İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade, Kasım Süleymani’nin öldürülmesine ilişkin, “Hangi ülkede olursa olsun, doğrudan ve dolaylı olarak bu suikaste katılanlar, muhakkak adli ve cezai sorumluluğa sahiptirler” dedi.
Sözcü Said Hatipzade, video konferans yöntemi ile düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişki açıklamalarda bulundu.
IRNA’nın haberine göre Hatipzade, Irak’ın Kerbela kentindeki İran Başkonsolosluğu'na düzenlenen saldırı nedeniyle Başkonsolosluk ve Bağdat'taki İran büyükelçiliği aracılığıyla Irak'taki makamlarla temasa geçtiklerini söyledi.
"İran bu saldırıyı şiddetle kınıyor" iyen Sözcü Hatipzade, "Irak hükümetinin 1961 Viyana Sözleşmesi kapsamındaki diplomatik misyonlarını korumak için üzerine düşeni yapacağını umuyoruz” ifadelerini kullandı.
Amerikan Yahoo News sitesi tarafından yayınlanan haberde “bazı Kürt askerlerin Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani’ye karşı düzenlenen suikaste katıldığı” yönündeki iddiaları hakkındaki bir soruya yanıt veren Hatipzade, “Şehit Süleymani suikastı davasına ilişkin raporların çoğunun gerçekliğini araştırıyoruz. Irak hükümeti ile ikili siyasi, hukuki ve güvenlik görüşmelerini de takip ediyoz” dedi.
Sözcü Hatipzade, “Hangi ülkede olursa olsun, doğrudan ve dolaylı olarak bu suikaste katılanlar iştirak edenler, muhakkak adli ve cezai sorumluluğa sahiptirler” ifadelerini kullandı.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade, ülkenin Suudi Arabistan'la bölgesel ve ikili ilişkilerdeki sorunları çözmek için görüşmeler yapıldığını doğruladı.
Yahoo News’ün haberi
ABD merkezli “Yahoo News” sitesinde yer alan bir raporda, Terörle Mücadele Birimi’nde (CTG) çalışan Kürt subayların geçtiğimiz yılın Ocak ayında İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ile Heşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi Mühendis'in öldürülmesiyle sonuçlanan saldırıya yardım ettiği belirtildi.
CTG üyelerinin Bağdat havalimanı’ndaki saldırıda kilit rol oynadığı belirtilen raporda, şu bilgilere yer verildi:
“Operasyona Amerikan ordusunun Delta Özel Güçleri’ne ait 3 tim katıldı. Delta Güçleri’ne bağlı askeri personelin bazıları Bağdat Uluslararası Havaalanı’nda çalışan elbisesi giyerek tamirci kılığında yol kenarındaki araçların arkasına saklanarak Kasım Süleymani’nin öldürüldüğü caddeye konumlandı.
3 keskin nişancı timi 500 ila 700 metre arayla Süleymani’nin öldürüldüğü alanda konumlandı.
3 Ocak 2020 gece,Şam'dan havalanan uçak birkaç saat gecikmeli olarak Bağdat Uluslararası Havaalanı’na iniş yaptı. O sırada ABD’ye ait 3 insansız hava aracı Bağdat semalarında uçuş yapıyordu. CTG birimine bağlı ekipler, havalimanına giriş yapan Süleymani ve Ebu Mühendisi’nin kimliklerini teyit etti.
Keskin nişancılar havalimanı dışında Süleymani’yi an be an gözlemlemiş
Saldırı, Kasım Süleymani havalimanından çıktığında üçgende kendisini sıkıştırılacak şekilde planlandı. Keskin nişancıların dürbünü ABD Büyükelçiliğiyle doğrudan bağlantılıydı. Yani Delta Güçleri ile destek güçlerinin olduğu bölümle.
Süleymani, Bağdat Uluslararası havalimanına iniş yaptı. İranlı general ve beraberindekiler iki araca binerek ve Delta Force keskin nişancılarının beklediği bölgeye doğru ilerlediler.
Bir araçta Süleymani ve Mühendis diğer araçlarda ise beraberindekiler vardı. Araba konvoyu, havalimanından çıkarak ana sokağa geldi. Üç Delta Force keskin nişancı ekibi hazır bekliyordu. Füze taşıyan üç dron ise gece gökyüzünde süzülüyordu.
Bir ABD askeri yetkilisine göre Süleymani'nin Şam'dan uçağına binmeden önceki altı saat içinde üç kez cep telefonunu değiştirdi. Tel Aviv'de ABD Ortak Özel Harekat Komutanlığı irtibat görevlileri, Süleymani'nin cep telefonu modellerini takip etmeye yardımcı olmak için İsrailli meslektaşlarıyla birlikte çalıştı.
Süleymani'nin numaralarına erişimi olan İsrailliler, onları Süleymani ve şu anki telefonunu Bağdat'a kadar takip eden Amerikalılara verdi. (Washington, DC'deki İsrail Büyükelçiliği yorum talebine yanıt vermedi.)
İki araç saldırının yapıldığı bölgeye giriş yapınca, drone havadan konvoya ateş açtı. Süleymani'nin aracına iki ‘cehennem ateşi’ füzesi düştü ve onu etkisiz hale getirdi. İkinci aracın sürücüsü olay yerinden kaçmaya çalıştı ancak bir Delta Force keskin nişancısı devreye girerek araca ateş açtı. Mermilerden kaçmaya çalışan sürücü aracı yavaşlatı o sırada bir füze atışı daha yapılarak o araçta patlatıldı.
İran hükümet hiyerarşisinde Ayetullah Ali Hamaney'den sonra ikinci şahıs olarak kabul edilen Süleymani'nin 3 Ocak'ta öldürülmesinin üzerinden bir yıldan fazla zaman geçti ve bu saldırının sonuçları hala gün yüzüne çıkıyor. Yine de öldürülmesine yol açan olayların ardındaki ayrıntıların çoğu gizliliğini koruyor.”
“Trump ekibin korunması için 15 milyon dolar bütçeye imza attı”
Yahoo News tarafından hazırlanan bu rapora ilişkin ABD’nin önceki dönem Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile CİA’nin kendilerine yönetilen sorulara yanıt vermediği aktarıldı.
ABD’nin eski Başkanı Donald Trump’ta Kasım Süleymani suikastine katılan şahısların korunması için 15 milyon dolarlık bir bütçeye imza attığı kaydedildi.
Raporu hazırlayan yazarlardan jack Murphy sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, raporun yayınlanmasından sonra KYB Eş Başkanı Lahor Talabani’nin sözcüsü Lawen Azad’ın kendisini aradığını ve Süleymani suikastine katılmadıklarını söylediğini aktardı.
Kürdistan Terörle Mücadele Kurumu iddiaları yalanladı
Kürdistan Bölgesi Terörle Mücadele Kurumu (CTD) de yaptığı yazılı açıklama ile sözkonusu iddiaları yalanladı.
Açıklamada, “Bütün tarafları temin ediyoruz ki CTD’nin söz konusu raporda yer alan iddialarla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır” denildi.
Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nden olayın açığa çıkarılması için soruşturma başlatması talebinde bulunan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Kürdistan Bölgesi Parlamentosu’nun Güvenlik Ajansı’na ilişkin 2011 yılında çıkarılan 4 sayılı yasaya bağlı olmayan ve Kürdistan Bölgesi kurumları ve yasalarına uymayan Lahur Cengi ve kardeşlerine ait ‘Terörle Mücadele Birimi - Counter Terrorism Group’ (CTG) adında bir grup mevcut. Söz konusu raporda CTG adındaki grubun operasyona katıldığına işaret ediliyor.”
Açıklamanın sonunda, Kürdistan Terörle Mücadele Birimi’nin Kasım Süleymani’nin suikastıyla bir ilgisinin olmadığı vurgulandı.
Rûdaw