Hafıza Merkezi, Recep Hantaş’ın polis tarafından öldürülmesine ilişkin izleme raporunu yayınladı

.

 

Hafıza Merkezi, Diyarbakır Sümerpark’ta Recep Hantaş’ın polis memuru tarafından vurularak öldürülmesine ilişkin Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın son duruşmasına dair izleme raporunu yayımladı

Diyarbakır Merkez Yenişehir İlçesi Şehitlik Mahallesi’ndeki Sümerpark’ta 14 Nisan 2019 tarihinde ensesine sıktığı tek kurşunla atık kağıt işçisi Recep Hantaş’ı öldürdüğü iddiasıyla sanık polis memuru Kazim Bozkurt’un “olası kastla öldürmek” suçlamasıyla 18 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası ile yargılandığı Recep Hantaş Davası’nın ikinci duruşması 9 Kasım 2021 Salı günü Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Duruşma Öncesi

Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 10.20’de görülmesi kararlaştırılan Recep Hantaş Davası’nı izlemek üzere göre geldiğimiz Diyarbakır Adliyesi önünde çok sayıda çevik kuvvet polisi ve zırhlı aracın beklediğini gördük. Adliye binası girişindeki iki ayrı arama noktasından geçip Genel Bilgi Tarama (GBT) yapıldığına dair bir pusula aldıktan sonra ancak adliye binasına girebildik. Adliyenin giriş katında bulunan ağır ceza mahkemesi duruşma salonlarının en sonunda bulunan Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin önünde geldiğimizde salon kapısının yanındaki panoya asılı duruşma listesinde Recep Hantaş Davası’nın 13. Sırada olduğunu gördük. Salonun yanında ve karşısındaki banklar, duruşmalara katılmak için gelenlerle doluydu. Davanın ne zaman görüleceğini sorduğumuz mahkeme mübaşiri, mahkemedeki iş yoğunluğu nedeniyle duruşmanın geç başlayacağını söyledi. Kısa bir sonra Recep Hantaş’ın ağabeyi Efe Hantaş geldi. Duruşmanın başlamasına kısa bir süre kala tutuksuz yargılanan sanık polis ve avukatı, 5 sivil polisin oluşturduğu güvenlik koridoru eşliğinde duruşma salonun önüne geldi ve banklarda oturdu. Mahkemedeki iş yoğunluğu nedeniyle Recep Hantaş davası 2 saatlik bir gecikmeyle saat 12.25’te başladı.

Duruşmaya Katılım

Duruşmayı Katılan Efe Hantaş ile vekili Av. Mehmet Öner, İHD Diyarbakır Şubesi Hukuk Komisyonu üyeleri Av. Ercan Yılmaz ve Av. Yakup Güven katıldı. Sanık polis memuru Kazim Bozkurt ve vekili Av. Mustafa Demir de duruşma salonundaki yerlerini aldı. Duruşmaya M. S. , S. E. ve R.Y. de tanık olarak katıldı. Duruşmayı izlemek için HDP Diyarbakır İl Yöneticileri ile Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri de gelmişti.  Duruşma öncesinde gazeteci ya da gözlemci olduğumuzu ve duruşmayı izlemek istediğimizi söylediğimiz mahkeme mübaşiri, duruşma başladığı sırada bize izleyici alınmayacağını söyledi. Bunun nedenini sorduğumuzda bize “mahkeme başkanın talimatı” cevabını verdi. Bunun üzerine duruşma salonuna girerek mahkeme başkanına duruşmayı izlemek istediğimizi söylediysek de Mahkeme başkanı sert bir ses tonuyla bana “Gazeteciler yalan haber yazıyorsunuz. Duruşmaları izliyormuş gibi haber yazıyorsunuz”  diyerek CMK 182. Maddede yer alan Ceza Muhakemesinde Duruşmanın Aleniliği İlkesine aykırı ve keyfi bir şekilde bizi duruşma salonuna almadı. Mahkeme Başkanı hangi haberden dolayı tepki gösterdiğini açıklamadığı için bunun nedenini anlayamadık. Salonun kapısında bekleyen çevik kuvvet polisi davanın tarafları dışında kimseyi salona almadı. Bunun üzerine salonun kapısının önünde bekleyerek duruşmanın bitmesini bekledik. Bu sırada bir çevik kuvvet polisi, duruşmayı izlemek için gazetecilere “Gazeteci misiniz?” sorusunu sorup, basın kartlarını istedi. Basın kartlarımızı gösterdikten sonra sivil polisler ile birlikte duruşmanın bitmesini beklemeye başladık.

Duruşmanın Seyri

Gazetecilerin içeri alınmaması nedeniyle katılan avukatları ile mahkeme başkanı arasında yaşanan tartışma salon dışından duyuluyordu.  Mahkeme Başkanı, aleniyet ilkesine aykırı olduğu için bu karara itiraz eden katılan avukatlarına “Salonda gazeteciler olmayınca aleniyet ilkesi olmuyor mu?” diyerek kararını savundu. Mahkeme Başkanı, gazetecilerin duruşmaya alınmaması kararının duruşma tutanağına geçirilmesi yönündeki katılan avukatlarının talebini de reddetti.

“Dur Polis Şeklinde Bir Ses Duymadım”

Gazeteci ve izleyicilerin alınmadığı duruşmanın tutanağına yansıyanlar şöyle;

Recep Hantaş’ın hayatını kaybettiği olay yerinde, 04 Ekim 2021 tarihinde, olay yeri inceleme uzmanı, balistik uzmanı, fen bilirkişisi, sanık Kazim Bozkurt ve tanık E.K.’nın hazır bulunduğu keşif sonucunda hazırlanan keşif raporunun dava dosyasına geldiğini duruşma tutanağını geçirdi.

Bilirkişi raporunu inceleyen katılan avukatlarının anlatımlarına göre raporda, Recep Hantaş’ın ölümüne neden olan kurşunun yerden sektiğine dair görüşe yer verilmişti.  Ardından duruşma salonu dışında bulunan tanıklar tek salona çağrılıp usulüne uygun bir şekilde kimlik tespiti ve yemin ettirilerek ifadeleri alındı.  Tanık Murat Salaman ifadesinde olay günü gece geç saatlerde balkonda sigara içtiği sırada “dur kaçma” şeklinde sesler duyduğunu, sonrasında ise silah sesleri duyduğunu ancak “polis” şeklinde bir ses duymadığını aktardı.

“Bomba Bomba Diye Koştuğunu Duymadım, Yanında Kesici ve Delici Alet Yoktu”

Tanık polis memuru S. E. ise ifadesinde olay günü devriye ekibinde çalıştığını belirterek, kendilerine gelen telsiz anonsunda yüzü maskeli, şüpheli kişilerden bahsedildiğini söyledi. Kendilerinden olay yerine karakol ekiplerinin ulaştığını ifade eden tanık, binanın etrafından gezdikleri sırada bina köşesinde iki kişinin çömelmiş bir şekilde bir şeylerle uğraştıklarını gördükleri üzerine silahlarını doldurup “dur polis” şeklinde uyarı yaptıklarını sırada bu kişilerin kaçtıklarını söyledi. Köşeyi döndüklerin sırada kaçan kişilerden birinin kendisini yere atarak teslim olduğunu, takip ettiği diğer kişinin ise göz takibini kaybettiğini aktaran tanık “Bu sırada silah sesleri gelmeye başladı. Köşeyi döndükten sonra havaya kalkan toz bulutlarını hatırlıyorum. Kaçan şahsın diğer ekiplerin üzerine ‘Bomba bomba’ diye koştuğunu duymadım. Şahıs vurulduktan sonra ilk yanına ben gittim. Göz takibini kaybettikten sonra göz temasını kurduğumda şahsın yerde yatarken gördüm. Şahsın vurulduğunu düşünmedim. Teslim olacağını düşündüm. Şahsın yanına gittiğimde yüzünün kapalı olduğunu fark ettim. Elinde veya çevresinde kesici, delici alet veyahut silah gibi bir şey görmedim. Şahsın vurulduğunu anlayınca hemen ambulans anons ettik. Olaydan sonra polisler olay yerinde kovan topladığını görmedim” şeklinde beyanda bulundu.

Beyanın ardından katılan vekili Av. Mehmet Öner, olaydan sonra polislerin olay yerinde boş kovan toplayıp toplamadığı şeklindeki soruya tanık, olay yeri inceleme ekibi gelene kadar olay yerinden ayrılmadığını, polislerin herhangi bir şekilde boş kovan topladığını görmediğini savundu.

 “Üzerimize Ateş Edince Korkarak Panikleyerek Kaçmaya Başladık”

Ardından Recep Hantaş’ın öldürüldüğü gece birlikte olduğu arkadaşı R.Y duruşmada tanık olarak ifade verdi. Tanık ifadesinde, akşamları Recep Hantaş ile birlikte hurda toplamaya gittiğini hatırlatarak, “Arkadaşımızla işimiz bittikten sonra araçları dükkâna bıraktıktan sonra yemek amacıyla parka gittik. Biz yemek yediğimiz sırada polisler geldikleri gibi bizim üzerimize ateş etmeye başladılar. Biz korkarak panikleyerek kaçmaya başladık. Ayağım taşa takılarak yere düştüm. Bir polis yanıma gelerek ayağı ile beynime vurarak ‘Amirim, amirim bu yaşıyor. Ne yapalım?’  diye sordu. Amiri de arabaya atın dedi. Üzerimde bıçak veya başkaca silah yoktu. Üzerimizde iş elbisesi vardı. Hava soğuk olduğu için başımızda şapka ve elbisenin kapüşonu vardı. Üzerimizde kesici veya delici alet de yoktu. Elimizde çöp eldiveni olabilirdi” diye belirtti.

“Arkadaşını Nasıl Öldürdüysek Seni De Öyle Öldürürüz Dedi”

Mahkeme Başkanı, tanığın mahkemede verdiği beyanla poliste verdiği beyan arasında çelişki olduğunu duruşma tutanağına geçerek tanığın bunu açıklamasını istedi. Tanık Yılmaz ise, “Hazırlıktaki ifademi kabul etmiyorum. Şimdiki ifadem daha doğrudur. Karakolda bana ‘arkadaşını nasıl öldürdüysek seni de öyle öldürürüz’ diye tehdit ettiler. Polislerden birinin üzerinde şapka ve siyah bir elbise vardı. Elbiselerden polis oldukları anlaşılmıyordu. Yanımıza gelirken polis olduklarını söylemediler. Recep’in nasıl vurulduğunu görmedim. Çünkü ben o esnada yerde yatıyordum”dedi. Bunun üzerine mahkeme Tanığın savcılıkta verdiği beyanla mahkemede verdiği beyan arasında çelişki olduğunu tutanağa geçirerek bunu açıklamasını istediği tanık, “Arkadaşımın yanımda vefat etmesi nedeniyle psikolojim bozuktu. Bu nedenle savcılıkta verdiğim ifademi hatırlamıyorum. Recep’in üzerine kapıları açmak için kullanılan demir bıçağa benzer bir alet yoktu. Yüzünde de maske yoktu. Bu nedenle savcılık ifademi kabul etmiyorum” şeklinde beyanda bulundu.  Tanık, bu olay nedeniyle kendisi hakkında soruşturma açılmadığını, olay günü Recep Hantaş’ın sadece bir bira içtiğini, kendisinin de sentetik uyuşturucu madde kullandığını söyledi.

Tanık ifadelerine ve dava dosyasına gelen belgelere ilişkin görüşü istenen iddia makamı, dava dosyasına gelen belgelere ve tanık ifadelerine karşı bir diyeceğinin olmadığını belirtti. Sanık Kazim Bozkurt ise tanık beyanlarında kendisi aleyhindeki hususları kabul etmediğini beyan etti. Sanık vekili Av. Mustafa Demir ise tanık beyanlarına karşı yazılı savunma yapmak için mahkemeden süre talep ederek, müvekkilinin duruşmalardan vareste tutulmasını talep etti. Müşteki Efe Hantaş ise dava dosyasındaki eksikliklerini giderilmesini talep etti.

Talepleri Tutanağa Geçirilmeyen Katılan Avukatı Reddi Hakim Talebinde Bulundu

Son olarak söz alan katılan vekili Av. Mehmet Öner ise davaya ilişkin tevsii tahkikat taleplerinin olduğunu belirterek şunları söyledi, “Reddi hakim talebinde bulunmak istiyoruz. Gerekçemiz duruşma başlarken bir gazeteci duruşmayı izlemek istemiş, mahkeme başkanı tarafından kendisine engel olunmuştur. Bu hususun tutanağa geçirilmesi tarafımızdan talep edilmiş, bu husus tutanağa geçirilmemiş, daha sonra beyanlarımız kısmında bu hususu beyan etmemize rağmen bu konudaki beyanımız tutanağa geçirilmemiştir” dedi.

Mahkeme heyeti, katılan avukatları reddi hakim talebinde bulunduğu için mahkemenin davanın esasına ilişkin bir işlem yapılamayacağı gerekçesiyle, reddi hakim talebini değerlendirmek üzere duruşmaya ara verdi.

Ara Kararlar

Yaklaşık yarım saat süren duruşmada alınan ara kararlar şöyle:

  • Sanığın savunması alınmış olmakla, talebi de nazara alınarak duruşmalardan vareste tutulmasına,
  • Reddi hakim talebinin gerekçelendirilmediği, yasada sayılı olan gerekçelerden biri belirtilmeden yapıldığı anlaşılmakla CMK 31/1 md. uyarınca reddi hakim talebinin reddine, CMK 31/3 uyarınca müşteki tarafın verilen karara Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesine itiraz edebileceği hususunun ihtarına,
  • Tanıklar hakkında yazılan talimat mahkemelerine müzekkere yazılarak beyanlarının tespitinin istenilmesine,
  • Fen Bilirkişi tarafınca düzenlenecek rapor akıbetinin beklenilmesine,
  • Bu nedenle duruşmanın 31 Mart 2022 günü saat 09.05’e bırakılmasına karar verildi.

Duruşma Sonrası

Duruşma sonrasında görüştüğümüz katılan avukatları, duruşma salonunda yaşananlar konusunda bir tutanak tutarak mahkemenin reddi hakim talebinin reddi kararının kaldırılması için üst mahkemeye itiraz edeceklerini, ayrıca duruşmaya gazeteci almayarak aleniyet ilkesini ihlal eden ve katılan avukatlarının beyanlarını tutanağa geçirmeyen Mahkeme Başkanı hakkında HSK’ya şikayette bulunacaklarını ifade etti.

Raporun tamamını aşağıdaki bağlantıdan okuyabilirsiniz:

https://www.failibelli.org/recep-hantas-davasi-izleme-raporu-9-kasim-2021/

Kurdistan Haberleri

Nüfus sayımında ikinci gün: 'Kerkük'te Kürtlerin katılımı umut verici'
AYM'den "pasaport" kararı
Rusya'nın güncellenmiş nükleer doktrini ne anlama geliyor?
Şam’ın artık güvenli bir sığınak olmadığı İran bağlantılı liderlerin bir sonraki hedefleri neresi?
Ukrayna ilk kez ATACMS füzeleriyle Rusya'yı vurdu: ABD kullanım izni vermişti