İskan Tolun
Köln. Son Makaleler:
Bu sabah gazete başlıklarına göz atınca nihayet iyi, sevindirici bir haber okuyabildim. Hemen hemen bütün gazete manşetlerinden: Gazze'de ateşkes sağlandı, diye, son dakika haberleri geçiyordu. Dile kolay. Yaklaşık bir, en çok bir buçuk yıldır süren bu savaşta en az kırk altı bin insanın yaşamını yitirdiği bir kaos ortamından bahsediliyor. Bu savaşta kaç çocuk öldü acaba? Diye sormaktan kendini alamıyor insan.
Gayet insani bir duyguyla:
“Umarım artık bu kaos ortamı tüm Ortadoğu’da, Avrupa’da, bütün dünyadan yok olur, gider ve yarın neler (Olası bir savaşta, korumak için sığınak yapanlar var, hatta devletler bazında) olur acaba? Diye merak eden herkes derin bir nefes alır; hakları gasp edilmiş bütün halklar eşitlik temelinde özgür olur!..” diye geçirdim içimden. Lâkin, interneti taradıkça üzücü haberler de çoğalıyordu…
Avrupa Demokrat’ın WANA’dan Peşxan Ezîzî Çağrısı başlıklı makaleyi okuyunca, ilk önce, uzun bir zamandır okuduğum, değerli araştırmacı yazar, bilim insanı İsmail Beşinci hocanın:
“Aslında İran, belli aralıklarla birkaç Kürt gencini idam ederek sistematik olarak katliam gerçekleştiriyor,” gibisinde, bir yazısını hatırlattı bana bu başlık.
Mezkûr başlığın altında:
WANA (Batı Asya ve Kuzey Afrika) Kadın Dayanışma Ağı (WWSN) İran Yüksek Mahkemesi tarafından idam cezası onanan gazeteci ve insan hakları savunucusu Pexşan Ezîzî için acil eylem çağrısında bulundu. Konuya ilişkin yapılan açıklamada, “Biz, WANA Kadın Dayanışma Ağı üyeleri olarak, uluslararası toplumu, hükümetleri, insan hakları örgütlerini ve kadın hakları savunucularını, cesur bir insani yardım çalışanı ve kadın hakları aktivisti olan Pexşan Ezîzî’nin idamını durdurmak için acil ve kararlı bir eylemde bulunmaya acilen çağırıyoruz. İran Yüksek Mahkemesi, idam cezasını onadı ve idamı her an gerçekleşebilir. Pexşan Ezîzî, hayatını savunmasız kadınların haklarını savunmaya, eşitsizliğe meydan okumaya ve toplumunda adalet için mücadele etmeye adamıştır. İnsan haklarına olan sarsılmaz bağlılığı birçokları için bir umut ışığı olmuştur. Onu idam etmek yalnızca korkunç bir adaletsizlik oluşturmakla kalmayacak, aynı zamanda İran’da ilerleme ve eşitlik için hayati bir sesi de söndürecektir” denildi. Diye yazıyordu ve devam ediyordu…
İran’da, cezaevinde tutuklu olan ve idamla yargılanan gazeteci ve insan hakları savunucusu değerli Pexşan Ezîzî ile ilgili saygın gazetelerde köşe yazıları yazan, değerli yazar arkadaşların yazılarını/makalelerini üzülerek okuyordum zaten, uzun bir zamandır. 23 Temmuz 2024’te gözaltına alınan Pexşan Ezîzî, Tahran Devrim Mahkemesince “İran hükümetine karşı silahlı faaliyetlerde bulunmak” iddiasıyla idam cezasına çarptırılmıştı. Sorgulama ve yargılama sırasında itham edilen tüm bu mesnetsiz suçlamaları reddetmişti lâkin, İran Yüksek Mahkemesi verilmiş olan idam cezasını onayladı.
Evin Hapishanesinde yazdığı mektuplarda gözaltı sürecinde ağır işkenceye maruz kaldığını dile getiren Pexşan Ezîzî devamla, “Hukuki temsiliyet, adil yargılanma hakkı” gibi temel haklarından da mahrum bırakıldığını vurgulamıştı ve birçok uluslararası yardım kuruluşu da, İran yargısına Pexşan Azîzî’nin insani yardım çalışmaları yaptığını teyit eden ortak mektuplar göndermişti. Buna karşın hiç adil olmayan bir karar çıktı: İdam.
Pexşan Azizi, IŞİD’in saldırılarının ardından Kürdistan Bölgesi ve Rojava’da ziyaretlerde bulunmuş, mülteci kamplarında sosyal yardım çalışmaları yaparak özellikle kadın ve çocuklara destek sağlamıştı. Bütün suçu buydu.
Ve, avukatı Emir Reisiyan da, 8 Ocak’ta yaptığı açıklamada İran Yüksek Mahkemesi’nin müvekkiline verilen idam cezasını onayladığını kamuoyuna duyurmuştu. Değerli avukat Reisiyan, Pexşan Azîzî’nin hiçbir silahlı gruba üye olmadığını ve askeri bir faaliyette bulunmadığını önemle vurgulamıştı. Dolayısıyla, Tahran Mahkemesi ve İran Yüksek Yargı Konseyi’nin kararının adil yargılama ilkelerine aykırı olduğunu belirterek, bu karara itiraz edeceğini bildirdi.
Dünyada, İran'dan başka, bu idam cezasını uygulayan kaç ülke kaldı ki? Ve maalesef İran, bu ilkel, tarihlerden kalma insanlık dışı olan idam infazlarını bütün dünyanın gözü önünde gerçekleştiriyor ve demokrasi, insan hakları gibi kavramlar söz konusu olunca mangalda kül bırakmayan birçok ülke de suskunluğunu hiç bozmuyorlar maalesef. Her şeyden önce buna bir dur denmelidir. Hatta hiç kimse buna karşı sessiz kalmamalıdır!.. diye düşünüyorum.
Ve nihayet. Edindiğim son bilgiye göre, insan hakları savunucularının yoğun çabaları sonucu, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi Uzmanları, değerli gazeteci ve insan hakları aktivisti Pexşan Ezîzî'nin idam cezasının onanmasına tepki göstererek, İran’lı yetkililerle temas halinde olduklarını açıkladı. Umarım müspet bir sonuç alırlar ve hatta bu idam cezaları yasasının tamamen ortadan kaldırılmasını sağlarlar!.. Nitekim idam, devletin faili olduğu bir cinayettir!..
Özgür yarınlar ve mutlu bir gelecek dileğiyle!..