Bir Mayıs sadece emeğin ve emekçinin bayramı diyerek kutlama yaparsak günün anlam ve önemi eksik kalır.
Çünkü çok uluslu ülkelerde özgürlüğünden yoksul bırakılmış bir halkı görmeyen, yanında durmayan, o halkın elinden alınan ulusal haklarına karşı kendi egemeninden yana olan,sınıf bilincinden yoksun,tekçi anlayış ile zehirlenmiş bir emekçi kitlesi ve bir kaçı dışında çoğunluğu sarı sendikalar ile aradaki farklı bakış açımızı ortaya koymadan birlikte 1 Mayıs'ı anlamına uygun kutlamak mümkün değildir.Sadece günün birlik ve dayanışma olan anlamını çarpıtarak kutlamaları bizlerde ortak eder.
Ezen ulusun emekçileri çifte baskı altındaki (Ulusal ve sınıfsal) birlikte yaşadığı ezilen ulus emekçilerini görmek istemeden, yapılan zulme karşı yanında yer almadıkça nasıl özgür olabilir? 1 Mayıs aynı zamanda "Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramıdır. Eşit olmayı ve savunmayı "mevcut işçi sınıfı" ile yapacağı devrim sonrasına bırakan anlayış ne kadar samimi? Farklı olana karşı uyguladığı inkarı kurduğu düzenin teminatı sayan ezen den yana olan emekçinin devrim yapmasını beklenmeli mi? Devrimi tekçi anlayış ile sınıf intiharın uğramış emekçi kesimi ve önderleri mi yapacak?
Emek, hayatın her alanında haktan yana olduğu müddetçe en yüce değerdir.
1 Mayıs emeğin, emekçinin bayramı olduğu gibi ezilen halklar ile dayanışma günüdür. Bu anlamları ile birlikte kutlanmalıdır.
YAŞASIN 1 MAYIS, BİJİ YEK GULAN
Adnan Güllüoğlu