Hüseyin Şahin: Körle yatan şaşı kalkarmış

Okumak, takip etmek, yorumlamak, yazmak, hatta görüş belirtebilmek bu çağda önemli ve zaruridir. Söz konusu Kürdler olunca bunu cesaretle dillendirebilmek ise bedelle eş değerdedir


Degerli okurlar,
okumak, takip etmek, yorumlamak, yazmak, hatta görüş belirtebilmek bu çağda önemli ve zaruridir. Söz konusu Kürdler olunca bunu cesaretle dillendirebilmek ise bedelle eş değerdedir.  Dört parça Kurdistanda Kürdlerin en büyük handikapı (engeli) PKK denen yapıdır. Bu yapının temeli, APO'nun kendi demeç, söylem, ilişki ve itiraflarında zaten mevcuttur. Bu örgüt işlev, söylev ve ilişki itibari ile dört devlet güdümlü yedek bir güçtür. Son kırk yıla bakıldığında tüm pratik ve işlevler bunu göstermektedir. PKK her gittiği Kurdistan coğrafyasında diğer Kürd parti, örgüt ve yapılarına saldırmıştır. Bunun başka bir örneğine rastlamak Dünya genelinde yoktur. Hem Kürd olacaksın, hemde Kürde kan kusturacaksın. Bu bağlamda ne dün nede şimdi, şuan yaşananları takip edip de susmak bana yakışmıyor. Yazmak, konuşmak, tecrit etmek, karşı çıkmak, haykırmak, tepki göstermek, ilişki ve taşaronculuğa karşı başkaldırmak İNSANİ bir sorumluluktur. Çok tarttım ve düşündüm, eğri koyup, düz biçtim, uere, göğe ve tarihimizin geçmiş ve yeni olaylarına (Mustafa Çamlıbel, Haki Karer, Mehmet Uzun, M. C. Bucak (Siverek),  Ferit Uzun, Resul Altınok, M.Karsüngür, Mahsun Korkmaz, Ramazan Adıgüzel, Hüseyin Akagündüz, Kürşat Timur, Dr. Baran, Mehmet Şener, Qani Yılmaz,  HEP, DEP, Ape Musa, Vedat Aydın, Savaş Buldan,  Medet Serhat, Cantük, gibi 10 binlerce Kurdistan sevdalıları,sonra Hendek, Şengal, Afrin, Rojhılat ve yine Başur'a  baktım hep aynı TRAJEDİ... Bu bir tesadüf değildir, olamazda. Bu Proje ve TUZAĞI bozup, yerle bir etmek, ancak sağ duyu ve kararlılıkla olabilir. Aydın denen kişiler sağ duyunuzu yitirmemişseniz  elinizi vicdanınıza koyun ve yarım saniyede olsa bir düşünün. PKK 40 yıllık tarihinde Kürdler sayfasına(cenahına) ne kazandırdı, 1984 baz alınırsa Metropollere göçertilen yeni nesil (40 altı yaş gurubu) yani 10 Milyon kayıp nüfus ve  trajedisi onarılamayacak kadar yitik bir kuşaktır. TC. Türkiye Cumhuriyetini 1923'lerde Boşnak, Arnavut, Sırp, Çerkez, Rum, Pontos, Gürcü, Ermeni, Kürd ve Araplar üzerinde inşa etti. 1923'lerde TC. nin genel anlamda TÜRK kitlesi 3 Milyonu geçmezdi bile.  Bizler yani tüm saydığım Milletler zamanla Türkler yani TC cenahına, yani bu rakamda  eritilip de kalan 30 milyon Kürdü çıkarmama rağmen en az 50 milyon nüfus kazandırdık. Küçük bir zümre yada azınlığın Çoğunluğu eritip, Türkleştirmesi Dünya genelinde bir ilktir. Dünden, bu güne ne İngiliz, Fransız nede İspanyollar tüm dünya genelinde hükmetmelerine rağmen bunu başaramadılar.  
Gelelim son haftalarda cereyan eden gelişmelere.
Evet Öcalan ağzındaki baklayı çıkarsada, Kürdler cenahında bunu sahi kaç kişi anlamaktadır, hemde Aydın geçinen Kürder.
Devlet Apoyla görüşmeyi kendi çıkarları gereği zaruri gördü. Sekiz yıl Avukatlara görüşme yasağı getirse bile kendi kanalları gereği sürekli Apo’yla ister Reis düzeyinde, ister gardiyan, hizmetçi, keseci, pedikür, masör, basın, yayın, gazeteci kisvesi altında  zaten görüşmekteydi. Geçmişte  Balıkçı lakablı biri vardı, hemde Batmanlı bir Kürd. Gerçek adını  zikretmek bile gerekmez. Sürekli Apoile İmranlı’da görüştürülen. Avukat'ların kaçı temiz ve kimlere hizmet ediyorlar. Avukat M. Şakar TC. Genel Kurmayının projesini PKK Kongresine taşıyandır. Gerisini siz düşünün. Devlet geçmişten günümüze değin birilerini paravan, taşeron olarak kullandı. Bunu Apo, kendisi zaten açık söylüyor. Sorun gelip Kürdlerin ELİT kesiminde düğümleniyor. Elit denen kesim ise rant ve çıkar derdinde.  Bunu ne büyük İskender nede Napolyon çözdü, çözebilirdide.  Kürdler mantık ve sağ duyuyla düşünmek zorundadırlar. Duygusallık, iyi niyet, her alanda yaralanmak, kayıp, can ve mal vermek Kurdistan Ulusal Kurtuşuluş mücadelesine katkı sunmadı ve bu saatten sonrada sunmaz. Kuzey cephesinde 1984 baz alındığında Kürdler milyonlarla ifade edilebilecek kadar bedel ödediler. Bu bedel TC. Metropollerinde ise bedenen, ruhen, sosyal, kültürel bir KAYIPTIR. Bunun geri dönüşü olamadı olamazda. 1984 itibari ile TC. Metropollerinde kaybolan en az 10 milyon, ezici çoğunluğu ile oralarda yetişen Kürd  VARDIR. TC. metropol Kürdlerinin kaçı Kürd olarak  özgür Kuzey Kurdistan'a yani ana, baba topraklarına geri döneceklerdir.  Kim bu gerçeği inkar edebilirki? 
Aydın denen Kürdlerin abartısız % 98'si Devlet ve Apo güdümünde rant peşinde koşturanlardır.
Bu konulardaki görüşlerimi belki yüz defa dile getirdim. Fakat bu görüşlerimi Sosyal Medya yada Kürd tendezli İnternet sayfalarında ağır bulup, polemik yada şimdi zamanı değildir deyip yayınlıyamayanlarda oldu. % 2 kalan Kürd aydınlarıda susar vede DOĞRULARI dillendiremezlerse, TOTALİTER rejimlerde olduğu gibi,  genel anlamda HAVLU  atılsada, ben kişi olarak, SIFIRIN altında kalıp DİRENMEYİ yeğleyenlerdenim.
APO son Avukat görüşmelerindede dile getirdiği gibi hem Suriye’de hemde Türkiye’de ROL almaya HAZIR'dır. Apo ne tek Suriye, Türkiye, Irak, İran nede Orta Doğu'da taşerondur. Bugün beynelminel ABD ve Avrupa'da kimi çıkar çevrelerinin  can simididir.
Körle yatan Şaşı kalkar..........
İstanbul seçimlerini bir devrimdir misali bize kakalamaya çalışanlar, geçmişte Zilan, Palo, Genç, Ağrı, Koçgiri, koye Dersim, Munzur, Dara hine, Diyaribekir, Sivas, Maraş, Çorum' u çabuk unuttular. İster CHP ister AKP cenahında Kürdler hanesine yazılacak pozitif  bir icra yoktu, yoktur ve hiçbir zamanda olmayacaktır. 70 yıl CHP geleneği Kürdlere eşelenmiş ANA karınları, dar ağaçları, sürgün, göz yaşı ve yıkımdan başka birşey getirmemiştir, AKP ve diğerleride getirmez. Bu ittifak, yaklaşım ve politikalardan ancak koca bir FİYASKO çıkar. Kimi beyler CHP'yi değiştireceklerine inanıyorsa, çok büyük yanılıyorlardır. Bugün birileri çıkıp da AKP sütle yıkanmıştır diye bize tekrardan pazarlarsa, ona sarı değil KIRMIZI kartı gösterip ÇÜŞ demek gerek. Geçmiş ve günümüzde de Demirel, Ecevit, Erbakan, Yılmaz ve diğerleride Kürd sorunu mecliste çözülür diye Demirel’in dediği gibi''Böyük'' konuşmuşlarsada, sonuç itibari ile planlanmış, kurgulanmış programın dışına çıkamamışlardır. Örneğin İsveç, Fransa, İngiltere ve Almanya gibi ülkelerin, iktidarları ( Liberal, Demokrat hatta Sol ve Yeşiller) değişse bile genel bir siyaset ve politikaları vardır ve bunun dışına çıkmak mümkün olmamaktadır. Türkiye gibi birçok gelişmeden, değişmede nasibini almamış bir ülkede, farklı bir siyasi beklenti içinde olmak, biz Kürdleri çıkmaz sokağa götürdü ve bundan böyle götürürde. TC devletinin ister Kemalist ister ılımlı İslam gibi  sahte, inkarcı, ötekileştirici, katliamcı, yıkıcı, göçertici, işgalci, tecavüzcü ve bir o kadarda inkarcı politikaları denendi ve  bundan böylede denenecektirde. Kürdler cenahında kilit bir güç, kitle, parti, cephe, girişim, hareket v.s. ancak A.Xani’nin öngörüleri olan İTTİFAK sırrında saklıdır ve bu ittifak Kürd güçleri arası olmadığı müddetçede, başarı şansı yoktur ve geçmiş deneyimlerden dolayı olmayacaktır da.
Ey Pervasızlar,
Kimden gizlenip peçelerin, berelerin arkasında gizleniyorsunuz. Aslında PKK Cenahı propaganda maksatlı tüm girişimlerde açık fotoğraf kullanmıştır.  Adam dediğin sizin gibi devşirme ve puşt olamaz. Fotoğrafa bakıldığında bile devşirme bir gurup olduğu her halinden bellidir. Bu maskenin arkasında kim bilir kaç TC, İran, Esad, Irak ajanı vardır. Şengal ve çevresinde olduğu gibi Haşdi Şabi ile hergün yatıp kalkanlar, Afrin’i TC' ye peşkeş çekenler, Rojhilat’da İran’ın yedek gücü olanlar, Hendekle Belediyeleri TC' ye verip, 500 bin kürdü sürgün ettirenler, Kerkük’te Haşdi Şabi ve YNK ile aynı yatağa girenler Kürdlerin kurtarıcıları olamazlar, şimdide olduğu gibi olsa, olsa Sömürgecilerin Taşeronları olabilirler.
ADB'nin İran rejimine yaptırım uygulayıp, kıskaca almalarında da görüldüğü gibi olası bir savaşta PKK İran lehine davranacaktır. Bu bağlamda PKK'nın birden bire Güney Kurdistan’da yeniden palazlandırılması bundandır. TC'nin güneyde varlığı yeni değildir. Fakat Haşdi Şabi’nin oradaki varlığı yenidir. PKK güneyde bırakalım Haşdi Şabi'ye fiske vursun, onlarla birlikte Güney Kurdistan toprak, kazanım ve Federal yapısını yok etmekle meşguldür. Bu örnek hem Şengal, hemde Kerkük’te açık bir şekilde görüldü. Bu her iki gücede komutanlık eden Kasım Suleyman denen İran Despotudur. Geçmişte vede şimdi Rojava’da  Muhabarat başkanı kardeş Esad, Kuzeyde ve hatta Rojava’da Hakan Fidan, Güney ve Doğu cephesinde Kasım Suleyman' la yatan, yada yedek güce dönüştürülen yegane payda PKK dır.
Değerli okurlar,
Tüm yaşananlardan hareketle bu son değerlendirme ve çıkardığım tablo sizce neyin nesi? Siz koyun tarifini ve ADINI?

Siyaset Haberleri

Bakan Reşid: Vatandaşlardan nüfus sayımı için memleketlerine dönmelerini istiyoruz
Kürdistan Bölgesi ve Irak'ta nüfus sayımı süreci başladı: 2 günlük sokağa çıkma yasağı ilan edildi
İran ile Elon Musk 'arasında gizli görüşme'
Fransa, 40 yıldır cezaevinde tutulan FHKC üyesini serbest bırakıyor
Bakan Işıkhan: Belediyelere haciz işlemi başlatacağız