Haber Merkezi - Haber sitesi Ahval’den İlhan Tanır bu haftaki yazısında John Bolton’un “Olayların Geçtiği Oda” kitabına değindi. Tanır Erdoğan-Trump-Bolton ilişkileri üzerinden Rojava Kürdistanı’nı da değerlendirdi.
Tanır’ın yazısı şöyle:
ABD-Türkiye ilişkilerinin en ilginç dönemeçlerinden bir tanesi hiç şüphesiz, ABD kurumlarının karşı gelmesine ve özellikle Pentagon'un ısrarlı muhalefetine rağmen Başkan Trump'ın tam da Türk muhatabı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın istediği şekilde Suriye'nin kuzeydoğundan (Rojava Kürdistani) çekilerek, Türkiye'ye yol açması.
Washington'u birkaç gündür sallayan ''Olayların Geçtiği Oda'' kitabının yazarı John Bolton, 17 ay boyunca Trump'ın en yakınında bulunmuş ve yabancı ülke liderleri de dahil olmak üzere çok özel telefon görüşmelerine katılmış ve ikili görüşmelerde bulunmuş bir isim. Türkiye'de ve dünyada kitabın Türkiye ile ilgili kesitleri ilk kez Ahval'de yayınlanıyor.
Geleneksel olarak Beyaz Ev'de, ABD başkanlarına en yakın ve en etkili iki yetkili bulunur. Bunlardan biri ABD Başkanı Özel Kalem Müdürü (Chief of Staff) iken diğeri ise Bolton'un 17 ay boyunca görev yaptığı Ulusal Güvenlik Başdanışmanlığıdır. İki koltuğa da Kongre onayı gerekmez. Bundan dolayı Bolton'un 2018'in Aralık ayında Trump'ın Erdoğan ile telefon görüşmesi ile başlayan ve 2019 Ekim ayında Türk güçlerinin Suriye'nin kuzeydoğusuna girişi ile sonlanan dönemde yaptığı bu ilk elden şahitlik hayli önemli.
Bolton, kitabının 206. sayfasında, ilgili konuya 2019'un erken günlerinden başlıyor. Başkan Trump'ın Türk muhatabı Erdoğan'a Suriye'nin kuzeydoğusundan çekileceği sözünü verdiğini hatırlatarak, kendisi İsrail'de iken Trump ile yaptığı bir telefon görüşmesi için şunları yazıyor.
''Trump 6 Ocak (2019) günü 11.45pm'de beni aradı. Bana ''uyanıksın değil mi?'' diye sordu. Tabi ki değildim. Birisi ona Türklerin basında çıkan bazı açıklama ve haberlerden dolayı mutsuz olduğunu söylemiş. Tabii ki Trump'ın Erdoğan'a söylediklerinin dışında bir şey söylememiştim. Ne var ki Trump o kısa telefon görüşmesinde birkaç kez ''Benim tabanım Suriye'den çıkmak istiyor'' dedi. Bu da gitmekte olduğum Türkiye ziyaretinin oldukça eğlenceli geçeceğini gösterdi.''
Bolton'un burada anlattığı konu Trump'ın Suriye'nin kuzeydoğusundan ayrılma sözü vermesi ve tweet atmasına rağmen, sonraki günlerde Bolton'un ve daha sonra Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun, ABD güçlerinin Kürtlere saldırılmasına izin verilmeyeceği yönünde yaptığı açıklamalar sonrası Ankara'nın gösterdiği tepkiler. Bu da, Erdoğan yönetiminin bir kez daha Trump'ın üstündeki etkisini gözler önüne seriyor.
Trump'ın, ABD ordularını çekme kararını tweet mesajları ile açıklamasına rağmen, ABD'nin diğer yetkililerinden gelen bu açıklamalar Erdoğan'ı kızdırmış ve Erdoğan programda olmasına rağmen Bolton ile planlanmış görüşmeyi iptal etmişti. Onun yerine sözcü İbrahim Kalın görüşmeyi yapmıştı.
Bolton kitabında Ankara'yı ziyaret ettiği gün Erdoğan'ın Meclis'te yaptığı konuşmada ''taviz vermeyeceğiz'' demesini ve kendisi ile görüşmemesini, ABD perspektifinden doğru bir iş yaptığına kanıt olarak gösteriyor.
Bolton Ankara'daki toplantıda, ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi ve ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey'nin, 'ABD'nin kıdemli yetkililerinin aldığı kararın aksine, Suriye'nin kuzeydoğusunu Türkiye'nin ele geçirmesine izin verilerek teklif edilen yerleri ve Kürtlere bırakılacak yerleri gösteren renklendirilmiş bir haritayı dağıttığını' da kitabında aktarıyor.
''Dunford (zamanın Genelkurmay Başkanı) Jeffrey'nin dağıttığı haritanın gösterdiği hiçbir şeyi beğenmedi. Ben, 'Bizim hedefimiz Türkleri tamamen sınırlarının kendi tarafında tutmak değil miydi?' diye sorduğumda Dunford bunun tamamen kendi pozisyonu da olduğunu söyledi.''
Bolton aynı satırlarda, ABD Genelkurmay Başkanı ile tamamen aynı fikirde olduğunu gösteren toplantıdaki konuşmayı aktarmayı devam ettikten sonra, Jeffrey'nin ise ''bir süre başıboş dolaştıktan sonra geri geldiğini'' gördüğünü yazıyor.
Jeffrey, Washington'da Albay Richard Outzen ile birlikte AKP yönetimine en yakın iki Amerikalı yetkili olarak biliniyor. Bu yetkililer Türkçe de konuşan ve özellikle son aylarda Türkiye'yi hem İdlib'de hem de Libya'da Rusya'ya karşı destekleyen demeçler vermeleri ile bilinen yetkililer olarak karşımıza çıkıyor.
Kitapta Jeffrey'nin, ABD kıdemli yetkililerin aksi kararına rağmen Suriye'nin kuzeydoğusunda Türk güçlerine verilecek toprakları renklendirdiği bir haritayı verdiği anlatılıyor. Halbuki Jeffrey, 1 Ağustos 2019 tarihinde, yani Türk güçlerinin Suriye'nin kuzeydoğusuna girmesinden sadece 2 ay kadar önce ABD Dışişleri Bakanlığı'ndaki basın toplantısında sorulan bir soruya yönelik ''Türklerle, Kürtleri korumak adına bir görüşme yapmıyoruz çünkü Kürtler Türk nüfusunun önemli bir kısmını oluşturmaktalar ve bir işgali engelleme ile ilgili bir konu da konuşmuyoruz çünkü bir işgal öngörmüyoruz'' demişti.
Kitapta, Jeffrey'nin, Dışişleri Bakanlığı'nda 1 Ağustos 2019 tarihinde gazetecilere ''Türklerin Suriye'nin kuzeydoğusunda Türklerin bir işgal ihtimalini öngörmüyoruz'' demesinden yaklaşık 9 ay önce Suriye'nin kuzeydoğusundaki hangi bölgelerin Türk güçlerine verilmesine dair renkli harita dağıttığını Bolton'un şahitliği ışığında görüyoruz.
Bolton, Ankara'ya vardığı gün, Erdoğan'ın kendisinin sözlerinden dolayı görüşmeyi iptal ettiğini de ekliyor.