İHD ve TİHV: İhlaller 'ürkütücü' boyutta!

İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası münasebetiyle, OHAL sürecinde yaşanan hak ihllerina dair raporunu açıkladı.

Öztürk Türkdoğan:“Derneğimiz kurulduğu günden beri en ağır tabloyu yaşıyoruz”

 

İHD ve TİHV'in 2017 insan hakları raporunun detaylarını paylaşan Türdoğan  İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabul edilişinin 69’uncu yıldönümünde Türkiye’deki ihlallerin ürkütücü boyutlara ulaştığını hatırlattı. “OHAL koşullarında ve otoriterliğin arttığı bu günlerde okullara gidip evrensel beyannameyi anlatacak durumda değiliz” diyen Türkdoğan, yaşananların sorumlusunun hükümet olduğunu söyledi. 

 

2017 İnsan Hakları Raporu'nun içeriğinde, Çatışmalarda 695 kişinin hayatını kaybettiği, 322 kadının öldürüldüğü ve bin 851 işçinin iş cinayetlerine kurban gittiği paylaşıldı.

 

Birleşmiş Milletler’in (BM) temel hakların korunması noktasında da zafiyet altında olduğunu belirten ve BM denetimindeki Mahmur Kampı’na yönelik yapılan saldırıya ilişkin BM’den henüz bir açıklamanın gelmediğini hatırlatan Türkdoğan, yaşanan bu kadar insan hakları ihlalinde BM’nin bu tutumunun katkısı olduğunu söyledi.

 

Türkdoğan, OHAL ilanıyla pek çok uluslararası sözleşmenin ihlal edildiğini belirterek, “28 kararname çıkarıldı ve bunların sadece 5’i Meclis denetimine sunuldu. Bunlar zaten Anayasa’nın 120 ve 121. maddelerine aykırıdır. Türkiye fiili başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Bunlar ilk seçimde uygulanması gerekiyor ama seçimler yapılmadan bunları uygulamaya başladı. Türkiye’nin özelliği budur, önce yapar sonra yasasını çıkarır” diye konuştu. 

 

KHK’lerle bugüne değin 306 kez 300 civarında kanunda değişiklikler yapılarak OHAL’in kalıcılaştığını dile getiren Türkdoğan, bu uygulamalardan dolayı Avrupa Birliği (AB) üyelik müzakerelerinde siyasi denetime alınan ilk ve tek devlet olduğunun altını çizdi.

 

“İHD kurulduğundan beri yaşadığımız en ağır tabloyla karşı karşıyayız'' diyen Türkdoğan, 'Sadece bir örnek vereceğim. Adalet Bakanlığı’nın resmi rakamları hep bir sonra açıklanıyor. Cumhurbaşkanına hakaretten sadece 4 bin 187 kişiye dava açılmış. Ağzını açan, konuşan, sosyal medya kullanan herkes hakkında dava açılmış. Dava sayısında korkunç bir rakam varsa burada ciddi bir ihlal vardır.” 

 

Yaşanan yaşam hakkı ihlallerine dair verileri kamuoyuyla paylaşan Türkdoğan; yaşanan ihlaller sonucunda 36 kişinin, çatışmalardan dolayı da 695 kişinin hayatını kaybettiğini söyledi. Türkdoğan, yaşam hakkı ihlallerine ilişkin şu verileri açıkladı:
 
“Kolluk güçlerinin yargısız infazı, dur ihtarına uyulmadığı gerekçesiyle veya rastgele ateş açması sonucu 36 kişi yaşamını yitirmiş, 12 kişi de yaralanmıştır.
 
Silahlı çatışmalar nedeniyle 183’i asker, polis, korucu, 460’ı militan, 52’si sivil olmak üzere toplam 695 kişi yaşamını yitirmiştir. Bu dönemde 282’si asker, polis ve korucu, 28’i sivil olmak üzere toplam 310 kişi ise yaralanmıştır. Bunlar bizim ulaştığımız ve tarafların kabul ettiği rakamlardır. 695 sayısı bile çok fazla ama korkarız ki bu sayı çok daha fazladır.
 
Güvenlik güçlerine ait zırhlı araçların çarpması sonucu 6'sı çocuk olmak üzere toplam 23 kişi yaşamını yitirmiş, 46 kişi de yaralanmıştır. Kürt illerinde zırhlı araçların çarpması sonucu yaşanan ölümlerden dolayı yeni ihlaller ile karşı karşıyayız.  
 
Mayın ve sahipsiz bomba vb. patlaması sonucu 5'i çocuk olmak üzere toplam 6 kişi yaşamını yitirmiş 18' i çocuk toplam 25 kişide yaralanmıştır. 
 
Cezaevlerinde 3’ü çocuk olmak üzere en az 10 kişi çeşitli nedenlerle yaşamını yitirmiştir. Cezaevlerinde çeşitli nedenlerle yaşamını yitiren kişi sayısı tespit edilebildiği kadarıyla İHD kayıtlarında en az 17’dir.
 
Bu dönem içerisinde 322 kadın öldürüldü, bin 851 işçi hayatını kaybetti. Bu yaşam hakkı ihlallerinin yaşanan savaşla ilgili boyutu vardır ve bu tablo değişmeden de bunu sona ermesi mümkün görünmüyor.
 
Türkiye Kürtlerle barışmak zorunda!
 
“Türkiye’nin en önemli sorunu Kürt sorunudur diyen Türkdoğan, bu sorunla ilgili kısa ve uzun vadede umutlarımızı artıran bir gelişme yaşanmadığını, içeride ve dışarıda savaş ve baskı politikalarının devam ettiğini, HDP eş başkanları ve 9 milletvekillinin tutukluluğunun devam ettiğini, BDP, HDP üyesi 68’inin tutuklu olduğunu, 94 belediyesine el konulduğunu ve bu tablonun ne kadar vahim bir durumla karşı karşıya olduğumuzu gösterdiğini söyledi.
 
Türkdoğan; "Öcalan üzerinde katı bir tecrit uygulanıyor, geçen yıldan beri hiç kimse kendisiyle görüşmemiştir. Türkiye’nin bu politikadan vazgeçip 28 Şubat Dolmabahçe Mutabakatına geri dönülmesi gerekiyor. Er ya da geç Türkiye Kürtlerle barışacaktır, bundan başka bir seçeneği yoktur. O yüzden bu politikadan vazgeçilmelidir. Kürt halkının iradesine saygı gösterin. Kolombiya çözüm örneğinden Türkiye çok ciddi dersler çıkarabilir. Sokağa çıkma yasakları nedeniyle ciddi ihlaller yaşandı. Sokağa çıkma yasakları devam ediyor. ‘Son terörist kalıncaya kadar bu mücadele devam edecek’ deniyor. Ben yaşadığım sürece bu sözleri çok duydum. Lütfen bundan vazgeçin." dedi.
 
Cumhurbaşkanı'nın 'Kadınlar 5-10 çocuk doğuruyor' ifadesi korkunç bir ayrımcılıktır!

Türkdoğan; "Cumhurbaşkanının kadınlar 5-10 çocuk doğuruyor sözü korkunç bir ayrımcılıktır. Türkiye’nin AHİM kararlarına uygulaması gerekiyor. Dün Cumhurbaşkanı Gümülcine’de AİHM kararlarına uyun çağrısı yapıyor. Bunu destekliyoruz ama bizim hükümetimizin de AİHM kararlarına uyması gerekiyor. Düşünce ve ifade özgürlüğüne ilişkin alınan çok sayıda karar vardır, Türkiye bunlara uymalıdır. Demek ki her özgürlükleri her yerde talep etmektir." ifadelerini kullandı.

(ma)

KÜRDİSTAN Haberleri

Özçelik Rûdaw'a konuştu
PAK'tan 21 Şubat mesajı: Kürtçe bilmeyenler için başlangıç olsun
PDK Bakur: Yurtsever Demokrat adayları destekliyoruz
Merve Demirel suç duyurusunda bulundu
Van'da çocuklara işkence skandalı