Gözlemcilere göre, İran’da kanlı baskılar karşısında protestolardaki düşüşe rağmen, göstericiler protesto hareketinin başlamasından 4 ay sonra hala devlet yetkililerine meydan okuyor.
Yetkililer protestolarla ilgili dört kişinin idam edilmesi de dahil olmak üzere baskıcı yöntemlerle protestoları bastırmaya çalışırken, Kasım ayından bu yana ülke çapında günlük gösterilerin sayısı azaldı.
Ancak Eylül ayında katı kıyafet kurallarını ihlal ettiği için gözaltına alınan Mahsa Amini’nin ölümüyle ortaya çıkan öfke dinmedi ve bu ekonomik kriz döneminde İran rejimi için hala potansiyel bir tehdit oluşturuyor.
Bu arada protestolar, başta grevler olmak üzere farklı biçimler aldı. Bazı bölgelerde kitlesel sokak eylemleri devam ederken, rejim saflarında bölünme işaretleri ortaya çıktı.
ABD’li İran uzmanı Ali Fethullah Nejad, “Kasım 2022’den bu yana azalan protesto sayısıyla birlikte ne rejim, ne de protestocuların birbirini alt edemediği bir çıkmaz başlamış gibi görünüyor” dedi.
Beyrut Üniversitesi Issam Fares Kamu Politikası ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden Nejad konuya ilişkin AFP’ye yaptığı açıklamaya şu ifadelerle devam etti;
“O zamandan bu yana protestoların sayısındaki nispeten düşüşe rağmen, devrimci süreçlerin genellikle hem sakinlik, hem de kargaşa evrelerini gerektirdiğini hatırlamakta fayda var. Şimdi, İran para biriminin yılbaşından bu yana dramatik bir şekilde değer kaybetmesiyle, ekonomi odaklı protestolar beklenebilir ve bu geçmişte gösterildiği gibi hızla siyasi hale gelebilir.”
Protesto faaliyetini izleyen enqelab.info sitesi, sokak protestolarının sayısı azalırken grevlerin sayısının yanı sıra slogan yazmak veya hükümet pankartlarına zarar vermek gibi diğer muhalefet eylemlerinin arttığını bildirdi.
Sitenin yöneticileri AFP’ye yaptıkları açıklamada, “Ülke çapındaki ayaklanma devam ediyor, ancak sonbahar sırasında yetkililerin ölümcül baskıları nedeniyle insanların muhalefetlerini ifade etme biçimleri değişti” dedi.
Norveç merkezli İran İnsan Hakları adlı STK’ya göre, baskılarda en az 481 kişi öldü ve halihazırda idam edilen dört kişiye ek olarak protestoyla ilgili davalarda en az 109 kişi idam cezasıyla karşı karşıya.
ABD merkezli Abdorrahman Boroumand Center insan hakları grubunun kurucu ortağı Roya Boroumand, “Protestolar şiddetli baskı karşısında durmadı ancak kesinlikle azaldılar. Yargısız infaz vakalarını da görüyoruz ve doğal olarak vatandaşlar daha temkinli” diye konuştu.
Ancak, ülkenin güneydoğusundaki yoksul Sistan-Belucistan’da düzenli sokak protestoları, petrol işçilerinin grevleri ve protestocuların ölüm yıldönümlerini anma protestoları da dahil olmak üzere eylemlerin devam ettiğini vurguladı.
Roya Boroumand, “Kısa vadede azalsa da, azalmasa da bu protestolar bitmedi. İranlıların kim olduğu ve ne istedikleri konusunda İslam Cumhuriyeti’nin on yıllardır dayattığı anlatıyı değiştirdiler” ifadelerini kullandı.
Bu meydan okuma karşısında Ali Hamaney yönetimindeki liderliğin anlamlı tavizler vermeye hazır olduğuna dair çok az işaret var ve aksine baskı daha da artabilir.
Hamaney, bu ay yayınladığı bir kararname ile İran Emniyet Gücü Genel Müdürü olarak eski Tahran polis şefi Tuğgeneral Ahmed Rıza Radan’ı atadı.
Radan, tartışmalı seçimlerle ilgili 2009 protestolarının bastırılmasında kilit rol oynadığı düşünülen sert bir figür olarak biliniyor.
Şarkul Avsat