Halepçe katliamının üzerinden 29 yıl geçti.
16 Mart 1988 tarihi Kürdistan tarihinde kara bir gündür.
Saddam Hüseyin rejiminin kimyasal bombalarla yaptığı saldırı sonucunda, Güney Kürdistan’ın Halepçe şehrinde bir kaç dakikada 5000’i aşkın kişi yaşamını yittirdi. Jenosit kurbanlarının büyük çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlılardı.
Acıdır ki Halepçe’nin jenoside maruz kaldığını dünya ancak iki gün sonra öğrenebildi. Bu vahşet manzarası,komşu devletlerin vicdansızlığının da somut bir göstergesi olmuştur. Komşu ülkeler ve Arap dünyası , Rusya, Japonya, Çin, Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere tüm dünya ülkeleri olayı ilk başlarda görmezden geldiler, sessizce geçiştirdiler.
Halepçe soykırımından 29 yıl sonra da , Kürdistan’ın dört parçasında da katliam, ölüm ve yıkım devam etmektedir.
Açıktır ki, ne Halepçe soykırımıyla, ne ondan önceki , ne de sonraki soykırımlarla Kürdistan halkının özgürlük mücadelesinin ortadan kaldırılamayacağı yaşamda defalarca kanıtlanmıştır.
Güney Kürdistan’da Halepçe ve Enfal’den kurtulan çocuklar bugün ellerinde Kürdistan bayrağı ile bağımsızlığa doğru yürüyorlar.
Güneybatı (Rojava) Kürdistan’da halkımızın bir statü elde etmesinin yolu, ulusal birlik ve ortak bir ulusal yönetimden geçecektir.
Doğu Kürdistan’da her zamankinden daha fazla ulusal birlik ihtiyacı öne çıkmıştır.
Kuzey Kürdistan’da bugün en canalıcı ihtiyaçların başında süren bu savaşa son verilmesi gelmektedir. Bu savaşa karşı, ulusal, Kürdistani bir duruş sergilenmelidir.
Evet, Halepçe sadece Kürdistan halkına değil, tüm insanlığa karşı yapılmış bir soykırımdır.
Tüm dünya Kürtleri, Halepçe’nin bir soykırım olarak kabul edilmesi için BM, AB ve tüm dünya devletleri nezdinde aktif girişimlerini yoğunlaştırmalıdırlar.
Halepçe ve tüm Kürdistan şehitlerini saygıyla anıyor, Allah rahmet eylesin diyoruz.
-Halepçe bir soykırımdır
- Yeni Halepçe’lerin olmaması için Halepçe soykırımını unutmayalım!
16.03.2017
Azadi Hareketi, PAK, PDK-Bakur, PSK