Temmuz ayında altı kadın ‘yüksekten düşerek’ yaşamını yitirdi. Avukat Nuriye Alsancak, "Şüpheli ölümlerle ilgili etkin soruşturma yürütülmeli” dedi.
Neslihan Köse, Yeşim Demir, Gülsüm Ö., A.D.Ç…. Temmuz ayında yüksekten düşerek ölen kadınlardan sadece birkaçı… Kübra Yurt ise yüksekten itilmesine karşın hayatta kalabilenlerden. O, Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 4 Temmuz sabahı 3’üncü katta bulunan evinden düşerek ağır yaralandı. Yoğun bakımda tedaviye alınan Kübra Yurt, normal odaya geçtikten sonra boşandığı erkek Mehmet Ali Yurt tarafından bacaklarından tutularak balkondan atıldığını söyledi. Şans eseri hayata tutunan Kübra Yurt’u öldürmek isteyen Mehmet Ali Yurt hâlâ serbest.
Türkiye’de işlenen kadın cinayetlerinin sonu gelmezken şüpheli kadın ölümlerine ise her gün bir yenisi ekleniyor. İspatlanması en zor olayların başında gelen ‘yüksekten düşme’ye bağlı ölümlerde deliller yeterince incelenmiyor. Açılan davaların çoğu zaman cezasızlıkla sonuçlanması ise failleri cesaretlendiriyor. Temmuz ayında 6 kadın yüksekten düşerek yaşamını yitirdi. Bir kadın ise ağır yaralandı. Yüksekten düşerek ölen bazı kadınların aileleri ‘kaza’ sonucu ölmediklerini ve bir erkek tarafından itildiklerini ileri sürerek suç duyurusunda bulundu. Kadın hak savunucuları, düşmeye bağlı ölümlerin detaylı araştırılması yönünde çağrı yaptı.
BirGün gazetesine konuşan Avukat Nuriye Alsancak, şüpheli ölümlerin titizlikle takip edilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Son yıllarda da ‘yüksekten düşerek hayatını kaybeden kadın’ haberlerinin sayısı artmaya başladı. Bu olayların birçoğu şüpheli ölüm, faili meçhul ya da intihar olarak değerlendiriliyor. Ancak bu dosyalar ciddiyetle araştırıldığında faile ulaşmak hiç de zor olmuyor. Maalesef bu dosyalarda tüm delillere ulaşılmaksınız, deliller incelenmeksizin, basit ve yüzeysel bir inceleme ile şüpheli ölüm değerlendirmesi ile dosyalar kapatılıyor. Ancak toplumsal bir baskı ve takip oluşturulan dosyalarda bu tür ölümlerin cinayet olduğu sonucuna ulaşabiliyoruz.”