Sonuçlara İngiliz gazeteleri birinci sayfalarında yer aldı.
Financial Times gazetesinin haberinde "Sonuç Erdoğan için kritik öneme sahipti. Sonuçlar kesinleştiğinde Erdoğan yalnızca beş yıl daha cumhurbaşkanı olmayacak, aynı zamanda başbakanın yerini alan güçlü bir yürütmeyi elinde tutacak" ifadeleri yer aldı.
Times gazetesi ise birinci sayfasında "Tartışmalı seçim zaferi Erdoğan'a devletin bağımsız kalan son aygıtlarının da neredeyse tam kontrolünü verdi" diye yazdı.
Seçime dünya haberleri sayfasının manşetinde yer veren Times, pek çok kişinin Erdoğan'ın otoriterleşmesinin artmasından endişe ettiğini aktardı.
Gazetenin seçimle ilgili analiz yazısında ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın olağanüstü hal yönetimiyle sivil toplumun baskılandığı, Türkiye'nin "Son iki yılda sık sık 1930'lar Almanyasını andırdığı”na dikkat çekildi.
Analizde, şu ifadeler yer aldı:
"Sivil toplum kuruluşları, gazeteler, sanat merkezleri kapatıldı. İtaat etmeyenlerin kara listeye alınması ve Osmanlı tarihini anlatan dizilerle popüler kültür de iktidar partisinin hizmetine sokuldu. Erdoğan'ın muhalifleri zorbalığa maruz kaldı, şantaja uğradı ve susturuldu.
Buna karşılık muhalefet partileri aralarındaki farklılıklara son verdi, CHP tabanda etkili bir kampanya yürüttü.”
Gazete, seçimlerin eşit koşullarda yaşanmadığına dikkat çekti. TRT’nin CHP’nin adayı Muharrem İnce'ye 15 saat ayırdığı, Erdoğan'a 181 saat yer verdiğini hatırlattı ve “Erdoğan'ın reytingleri ise hava durumunun bile gerisinde kaldı” ifadelerine yer verdi.
"Sonuçlar Erdoğan'ın çok sayıda Türk'ü yabancılaştırdığını gösteriyor” sözünün yer aldığı analiz şöyle devam ediyor:
“Eskiden Erdoğan'ın ekibinde olan kişiler, bunu danışmanların eğitimli ve bağımsız kişilerden sadece itaat eden kişilere dönüşmesine bağlıyor.
İktidara gerçekleri söyleyebilecek kimse kalmadı. Hükümette saygı gören Mehmet Şimşek gibi nadir isimler de bir kenara itildi."
BBC Türkçe’de yer alan habere göre, seçimi ilk sayfasında gören bir diğer gazete de The Daily Telegraph'tı.
Gazete dünya haberleri sayfasının manşetinde yer verdiği haberin başlığına muhalefetin oylar sayılmaya başladıktan sonra yaptığı "manipülasyon" eleştirilerini taşıdı.
Türkiye'nin 1950'lere kadar uzanan bir adil seçim geleneği olduğunu belirten Telegraph, geçen yılki referanduma mühürsüz oy tartışmasının damga vurduğunu hatırlattı.
Raf Sanchez ve Burhan Yüksekkaş imzalı haberde şu ifadeler yer aldı:
"Seçim 2016'daki darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hal koşulları altında gerçekleşti. Hükümet olağanüstü yetkilerini kullanarak 50 binden fazla kişiyi gözaltına aldı.
Hem devlet medyası hem de özel medya seçim döneminde Erdoğan'ı pozitif bir şekilde işlerken muhalefeti genelde görmezden geldi. CHP Erdoğan'a kendi adaylarından 12 kat daha fazla yer verildiğini açıkladı."
Aynı gazetede Mark Almond imzalı ve "Küçük farkla gelen zafer cumhurbaşkanının kulağını çekmiş olabilir ama bu onun yönetim tarzını etkilemeyecek" başlıkla analizde ise Erdoğan'ın otoriter bir siyasetçi olduğu aktarıldı ve şöyle denildi:
"Erdoğan bir zamanlar İslam, demokrasi ve refahın mutlu bir şekilde bir arada var olabileceğini uman Batılıların poster çocuğuydu. Ama 15 yıl boyunca iktidarda kalması otoriterliğini ve paşavari kaprislerini besledi.
Ekonomiye istikrar getirdiği ve Türkiye'nin Kürtler gibi azınlıklara yönelik resmi tutumunu değiştirdiği için onu destekleyen milyonlarca Türk ekonominin bozulması ve Erdoğan'ın 2016'daki darbe girişiminin ardından yalnızca darbecileri değil muhalifleri de yargılaması nedeniyle kendini aldatılmış hissediyor.”
Erdoğan’ın krizlerden beslendiğine dikkat çekilen analizde “Fakat ekonominin durumu kötüleşirse parlamenterler Erdoğan'a karşı koymak için cesaret bulabilir” deniliyor.
Analize şöyle devam ediliyor:
"Batılılar muhtemelen Erdoğan'ın bir işe yaramayan zaferinden memnun olacaktır ama muhalifleri ABD ve AB'nin onu bu kadar süre desteklemesinden mutsuz...
Maalesef Türkler ülkelerinde derin bir şekilde bölünmüş durumda ve oy verdikleri politikacıları birleştiren tek şey Türkiye'nin geleneksel Batılı ortaklarıyla ilişkisine dair duydukları hayal kırıklığı."
Guardian gazetesi ise basılı versiyonunda Türkiye'deki seçimleri yazmadı.
Gazete internet sitesinde "Muzaffer Erdoğan zafer konuşmasında savaşçı bir tondaydı" başlığını kullandı.
Guardian'ın haberinde "Erdoğan tekrar seçilmesi durumunda 2028'e kadar iktidarda kalabilir" ifadeleri yer aldı.