İran parlamentosu dün (pazartesi) Tahran'ın bölgedeki en önemli müttefiki Beşar Esad'ın devrilmesinin ardından Suriye'de yaşanan gelişmeleri görüşmek üzere kapalı bir oturum düzenledi.
Milletvekili Muhammed Menan Reisi yaşananların sürpriz olduğunu belirtti. Iran Observer'a konuşan Reisi, “Yaklaşık 6 bin şehit verdik, milyarlar harcadık ve ardından Suriye'yi bir hafta içinde aşırılık yanlılarına teslim ettik” dedi.
İran, Suriye'deki askeri müdahalesinin insani ve maddi maliyetine ilişkin herhangi bir resmi istatistik yayınlamayı reddediyor.
Ancak Reisi’nin açıkladığı bu rakam, İranlı yetkililerin ‘türbelerin savunucuları’ olarak adlandırdıkları güçlerin ölü sayısına ilişkin olarak bir İranlı yetkilinin açıkladığı en yüksek rakam.
Şimdiye kadar ki en yüksek resmi rakam ise İran Şehitler Örgütü Başkanı Muhammed Ali Şehidi'nin Suriye ve Irak'ta 2 bin 100 İran askerinin öldürüldüğünü açıkladığı 2017 yılına ait.
İran, 2011 yılında Suriye'de patlak veren iç savaş sırasında Esad'ı desteklemek için milyarlarca dolar harcadı ve müttefikini iktidarda tutmak ve İran'ın İsrail ve ABD'nin Ortadoğu'daki nüfuzuna karşı ‘direniş eksenini’ sürdürmek için Devrim Muhafızları Ordusu’nu (DMO) görevlendirdi.
Milletvekili Reisi, “Uğruna çok kan ve para ödediğimiz Suriye bir haftada teslim edildi. Bu İsrail'in hesaplarını karıştırmak için miydi? Görünen o ki bazı yetkililer işleri bizim hesaplarımızı karıştıracak şekilde yönetti!” ifadelerini kullandı.
Reisi, iki hafta önce resmi bir etkinlik sırasında Sadık Vaat 3’ün akıbetini sorduğu üst düzey bir askeri komutanla yaptığı kısa görüşmeyi hatırlattı. Alaycı bir yanıt aldığını belirten Reisi, komutanın şu cevabı verdiğini söyledi: “Biz İsrail'i vuracağız, onlar da yarım saat sonra bizi vuracak. O zaman insanlar Sadık Vaat 4'ü mü talep edecek?” Reisi bu yanıt karşısında şaşkınlığını dile getirdi ve “Bu benim için pek çok soruyu gündeme getirdi. Amaç İsraillilerin hesaplarını değiştirmek miydi, yoksa kendi stratejimiz mi alt üst oldu?” diye sordu.
Söz konusu komutan, İran ve İsrail arasındaki karşılıklı saldırılara atıfta bulunuyordu; bu saldırıların sonuncusu ekim ayı başlarında İran'ın bir saldırısına karşılık olarak İsrail'in 26 Ekim'de İran'a yaptığı saldırıydı.
İran, askeri üslerinin vurulmasına misilleme olarak İsrail'i üçüncü bir füze saldırısı düzenlemekle tehdit etmiş, ancak ABD Başkanı seçilen Donald Trump'ın geçen ay başkanlık seçimlerini kazanmasının ardından tehditler azalmıştı.
‘Mevcut kritik durumda’ ulusal birliğin korunması gerektiğini vurgulayan Reisi, ‘görevi ne olursa olsun görevini ihmal eden’ tüm yetkilileri eleştirmekle tehdit etti.
Reisi, ‘ihmale karışan yetkililerin isimlerini’ açıklamamayı tercih ettiğini söyledi. Ancak hataların devam etmesi halinde isimleri açıklamaktan çekinmeyeceği sözünü verdi.
Reisi sözlerini şu ifadeyle noktaladı: “Eleştirilen kişi ülkenin en yüksek askeri ya da güvenlik kademesinde olsa bile halkın haklarını ve rejimi savunmaktan vazgeçmeyeceğim.”