Haber Merkezi- Brüksel’de bulunan Avrupa Parlamentosu binasında Rûdaw sunucusu ve yazarı Hemin Abdullah’ın moderatörlüğününde düzenlenen açık oturumda konuşan Avrupa parlamenterleri Rojava ve Suriye’de yaşanan gelişmelerin yanı sıra bölgedeki siyasi ve askeri sürece ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
ABD’nin çekilme kararının ardından Suriye sahasının Ruslar tarafından kontrol edildiğine dikkat çeken İngiliz Liberal Demokrat Partisi üyesi Horwood, “Batı ülkeler ve müttefikleri demokratik bir Suriye isteyen ve talep eden ülkeleri hayal kırıklığına uğrattı. Bu tarihi bir geri çekilme olarak değerlendirilebilir. Çekilmeden dolayı ortaya çıkan boşluğu Rusya ve müttefik ülkeleri doldurdu. Aynı zamanda Beşar Esad’ın askeri olarak bu savaştan başarılı çıkmasına vesile oldular. Erdoğan’da bu sürecin başarılı olması için destek verdi.”
Suriye krizi için bir çözüm yolunun mümkün olabileceğini umut eden Almanya’nın Yeşiller Parti üyesi Hannah Neumann ise şunları kaydetti:
“Suriye’de anayasanın yeniden yazılma çabasını, iyi bir fikir olduğunu görüyorum. Bu adımla birlikte tarafların bir araya gelmesine olanak sağlayacaktır. Esad ile Rusya şu anda askeri kazanımlarına siyasi bir kılıf oluşturmaya çalışıyorlar. Ancak Kürtlerin bu sürece dâhil edilmemesi büyük bir endişeye neden olacaktır.”
Avrupa ülkelerinin Suriye ve Rojava’daki rollerine ilişkin açıklama yapan Hollanda İşçi Partisi üyesi Kate Perry, “Biz Amerika’nın olumlu ya da olumsuz rolü kadar Suriye’de rolümüzün olduğunu düşünmüyorum. ABD şu anda aşamalı olarak Suriye’den çekiliyor. Rusya ise ülkenin nerdeyse her bölgesinde varlığını artırıyor. Avrupa’nın Suriye’de üstlenebileceği sorumluluk askeri alanda olmayabilir. Siyasi olarak da uluslararası toplum olarak başarısız olduğumuzu söyleyebilirim”dedi.
Rojava’da uçuşa yasak bölge ilan edilmesine ilişkin değerlendirmede bulunan Perry şu ifadeleri kullandı:
“Suriye’deki Kürtlerin uçuşa yasak bölge istemelerini anlayışla karşılıyorum, ancak bunun gerçekleştirilmesinin çok zor olduğunu söylemem gerekiyor. Çünkü açıkçası Suriye’nin hava sahasını kontrol eden güç Rusya’dır. Aynı zamanda karşı tarafta NATO üyesi bir Türkiye var. Avrupalalılar olarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde bu konuda bir karar vermeye çalıştık ancak Amerikalılar ile Ruslar kararın hezimete uğramasına sebep oldular. Kürtlerin taleplerini anlıyoruz ve meşru bir talep olarak görüyoruz ancak maalesef şu an gördüğümüz kadarıyla talebin gerçekleşmesi gerçekten uzak gibi görülüyor.”
Kürtlerin Rojava’da uçuşa yasak bölge talep etmelerini destekleyen Liberal Martin Horwood “Suriye’deki Kürtlerin uçuşa yasak bölge taleplerini destekliyor ve talep ediyorum. Tabi ki bunun askeri anlamada çok zor olduğunu da biliyorum. Bu kararın uygulanması için NATO üyesi bölgesel bir partnere olan Türkiye’nin desteğine ihtiyaç vardır. Erdoğan’ın bu konudaki tutumuna bakacak olursak asla kabul edeceği zannetmiyorum” diye konuştu.
Türkiye’nin Rojava’ya yönelik askeri operasyonunun anımsatan Hannah Neumann Avrupa ülkelerinin Rojava konusunda çifte standart uyguladıklarını dile getirdi.
Neumann, “Avrupa Parlamentosunda bu karara karşı durduk ve uluslararası yasalara aykırı olduğunu vurguladık. Türkiye’ye silah satışının durdurulmasını bile talep ettik. Ancak Avrupa ülkelerinin dışişleri nezdinde yapılan konuşmalar bizim parlamentoda söylediklerimizle bağdaşmıyordu. Bu nedenle Kürtlere yerine getiremeyeceğimiz vaatler verip umutlandırmamalıyız ” dedi.
Rojava’daki ‘Güvenli Bölge’
Türkiye’nin Rojava’da oluşturmasını hedeflediği güvenli bölgeye ilişkin değerlendirme yapan Martin Horwood “Türkiye’nin Suriye’de oluşturacağız güvenli bölge Türkiye açısından güvenli olabilir ama Kürtler için değil. Türkiye’nin savaş suçu işlediğine dair duyumlar alıyoruz. Bu nedenle Türkiye’nin dile getirdiği güvenli bölgenin iyi bir fikir olacağını düşünmüyoruz. Dolaysıyla Avrupa Parlamentosunda söz konusu kararın karşısında durduk” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin güvenli bölgeye yerleştireceği Suriyeli grupların Kürt olmadığına dikkat çeken Hannah Neumann, “Sorun şu, Türkiye’nin güvenli bölgeye göndereceği Suriyeli göçmenler Kürt değil ve başka yerlerden göç edenlerdir. Bu insanların kendi bölgeleri olmayan bir yerde yaşamaları için baskı yapılmamalıdır. Aynı zamanda bölge insanlarının göç etmesine neden oluyorlar. Bence Erdoğan kendi bile 2 milyon Kürt’ün o bölgeye yerleştireceği fikrine inanmıyordur, sadece Kürtlerin kazanımlarına zarar vermek istedi” diye konuştu.
“Sadece Rusya’nın müdahalesi doğru”
Diğer konuklardan farklı olarak Rusya dışındaki güçlerin Suriye’de bulunan güçlerin yasadışı olduğunu savunan İrlandalı Milletvekili Mike Wills şunları ifade etti:
“Son iki yılda iki kez Suriye’ye gittim. Bu nedenle orada yaşanan gelişmeler hakkında farklı izlenimlerim ve görüşüm var. Bence hiçbir yabancı gücün Suriye’ye müdahale etmemeliydi. En başından itibaren ABD, Suudi Arabistan ve diğer ülkeler müdahale etmeseydi, Suriye’nin istikrarsızlığı için cihatçılara yardım etmeselerdi ülkenin durumu bu hale gelmezdi. Şunu da unutmamak lazım Rusya’nın kendilerini koruması ve destek olması için resmi bir şekilde egemen Suriye tarafından davet edildi. Diğer devletlerin hiçbiri davet edilmedi, hepsi yasadışı olarak ülkeye girdiler. İran ve Rusya’nın desteği olmasaydı, Suriye hükümeti yıkılırdı. Bu nedenle Suriye’nin kendisini koruyan bir gücü davet etmesi doğal bir hak olarak görüyorum. Irak, Suriye, Libya ve diğer ülkelerde rejim değişikliğine destek verenler durumu düzeltiler mi? Ben Esad’ın iyi bir adam olduğunu söylemiyorum ama küresel güçler ve Barack Obama’nın da iyi bir adam olduğunu düşünmüyorum.”
Kürtlerin Rojava’daki rolüne ilişkin de açıklama yapan İrlandalı milletvekili Wills, “Suriye’nin yüzde 8’i Kürtlerden oluşuyor. Suriye hükümetinin Türkiye’den daha iyi bir şekilde Kürtlerle muamele etmeli. Bana göre bölgedeki bütün ülkeler Kürt meselesine karşı tutumu kötüydü. ABD ile İsrail kendi çıkarları Kürtleri kullanıyor. Kürtlerin Suriye, Türkiye, İran’da otonomi almasında yanayım ancak Suriye’de farklı devletlerle değil de Suriye hükümet ile çalışmalarını daha doğru buluyorum” dedi.