o mıntıkada her hangi bir isyan veya belirtisi olmamıştır. Tam olarak katliam yaşanmıştır. 44 köy tamamen yakılmış resmi rakamlara göre 15000, Rus Akademisi'nin raporuna göre 47000 erkek kadın çocuk katledilmiştir.

 

Bu katliamı doğrulayan tam bir itirafname gibi 20.7.1931 tarihinde tam bir yıl sonra çıkarılan 1850 sayılı kanundur. Kanunun tam metni: ”Erciş, Zilan, Ağrı Dağı havalisinde vuku bulan isyanla,bunu müteakip birinci umumi müfettişlik mıntıkası ve Erzincan Pülümür kazası dahilinde yapılan takip ve te’dip hareketleri münasebetler ile 20 haziran 1930 dan 1 Kanunievvel 1930 tarihine kadar, askeri kuvvetler, devlet memurları ve bunlarla birlikte hareket eden bekçi, korucu, milis, ve ahali tarafından isyanın ve bu isyanla alakadar vak’aların tenkili, emrine gerek müstakilen gerekse müştereken işlenmiş ef’al ve harekat suç sayılmaz.” denilmek suretiyle bu katliam ikrar ve itiraf edilmiştir. Bununla kalınmamış Zilan deresi memn’u (yasaklanmış bölge) ilan edilmiştir. Bütün arazilerine el konulmuş ve O arazi üzerine Altındere Devlet Üretme Çiftliği kurulmuş ve halen devam etmektedir.

 

Aslında Altındere değil "Kanlıdere” olarak adlandırılmalıdır. Zira 47000 insanın kanı dökülmüştür. Bu mıntıka yasaklanması tam 20 yıl sürmüştür. Rahmetli Menderes döneminde bölgeye giriş çıkışa izin verilmiştir. Bunlar yetmiyormuş gibi Diktatör Kenan Evren Kırgızistan'dan Kırgızları getirerek bu katledilen Kürdlerin kemikleri üzerinde evler yapılarak yerleştirilmiştir. Tıpkı Suriye'den çağırılanlara verilen maaş gibi onlara, devletin tüm imkanları peşkeş edilmiştir.

SÖYLEŞİ Haberleri

Mustafa Aydoğan: Kürt nüfus çoğalıyor, Kürtçe konuşanlar azalıyor
30 yıl sonra tahliye olan Rojbin Perişan: Vazgeçmediğin sürece umut vardır
İstanbul Sözleşmesi, İngiltere’de yürürlüğe girdi
Mücahit Bilici: 'Kürt demokrasisinin de Kürt askeriyesine 'haddini bil' diyebilmesi lâzımdır'
Kürt korkusu Kürtlerle ilgili hak taleplerini güvenlik meselesine indirgiyor